Coronavirüsün yıkıcı etkisi tüm dünyada olanca hızıyla devam ederken, spor müsabakaları da bundan nasibini aldı. Kimsenin beklemediği bu süreç karşısında futbol dünyasının ilk refleksi karşılaşmaları seyircisiz oynatmak olarak oluşsa da, nihayetinde tüm futbol organizasyonları askıya alındı. Virüsün en çok etkilediği ülke olan İtalya’da ilk vaka 31 Ocak’ta açıklandı, ardından önce 9 Mart’ta seyircisiz oynanma kararı sonrasında özellikle futbolcular arasında da pozitif sonuçların artmasıyla SerieA, 13 Mart tarihinde durduruldu.
Türkiye’de ise bildiğiniz üzere 11 Mart tarihinde ilk vakanın açıklanmasının ardından, ligler bir hafta seyircisiz oynansa da geçtiğimiz hafta Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun federasyon başkanları ile yaptığı toplantının ardından tüm ligler için erteleme kararı verildi.
Liglerin yeniden başlayacağı tarih konusunda henüz netleşen bir takvim olmasa da 1 Mayıs itibari ile yeniden start verilmesi gündemde. Bir başka senaryo olarak ise liglerin mevcut halleri ile tescil edilmesi. Liglerin kaderinin ne olacağı, yeni takvimin son sekiz haftayı oynatabilmek için yeterli olup olmadığı, futbol kulüplerinin bu süreçte içine girecekleri ciddi gelir kayıpları ve ekonomik darboğaz, hepsi merak edilen ve incelemeye değer konular.
Ancak ben bugün futbolcuların sözleşmeleri, bitiş tarihleri, mücbir sebep durumlarında başvurulacak mekanizmaları incelemeyi planlıyorum.
Sezon başında TFF tarafından ilan edilen lisanslama şartları uyarınca “Müsabaka mevsiminin 20 Haziran 2019 ile 31 Mayıs 2020 olarak tespitine, zorunlu nedenlerle bu sürelerin değiştirilebilmesine” karar verilmiştir.
TFF tarafından yayınlanan,
Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatı 19.Maddesi uyarınca “Her halükarda sözleşmelerin bitiş tarihinin 31 Mayıs olarak tespit edilmesi zorunludur. Sözleşme bitiş tarihinden sonra resmi müsabakaların devam etmesi halinde, sözleşmenin süresi müsabakaların bitimine kadar uzamış sayılır”
Bu hüküm uyarınca sözleşmesi sezon sonu bitecek olan futbolcuların, takvimin uzaması halinde sözleşmeleri resmi müsabakaların tamamlanmasından sonra sona erecektir. Dolayısı ile sözleşmelerin sona erme süreleri konusunda bu açık hüküm mevcutken bir anlaşmazlığın ortaya çıkma ihtimali düşüktür.
Asıl sorun ise şurada başlayacaktır, kulüplerin ekonomik gerekçeler ile UEFA’nın takvim sıkışmaları gerekçesi ile idari otoritelerin ise sosyal hayatı yeniden işler kılmak amacı ile tehlike tam olarak ortadan kalkmadan futbola yeniden start vermesi halinde futbolcuların hakları neler olacaktır?
Türkiye’de karşılaşmaların seyircisiz oynandığı haftada Süper Lig’de forma giyen birçok futbolcu sosyal medya hesaplarından karşılaşmaları oynamak istemediklerini deklare ederken, bu dönemde Trabzonspor ile Obi Mikel’in karşılıklı sözleşme feshi de yine bu sürece yoruldu. Benzer şekilde liglerin başlamasının ardından benzer talep ve tepkilerin gelme ihtimali yüksektir
Futbolcu sözleşmeleri Borçlar Kanunu uyarınca hizmet sözleşmesi olarak dikkate alınır. Borçlar Kanununda hizmet sözleşmelerinde fesih hakkı şöyle tanımlanmıştır: “Taraflardan her biri, haklı sebeplerle sözleşmeyi derhâl feshedebilir. Sözleşmeyi fesheden taraf, fesih sebebini yazılı olarak bildirmek zorundadır. Sözleşmeyi fesheden taraftan, dürüstlük kurallarına göre hizmet ilişkisini sürdürmesi beklenemeyen bütün durum ve koşullar, haklı sebep sayılır.” Her ne kadar futbolcular 4857 Sayılı İş Kanunu kapsamında olmasa da İş Kanununda şöyle bir haklı fesih nedeni mevcuttur.
“İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa işçi iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir.” Dolayısı ile İş Kanunundaki bu maddenin Borçlar Kanunundaki fesih gerekçesinde yer alan “haklı neden” olgusuna refere edilebileceği yönünde görüşler vardır.
Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri talimatına göre ise;
“Kulüp futbolcunun ücretlerini ödemekte temerrüde düştüğü ve/veya futbolcunun sosyal güvenlik haklarını ihlal ettiği takdirde, futbolcu sözleşmesini feshetmek arzusunda ise, kulübüne ve bilgi için TFF’ye noterden keşide edeceği bir ihtarname ile 30 gün içerisinde ücretinin ödenmesini ve/veya sosyal güvenlik haklarının yerine getirilmesini bildirmek zorundadır. Kulüp, söz konusu mehile rağmen ücretini ödemediği ve/veya sosyal güvenlik haklarını yerine getirmediği takdirde, futbolcu mehilin sona ermesinden itibaren ancak 7 gün içinde sözleşmesini feshedebilir.”
Bu hükümde yer alan sosyal güvenlik hakları olarak öncelikle sigorta bildirimlerinin yapılması akla gelse de, futbolcular hem 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu hem de 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve GSS Kanununa tabidir. 5510 Sayılı Kanuna göre –basitçe- sigortalının işyerinde bulunduğu sırada işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sakatlanması durumu iş kazasıdır. Dolayısı ile bir futbolcunun futbol müsabakası ya da antrenman esnasında Covid-19 virüsüne yakalanması açık bir iş kazasıdır. Bu ihtimal pek tabi ki müsabakadan ziyade bu erteleme döneminde takımların yaptığı kamplar ve antrenmanlar için de geçerlidir.
Çalışma mevzuatı uyarınca İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup işverenin kasıt veya ihmalinden ortaya çıkan iş kazalarının tamamında sorumluluk işverende dolayısı ile de futbol kulüplerindedir.
Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) de birçok kararında kulüplerin futbolcuların etkin çalışma hakkını koruması gerektiğini, buna aykırı davranışlar da futbolcuların sözleşmelerini haklı nedenle feshedebileceğini karara bağlamıştır. Tüm bu hükümler bir arada dikkate alındığında, pandemi henüz ortadan kalkmadığı halde futbolcuların bir arada bulunmaya, antenman ya da kamp yapmaya ya da müsabakaya çıkmaya zorlanması halinde sözleşmelerin futbolcular tarafından haklı nedenle feshedilebileceği anlaşılmaktadır.
Umarım bütün bu tartışmalara gerek kalmaksızın küresel salgın bir an önce sona erer ve hayat kaldığı yerden devam eder. Sağlıklı günler.
Hazırlayan: Ahmet DUMLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder