Muammer Zülfikar Yıldırım kimdir?
14 Eylül 1990 doğumluğum. Ben doğduğum zaman ailem Diyarbakır'da yaşıyormuş. O yüzden Diyarbakır'da doğmuşum. Bir aylıkken ise babamın Sincan Belediyesi'ne tayininin çıkması nedeniyle Ankara'ya taşınmışız. Yani tüm çocukluğumu Ankara'da geçirdim. Ben Ankara’da büyüdüm. Ankara’da oturuyorum. Ailemle yaşıyorum. Futbola da o yüzden Ankara'da başladım. Ancak Diyarbakır'da hâlâ akrabalarımız var.
Futbola Ankara'da başlamışsın, kariyerin nasıl gelişti sonrasında?
Futbola amatör bir kulüp olan Ankara Esnafspor’da başladım. Ankara Esnafspor’dan 2006 yılında Türk Telekomspor alt yapısında geçtim. 1 yıl sonra profesyonel oldum. 2010 yılına kadar Türk Telekomspor’da oynadım. 2010 yılında kulüp kapandı ve Van Belediyespor’a geçtim. 2 yıl Van Belediyespor’da oynadım. 2 yıl sonrasında Mersin İdman Yurdu’na transfer oldum. 3 yılda Mersin İdman Yurdun’da serüvenim oldu. Bu senede Kayserispor’a geldim.
Kısa zamanda çok iyi bir noktaya geldin. Bu süreç senin için nasıl geçti?
Küçüklüğümden belli bekliyordum. Hayallerim hedeflerim vardı çünkü kendime güvenim, kendime inanıyordum. Bir şeyleri başarabileceğimi biliyordum. Çalışarak takibi ki. Van Belediyespor iyi bir süreç geçirdim. 2 yıl dolu dolu oynadım, 3.Lig’de. İyi de bir sezon geçirdim iki yıl boyunca. Ondan sonra birkaç takım vardı isteyen ama Mersin İdman Yurdu oldu. Mersin İdman Yurdu’nda güzel bir süreç geçti. Mersin’de ilk sene oynayamadım, fazla şans bulamadım. Ondan sonra ki senelerde hocalarımda güvendiler, şans verdiler ve iyi değerlendirdim ve şimdi Kayserispor’a geldim.
A Millî Takım kadrosuna ilk çağrıldığını duyduğunda neler hissettin? Yeniden davet bekliyor musun?
Herkesin hedefidir Milli takım oynamak. Ben Mersin İdman Yurdu’nda oynamaya başladığım süreçte hedefim artık Milli takımdı. İstiyordum gerçekten arzuluyordum. Çok çalışıp bir gün davet edileceğimi biliyordum. Fatih Terim (hocanın) çağıracağını biliyordum. Bekledim, sabrettim ve sağ olsun Fatih hoca da performansımı değerlendirdi ve beni Milli takıma çağırdı. İki tane hazırlık maçı vardı. Avusturya ve İsveç maçları. Şu an Kayserispor’dayım, burada da düzenli ilk 11'de oynuyorum. Çok şükür iyi de oynuyorum. Osmalıspor maçı sonrası yeniden Milli takıma davet edildim ve bunun için çok mutluyum. Ay-Yıldızlı forma altında performansımı sahaya yansıtmak istiyorum.
Yaptığın kurtarışlardan dolayı, taraftarın ayrı bir sevgisini kazandın. Özellikle Beşiktaş, Gaziantepspor ve Antalyaspor maçlarında. Kendi performansı neye borçlusun?
Hani klasik olacak ama çalışmaya borçluyum. Mental olarak hazır tutuyorum kendimi. Oynamıyorum diye kendimi salmıyorum. Hep hazır sanki oynayacakmış gibi hazırlanıyorum ve bekliyorum. Galatasaray maçında hazır olmasam kafa olarak, oynamıyorsun moralin bozuk diye o maça öyle çıksam daha farklı olacak belki. Ben mental olarak hazırdım. Böyle olunca da ister istemez başarı kaçınılmaz oluyor yani. Çok çalışmaya bağlıyorum performansımın iyi olmasını.
Gelecekteki kariyer hedeflerin neler?
Hiçbir zaman hedefler bitmemeli ve bitmez de. Benim önceki hedeflerim Süper Lig’e çıkayım şeklindeydi. Sonra Süper Lig’e çıktım oynayım, oynadım. Oynadıktan sonra Milli takım dedim, Milli takımda oynadım. Şimdi 4 büyük takım ve Avrupa diyorum. İnsanların her zaman hedefi olması lazım. Hedef olmazsa başarı olmaz çünkü. Hedefin olması gerekiyor. O hedef doğrultusunda çalışmak gerekiyor, kendini sıkmak gerekiyor, ciddiye almak gerekiyor, disiplin olması gerekiyor. Benim hedefim öncelikle Kayserispor’da uzun süre oynamak, kaptanlık yapmak. Gerçekten çok iyi bir kulüpteyim. Klasik değil, gerçekten düzenli, güzel bir kulüpteyim. Şehir olarak olsun, taraftar olarak olsun, kulüpteki yönetim olsun, yöneticiler olsun, personeller olsun hep iyi niyetli insanlar var burada. Ben Kayserispor’un başarılı olmasını isterim, gerçekten yürekten söylüyorum. Ben her zaman Kayseri ve Kayserispor’da olmak istiyorum ancak ister istemez hedefimde 4 büyük takım da var.
Kayserispor’dan teklif aldığında neler hissettin?
Kayserispor ile ilgili bir transfer görüşmemiz var dediler. Menajerlerim olsun, Hakan hocam olsun. Gerçekten ciddi düşündüm hemen. Biliyorum çünkü Kayseri’nin düzenli olduğunu söylüyorlardı. Güzel bir şehir olduğunu da iyi bir takım olduğunu da biliyordum. Umduğum gibi de buldum. Direkt geldim, alıştım. Çünkü burada aile ortamı var. Çalışanlar olsun, yöneticiler olsun, takım arkadaşlarım olsun hiçbir zaman egoist insanlar yok burada, hep alçak gönüllü insanlar var. Kolej takımı havasında. Herkes burada eşit. Kimse kimseden üstün değil. Zaten ister istemez kaynaşıyorsun. Bu yönünü sevdim Kayseri’nin. Burası gerçekten çok düzenli bir kulüp. Kayserispor başarıyı hak ediyor. İnşallah burada başarılı olacağız hep beraber.
Kayseri’yi nasıl buldun, gezme fırsatın oldu mu?
Erciyes Dağı'na gittim çok beğendim. Kayseri gerçekten çok güzel bir şehir. Mersin İdmanyurdu’nda oynadım. Mersin’de deniz olduğu için biraz daha avantajlı buraya göre. Mersin’den sonra Kayseri diyebilirim. Ankara, Kayseri aynı ben alıştığım için biliyorum.
Boş zamanlarında neler yapmayı tercih ediyorsun?
Önce türkü dinlemeye çok severim. Her türlü şarkı dinlerim de özellikle daha çok türkü ön planda. Kendim mırıldanır, söylerim önceden merak vardı. Sonra bir bağlama merakımı çekti böyle. Geçen sene Mersin’de Servet (abi) Çetin beraber kursa da gittik. Beraber öğrendikte. Azda olsa öğrendik. Hoşumuza gidiyordu. Bence her insanın imkân varsa insanın bir müzik aleti ile uğraşması gerekiyor kesinlikle çünkü rahatlatıyor insanı. Boş zamanlarımda alırım evimde 1-2 saat takılırım bağlama ile. Müziğimi dinlerim. Bence her futbolcunun ya da sporcunun bir müzik enstrümanı ile uğraşması lâzım. Çünkü bu stres ortamında, oyuncuyu çok rahatlatan ya da maçlara daha farklı motive eden bir şey bu bana göre. Maçlara da türkü dinleyerek ya da bağlama çalarak hazırlanıyorum.
Kayseri’deki taraftarı ve futbola olan ilgini nasıl buldun?
Passolig olayı gerçekten genel olarak Türkiye’de kulüpleri sıkıntı sokuyor. Taraftarlar Passolige karşı ister istemez cephe aldılar. Passolig çıktığından beri taraftar sayısı düştü. Gerçekten neredeyse yarı yarıya düştü. Bütün stadyumlarda, hatta dört büyük takımlarda bile görmek mümkün. Bence Kayseri’deki taraftar futbolu bilen taraftarlar var. Çünkü ben yorumlara bazen bakıyorum, çok doğru konuşan taraftarlar var. Futbola ilgisi olan bilgili insanlar. Ben daha da desteği bekliyorum. İçerideki maçları daha da coşkulu doldurmamız gerekiyor. Bize destek gerçekten gerekiyor bu sene. İyi oynuyoruz, şansız mağlubiyetler aldık. Her zaman destekçimiz olsunlar. Bizim yanımızda olsunlar.
Kayserispor’u bundan sonraki haftalarda nasıl görüyorsun?
Kötü bir futbol yok. Kötü futbol olsa diyebilirsin hani kötü bir takımımız var diye. İyi oynuyoruz ama şanssız gol yiyoruz, mağlup oluyoruz. Biz atamıyoruz ya da 10 kişi kalıp mağlup oluyoruz. Biliyorsun kaç tane örneği var. Ama gerçekten bize yakışmıyor, burada olmamamız gerekiyor. Hepimiz üzülüyoruz, gerçekten hepimizi kahroluyoruz ama bunun üstesinden de gelecek olanlarda biziz ve kısa zamanda da kesinlikle dönecek bu ibre bize. Hep böyle gitmeyecek. Kesinlikle başarılılar, galibiyetler puanlar gelecek ve üst sıralara kesinlikle çıkacağız.
Takımdaki birlik ve beraberlik nasıl?
Ben ilk gün geldiğimde hemen takım arkadaşlarım yanıma geldi. Şakalaştık, konuştuk sohbet ettik. Hemen böyle kaynaştık. Burada ortam gerçekten iyi. Yabancı birisi hiç yabancılık çekmez burada, hemen kaynaşır. Tanıştıktan sonra burada çok sıcak bir ortam var. Aile birlikteliği var.
Eklemek istediğin bir şey var mı?
Çok teşekkür kardeşim. Keyifli bir röportaj oldu. Emeğinize sağlık. Taraftarımız bize güvensin hep yanımızda olsunlar. İyi günde kötü günde yanımızda olsunlar. Bu süreç Allah’ın izni ile geçecek çünkü. Hep böyle gitmeyecek. İyi oynuyoruz, iyi bir takımımız var sadece biraz şanssızız ama bunu telafi edeceğiz. Gerçekten inansınlar, bu takım hak ettiği yere gelecek.
Röportaj: Memduh BORAZAN
Bu röportaj TransferMerkez.com tarafından yapılmıştır, tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder