Geçen sezonu 5 teknik direktörle tamamlayan Başkent ekibi, bu sezon ise rekorunu egale etme peşinde. Ligin henüz ilk yarısında 5 teknik adamla çalışan Gençlerbirliği, sezonun ikinci yarısına İbrahim Üzülmez yönetiminde girecek.
Lige İskoç teknik adam Stuart Baxter yönetiminde giren Gençlerbirliği’nde perşembenin gelişi aslında çarşambadan belliydi. Baxter’la haziran ayında sözleşme imzalanmasına rağmen, İskoç teknik adam sezon öncesi Ankara’ya çok geç gelmiş ve bu durum Başkan İlhan Cavcav’ın tepkisine neden olmuştu.
Johannes Hopf, Walid Atta, Panos Dimitriadis, Martin Spellman, Olafur Skulason gibi Baxter’ın yakından tanıdığı isimlerin yanında Rumen sol bek Iasmin Latovlevici ve transfer döneminin bitmesine saatler kala Djalma Campos’la eski oyuncusu stoper Ante Kulusic’i de takıma katıldı.
Ligin ilk maçında evinde Çaykur Rizespor’a 3-2 kaybeden Gençlerbirliği, ertesi hafta Antalyaspor’un konuğu oldu. Başkent ekibi 1-0 öne geçtiği karşılaşmanın ikinci yarısında Stuart Baxter’ın yaptığı kritik oyuncu tercihi hataları 3-1’lik mağlubiyeti hazırladı. İskoç teknik adam bu karşılaşmada Antalyaspor’un baskısının arttığı dakikalarda ön liberoya Doğa Kaya gibi dirençli bir oyuncu yerine iki tane sol bekten bozma oyuncuyu (Halil İbrahim ve Uğur Çiftçi) oraya yamayınca, zaten kaleci Hopf’u oynatmadığı için en ufak bir açığını arayan Beştepe’ye kendisini görevden alma yolunda önemli bir fırsat verdi. Ve Baxter’la yollar ikinci haftanın sonunda ayrıldı.
Soğuk Savaş!
Ertesi hafta Ankara’da alınan Kasımpaşa galibiyetinde takımın başında Naci Şensoy yer alsa da yönetim eski hocalarından Mehmet Özdilek’i yeniden takımın başına getirdi. Özdilek yönetiminde ilk maçında Başkent ekibi deplasmanda Bursaspor’a 3-2 yenildi. Beşiktaş’la 19 Mayıs’ta 1-1 berabere kalan “Kırmızı Karalar”, ertesi hafta Akhisar deplasmanından da 1-0 mağlup ayrılınca yönetimin teknik kadroya müdahale yapacağı konuları yeniden gündeme geldi. Gençlerbirliği’nin Galatasaray’a karşı deplasmanda aldığı 4-1’lik mağlubiyete rağmen evinde önce Kayserispor’u 2-0, Osmanlıspor’u da 1-0 mağlup etmesinin ardından Mehmet Özdilek ve İlhan Cavcav arasındaki soğuk savaş bir süreliğine sakinledi. Ancak daha sonra Konyaspor deplasmanı ve Ankara’da alınan Mersin İY beraberliğiyle başlayan, Trabzonspor mağlubiyetiyle devam eden ve 9 kişi kalmasına rağmen Gaziantepspor’la evinde 2-2 berabere kalan Gençlerbirliği’nde kazan yeniden kaynamaya başladı. Gaziantepspor beraberliğinden sonra kupada da Etimesgut Belediyespor’a 1-0 yenilerek Türkiye Kupası’na da havlu atan Başkent ekibinde İlhan Cavcav, Mehmet Özdilek’i takımın başına getiren yöneticilerle de arası açılan İlhan Cavcav, 2-0’lık Başakşehir ve Ankara’da alınan 1-0’lık Sivasspor mağlubiyetlerinin ardından takıma beklenen neşteri vurdu ve Özdilek’le yollar ayrıldı. Cavcav’ın özellikle Mersin maçından sonra takımın kadro kalitesini eleştiren ve kupadan elendikten sonra kupanın çok da önemli olmadığını belirten Özdilek’in sözlerine fazlasıyla sinirlendiği biliniyor.
Cavcav Rekorunu Egale Ediyor!
Mehmet Özdilek’in ardından Fenerbahçe maçına, kulübün “Acil durumlarda camı kırınız” görevi gören hocası Mustafa Kaplan takımın başında çıktı. Fenerbahçe karşısında oynanan kötü futbol ve alınan 1-0’lık mağlubiyetin ardından takıma yine neşter vuruldu. Önce Fuat Çapa ile anlaşıldı ancak Çapa daha Ankara’ya gelmeden İlhan Cavcav kararından geri döndü ve Türk futbolunun renkli siması Yılmaz Vural’la anlaşıldı.Yılmaz Vural yönetiminde Eskişehir deplasmanına giden Gençlerbirliği, maç boyunca rakibi karşısında baskılı ve üstün oynamasına rağmen yediği iki kontra atak golüyle sahadan 2-0 mağlup ayrıldı. Vural’la 1.5 yıllık sözleşme imzalayan Cavcav, Vural’dan ısrarla takımla ilgili rapor isterken, Vural’ın 13 oyuncuyla yolların ayrılması gerektiği ve yabancıların yetersiz olduğu yönündeki raporu sonrasında Vural’ın da bileti kesildi. Özellikle Eskişehirspor maçından önce ve sonra da yönetim içinde Vural’a karşı bir lobi çalışması yürütüldüğü açıkça belli olurken, Yılmaz Vural’ın açıklamalarına göre de, Eskişehir maçından sonra kaptan Ahmet Çalık önderliğinde özellikle yabancı oyuncuların Yılmaz Vural’dan ve çalışma metotlarından duydukları rahatsızlık Başkan İlhan Cavcav’ı da böyle bir karar almaya iten sebeplerden oldu.
Yılmaz Vural’ı görevinin 6.gününde kovan Cavcav, geçen sezon da Kemal Özdeş’i sezonun ilk antrenmanından sonra göndermişti. Bu değişikliğin ardından takımı İbrahim Üzülmez’e emanet eden İlhan Cavcav, 34 yıllık başkanlık kariyerinde 41.farklı teknik adamı takımın başına getirdi.
Tarihin En Kötü Gençler'i!
Gençlerbirliği ligin ilk yarısını 13 puanla 16. sırada tamamladı. Takımın kadro kalitesi (son transferler öncesi) ve oynadığı oyun, son yıllarda her sezon başı “Bu sene düşeriz” diye lige başlayan ancak daha sonra oynanan oyun sonrası Avrupa kupası hayalleri kurup, sezon sonunda “Çok şükür bu sene de düşmedik” diyen taraftarların takımla ilgili baktığı falı daha görünebilir ve net hale getirerek, herkesin gözünde en büyük düşme adayı olarak belirtildi. Ligin ilk yarısında üç galibiyetle en az galibiyet alan takımlarından olan Gençlerbirliği ayrıca 14 golle de ligin en az gol atan takımı oldu. Kalesinde 25 gol gören Başkent ekibi, 17 maçlık periyotta kırmızı kart görmeyen tek takım oldu. Ligin ilk yarısında deplasmandan sadece 1 puan çıkarabildi.Son 10 yılın en kötü ilk yarı performansını sergileyen Gençlerbirliği en son, 2007-2008 sezonunun ilk yarısını 14 puanla 16. sırada tamamlamıştı.
Kesenin Ağzı Açıldı
Yılmaz Vural’ı 13 transfer istediği için gönderen İlhan Cavcav, ligin ikinci yarısının başlamasına 1 hafta kala 3 oyuncuyu kadroya dahil etmiş durumda. Fenerbahçe’den tanıdığımız ve sezona İsviçre’de FC Will 1900’da başlayan Selçuk Şahin, geçen sezonun devre arasında takıma katılan ancak sezon sonu yollar ayrılan Alexander Hleb ve Trabzonspor’dan Serdar Gürler şu ana kadar takıma dahil olan isimler. Bunların dışında sezon başında takımın toplanma gününde Gençlerbirliği Tesisleri'ne gelen ancak eşyalarını toplayarak 1 saat sonra Osmanlıspor ile sözleşme imzalayan Hakan Aslantaş’la da anlaşıldı. Gündemde yer alan diğer isimler ise Bobo, Halil Altıntop ve Servet Çetin, Serkan Balcı. Antalya kampında denenen Gabonlu golcü Meye ise beğenilmesi halinde takıma dahil edilecek. Ayrıca, yazı yayına hazırlandığı sırada eski Gaziantepsporlu Haris Medunjanin ile prensipte anlaşıldığı haberi de geldi.Takımdan ayrılan isimler ise Hikmet Balioğlu Şanlıurfaspor’la anlaşırken, sezon başında transfer edilen ancak verim alınamayan Walid Atta’nın da sözleşmesinin feshedileceği iddia edildi. El Kabir'in takım içindeki disiplinsiz davranışları nedeniyle İbrahim Üzülmez'in yönetime rapor verdiği de gelen bilgiler arasında.
Hücum Kısır Kaldı
Kırmızı-Kara’lar attığı 14 golle ligin ilk yarısında en az gol atan takım olurken, golcüleri de suskun kaldı. Başkent ekibinde sezonun ilk yarısının en golcü ismi Mustafa El Kabir olurken, Stancu ise sakatlığında etkisiyle etkisiz kaldı.Fas asıllı El Kabir 6 golle takımın en golcüsü olurken ligin tecrübeli golcülerinden Stancu 2 kez rakip fileleri havalandırdı. Kırmızı-siyahlılarda Tomic, Dimitriadis, Djalma Campos, Ante Kulusic ve İrfan Can Kahveci'nin ise birer golü bulunuyor. Gençlerbirliği'nin bir golünü ise 5. hafta oynanan karşılaşmada sezon başında başkent ekibinden Beşiktaş'a transfer olan Tosic kendi kalesine attı.
Özellikle Baxter’la birlikte takımın yıllardır sahip olamadığı bir futbol anlayışının oluşacağı yönünde bir intiba vardı. Ancak Baxter döneminin kısa sürüp Özdilek’e dönülmesinin ardından Gençlerbirliği’nin yine bir kısır döngüye gireceği kesindi. Özdilek yönetiminde özellikle hücumda son derece kısır bir görüntü çizdi.
Sezonun ilk yarısında genellikle 4-2-3-1 dizilen Gençlerbirliği, Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarının haricinde 4-3-3’ü ve türevlerini çok fazla kullanmadı. Bu maçlarda ve deplasman mücadelelerin bir bölümünde orta sahayı kalabalık tutarak, kazanılan toplar sonrası çabuk çıkmak ve El Kabir’i savunma arkasına sarkıtmak ana oyun planı olarak işledi. Ancak Gençlerbirliği’nde ilk yarıda çalışan tüm teknik direktörlerin düştüğü bir hata El Kabir ve Stancu’nun yerleriyle ilgiliydi. İrfan Can’ın forvet arkasında serbest olarak kaldığı, Landel yada Djalma Campos, hangisi oynuyorsa genellikle sol kanatta görev aldığı maçlarda Stancu daha etkili olabileceği forvet yerine sağ önde kullanıldı. El Kabir’in agresif oyunu nedeniyle direkt rakip stoperlerin arasına dalması ve maç boyunca rakipleriyle boğuşması çoğu zaman atakları başlamadan bitirdi. Stancu’nun El Kabir’e göre pozisyon ve oyun bilgisinin daha üst düzey olduğunu düşündüğümüzde ligin ikinci yarısında Gençlerbirliği’nin bu veya buna benzer bir değişikliğe gittiğini görebiliriz.
Gençlerbirliği’nde göze çarpan bir diğer sorun ise İrfan Can Kahveci. Geçen sezon yaptığı çıkışla dikkatleri çeken genç oyuncunun bu sezon girdiği “Ben oldum” tavrı takımı da olumsuz etkilemiş durumda. Gençlerbirliği orta sahasında yer alan Skulason ve Dimitriadis ikilisinin de, takımın kademeli ve hatları yakın tuttuğu maçlarda fazla sırıtmayan performansları, oyunun iki yönünde de katkı beklenince sınıfta kaldı. Skulason’un Eskişehirspor deplasmanında orta sahada kaptırdığı top Gençlerbirliği kalesinde golle sonuçlandı.
Gençlerbirliği’nde bu sezon sakatlıkları nedeniyle performansları düşen diğer isimler ise Michel Landel ve Guido Kocer. Nemanja Tomic’in de geçen sezon İrfan Buz’la yaşadığı hayata dönüş bu sezon sona ermiş gibi gözüküyor.
Savunmada da ciddi sıkıntılar yaşayan Başkent ekibi, genç Ahmet Oğuz’a ilk yarıdaki 15 maçta görev vermesine rağmen Hakan Aslantaş’la o bölgeyi takviye etmek istedi. Ahmet Çalık-Ante Kulusic tandemi kağıt üzerinde etkileyici gözükse de bu isimler de ligin ilk yarısında beklenenin uzağında kaldılar.
Gençlerbirliği rakibi karşılama mesafesi, agresiflik ve savunmada yer tutma anlamında büyük sorunlar yaşamasa da takımın kalitesinin geçtiğimiz sezonların çok altında olduğu aşikar. Kaliteli ve skora etki edebilecek transferler elzem gözükürken, şu ana dek transfer edilen isimler de tartışmaya son derece açık.
14 Mart 1923’te kurulduğu için “Cumhuriyet takımı” diye anılan Gençlerbirliği, ne yazık ki bu sezon düşme potasının tam ortasında. Kulüp en son buna benzer bir durumu 2008-09 sezonunda yaşamış ve 3’lü averajla ligde kalmıştı. Başkent ekibinin ligde kalma yolunda ikinci yarıdaki performansı hem saha içi hem de yönetimin kulübün idaresi konusunda izleyeceği akılcı politikalara bağlı.
Hazırlayan: Anıl YAZAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder