31 Temmuz 2018 Salı

Beşiktaş: Kaleye sırayla geçiyoruz!


          Kale, savunma ve güvenlik amacıyla yapılan ve kullanılan, kalın ve yüksek duvarlı, burçlu, mazgallı yapı, kolay girilemeyen, korunmalı yer. Türk Spor terminolojisi öyle önem vermiştir ki, “kale” adını vermiştir korunması gereken yere. Ve bir de kalenin kumandanı, en güvenilen adam: Kaleci

          Sık kullanılmaktan klişeye dönüşme tehlikesi barındırsa da bir miktar, yine de kullanılasıdır Sunay Akın’ın kaleci tanımı;
        “Tüm takım arkadaşları ona sırtını dönse de, kimseye sırtını dönmeyen adamdır”

          Kaleciden en mustarip camiayı sorsak akla ilk olarak Beşiktaş gelir sanırım. Öyle ki geçtiğimiz yıllarda Acun Ilıcalı’nın düzenlediği veteran turnuvasında bile kalecisiz kalmayı başarmış takımdır.

          Yıllar evvel bir reklam sloganı olan Neşe’nin kepek sorunu gibidir, Beşiktaş’ın kaleci sorunu, bitmez de bitmez. Umutlanırsın yine bitmez. Halı sahada kalecisi belli takım ile sırayla kaleye geçilen takımın güven farkı gibi, Beşiktaş kaleciden yana hep sorunlu. Hani öyle ki, takımın forvet oyuncusu Pancu, yokluk kontenjanından neredeyse kulübün efsane kalecileri arasında sayılmaktadır.

          Halilagic’in geri pasını ıskalayan Fevzi Tuncay'dan mı başlasak, Rüştü’nün ofsayt itirazları ile yediği gollerden mi dertlensek, Tolga’nın ağırbaşlı bir adam oluşunun kaleden çıkma hızına etkisinden mi söz etsek, Fabri’nin çalım denemeleri, Günay’ın Sneijder’e uçmaya çalışması yakın geçmişten ilk aklımıza gelenler. Daha söz etmeye değer görmediğim, Runje’ler, Boyko’lar da cabası.


          En iyisi günümüzden geriye doğru bir bakış atmak; Son iki sezondur Beşiktaş’ın kalesini koruyan Fabricio Ramirez, 6 milyon Euro bedel karşılığında Premier Lig ekiplerinden Fulham’a transfer oldu. 2016 yılında Deportivo La Coruna’dan bedelsiz olarak transfer edilen İspanyol eldiven Beşiktaş forması ile 87 karşılaşmaya çıktı.

          Fabri’nin takımdan ayrılması ile birlikte Beşiktaş’ın kaleci sorunsalı yeniden gündeme geldi. Beşiktaş camiasının Oscar Cordoba’nın ayrılmasından beri en az tartışılan kalecisinin Fabri olduğunu söylememiz sanırım yanlış olmaz. En az tartışılan kalecisi derken, yine de yukarıda değindiğimiz gibi Lyon deplasmanında yediği hatalı gol ilk aklımıza gelen unsurlardan.

          Oscar Cordoba’nın takımdan ayrıldığı 2005-2006 sezonunun ardından, 2006-07 sezonunda takımın kalesini koruyan Hırvat Vedran Runje, Beşiktaş forması ile çıktığı 42 karşılaşmada 39 gol yese de, yediği hatalı goller ile hatırlanıp camianın kabullendiği bir isim olmaktan oldukça uzak bir sezon geçirmiş ve sezon sonu kulüple yolları ayrılmıştı.

          2007-08 sezonunda ise Beşiktaş Türk Futbolu'nun en önemli değerlerinden olan Rüştü Reçber’i ezeli rakibi Fenerbahçe’den transfer ederek, kaleyi tecrübeli eldivene emanet etti. Yine aynı transfer döneminde potansiyeli herkesçe kabul edilen, Milli Takım’a da çağrılan Hakan Arıkan transfer edildi. Bu ikilinin dönüşümlü olarak forma giydiği sezon, Rüştü Reçber 25 karşılaşmada kaleyi koruyup 25 gol yerken, Hakan Arıkan ise 22 karşılaşmada kalesinde 25 gol gördü. Bu sezondan akılda kalan en talihsiz hatıra ise Hakan Arıkan tarafından korunan Beşiktaş kalesine 6’sı 45 dakikada olmak üzere Liverpool tarafından 8 gol bırakılmasıydı.

          2008-09 sezonunda Beşiktaş kalesi çoğunlukla Rüştü Reçber tarafından korundu. Beşiktaş’ın Türkiye Süper Ligi’nde şampiyon olduğu ve Türkiye Kupası'nı da alarak çifte kupa ile kapadığı sezonda, Rüştü Reçber forma giydiği 32 karşılaşmada 27 gol yedi. Sezonu henüz başında UEFA Avrupa Ligi mücadelesinde Metalist Kharkiv’den 4 gol yiyen Hakan Arıkan’ın kredisi ise git gide tükeniyordu.


          2009-10 sezonunda ise Beşiktaş kalesi yine tecrübeli eldiven Rüştü Reçber’e emanetti, sezona şampiyon apoleti ile başlayan Beşiktaş için, sezonun devamı beklendiği gibi gitmeyecekti. Rüştü Reçber bu sezon çıktığı 30 karşılaşmada 27 gol yerken, 10 maçta kaleyi koruyan Hakan ise 6 gol yemişti.

          2010-11 sezonunda ise, hani öyle ya takımın kalecisi kimdi sorusunun kesin bir cevabı yok, zira Cenk Gönen 24, Rüştü Reçber 19, Hakan Arıkan ise 16 karşılaşmada devre mülk misali forma giymiş, sonuç; yine hüsran.

          2011-12 sezonunda yine Türk Futboul’nun olamayan kalecilerinden Cenk Gönen korudu Beşiktaş kalesini. Genç kaleci forma giydiği 37 maçta 46 gol yedi. Sezonun fotoğrafı ise Atletico Madrid maçında yediği goller sonrası bir taraftarın sahaya girerek Cenk’e sitemiydi.

          2012- 13 sezonuna "Feda" sloganı ile başlayan Beşiktaş’ın ilk işlerinden bir tanesi İskoç kaleci Allan McGregor’u transfer etmek oldu. İskoç eldivenin bir sezonluk macerası iyi ya da kötü anlamda bir iz bırakmaktan uzak, standart geçti diyebiliriz. McGregor 26 maçta 39 gol yerken, arkasından hafızalarda kalan tek detay, Beşiktaş’ın yıllar sonra ilk defa futbolcu satışından gelir elde etmesiydi.

          2013-14 sezonunda Beşiktaş’a transfer olan Tolga Zengin ilk sezonunda 36 karşılaşmada 35 gol yese de yine de camianın güvendiği bir isim olmaktan maalesef uzaktı. Takip eden 2014-15 sezonunda ise bu durumun da etkisi ile kaleyi Cenk ve Günay ile paylaşmak zorunda kaldı. Bu sezonun fotoğrafı ise maalesef Brugge maçı ve Tolga Zengin’in kaleden çıkmayışıydı;

          2015-16 sezonuna takımın başına eski bir kaleci olan Şenol Güneş’i getiren Beşiktaş’ın kalesi, ikilinin Trabzon birlikteliğinin de etkisi ile Tolga Zengin'e daha istikrarlı şekilde emanetti. Sezon sonunda Beşiktaş şampiyon olsa dahi, kaleci güvensizliği, Tolga’nın Sporting maçında yediği gol ile Beşiktaş’ı üst üste iki sezon Avrupa’dan elemeyi başarması kaleci sorunsalının sürmesine yol açıyordu. Transfer edilen Boyko camia ile hiçbir zaman uyuşamamış, yeni sezona girilirken ise kulüpten gelen haberler İspanya’dan sakat bir kaleci alındığı yönündeydi.


          Ummadık taş baş yardı ve 2016-17 ve 2017-18 yılında Beşiktaş kalesi yakın geçmişine göre nispeten Fabri’nin koruması altında emin ellerdeydi.

          2018-19 sezonuna girilirken takımın mevcut kalecileri; Tolga Zengin ve Utku Yuvakuran. Maddi zorluklarla boğuşan kulübün bir kaleci transfer edip etmeyeceği merak konusu. Transfer yapılmaz ise Tolga’nın camianın güvenini yeniden kazanabileceği gerçekten muamma, zira kale mevkii, kaleci ile camianın, kaleci ile diğer oyuncuların karşılıklı güven etkileşiminin çok önemli olduğu bir pozisyon. Tolga takımın kaptanı sevilen abisi ancak özellikle taraftar nezdinde güvenilir bir kaleci olduğu fikri maalesef ki mevcut değil.

          Kim bilir Beşiktaş kalesi belki de 12 sezon sonra yeniden bir Kolombiyalı’ya, Ospina'ya emanet edilir.. Aksi durumda ise kaleye sırayla geçmek için şimdiden isimlerimizi yazdırmaya başlasak hiç de fena olmayacak diyebiliriz.

Yazar: Ahmet DUMLU
Transfer Merkezi

Transfer, Röportaj, Araştırma, Analiz

www.TransferMerkez.com

1 yorum: