Transfer Merkezi dergisinin bugünkü konuğu Yeni Malatyaspor'da gösterdiği başarılı performansla herkesin dikkatini çekmeyi başaran genç stoper Sadık Çiftpınar. Galatasaray altyapısından yetişen 1993 doğumlu stoperle yaptığımız keyifli sohbeti hep birlikte okuyalım.
Merhabalar Sadık. Klasik bir soruyla başlayalım. Futbola nasıl başladın?
Merhabalar. Ben Adanalıyım, Adana’da büyüdüm. Küçük yaşlarda evde bardakları tekmeliyormuşum, aslında o zamandan belliymiş ya futbolcu olacakmışım ya da dövüş sporcusu. (Gülüyor). Oturduğumuz mahallede sürekli küfreden, ağzı bozuk arkadaşlarımız vardı. Ben ailem tarafından öyle yetiştirilmedim, bana çok ters geliyordu. O ortamda sıkıntı yaşardım. Okuluma da gidiyordum ama okul dışında sosyal aktivitem yoktu. O zamanlar 2002 Dünya Kupası’nı televizyondan izledim, milli takımımızın başarısından sonra çok etkilendim. Sonra annemden beni futbol takımına göndermesini istedim. Adana’da amatör bir kulüp var, Seyhan Belediyespor. Annemin bir akrabası varmış orada. Onun vesilesiyle seçmelere katıldım ve kulübe alındım.
Seyhan Belediyespor’dan Galatasaray alt yapısına transfer oldun. Bu transfer süreci nasıl gerçekleşti?
Yıllarca Seyhan Belediyespor forması giydikten sonra Galatasaray’a olan transferim de biraz ilginç oldu. U17 Milli takımımızın Adana’da hazırlık maçı vardı. Gökhan Töreli, Berkin Kamil Arslanlı kadroydu. Antrenmandan çıkıp koşa koşa o maçı izlemeye gitmiştik. Seyhan Belediyespor’dan hocamız İbrahim Demiryol da bizimle maça gelmişti. Maçta birçok futbol adamı vardı. Birisi de Galatasaray A2 takımının antrenörü Nedim Yiğit hocamdı. İbrahim hocam ile Nedim hocam futbolculuk zamanlarından birbirini tanıyorlarmış. Maçı izledik, İbrahim hoca maçtan sonra Nedim hocaya beni yanına göndereceğini, beğenirse takıma almasını söyledi. Nedim hoca da kabul etti. İstanbul’a seçmelere gittim, yaklaşık bir ay idmanlara çıktım. Sürekli idmana çıkıyorum, bir türlü sonuç açıklanmıyor stres oluyorum. Kampın sonunda takıma alındığımı söylediler. Sevinçten havalara uçtum, hemen telefona sarıldım, annemi aradım. Böylece Galatasaray kariyerim de başlamış oldu.
U20 Dünya Kupası öncesi Messi ile buluşman var bir de. Onu da duyabilir miyiz senden?
Benim hayatım boyumca unutamayacağım bir olaydır. Galatasaray forması giyerken bir sakatlık yaşadım. O sakatlığı hemen atlatıp, U20 için çalışmaya başladım. Bir gün telefon geldi. Telefonda Emre Aşık ve Feyyaz Uçar vardı. Önce nasıl olduğumu, neler yaptığımı sordu. Cevapladım, sohbet ettik. Sonra bana dedi ki ‘’Sadık, oğlum seni İspanya’ya göndereceğiz. Messi ile buluşacaksın.’’ Ben şaka yapıldığını düşündüm. Hocam ciddi olduğunu söyleyince ben seve seve gideceğimi düşündüm. U20 Dünya Kupası etkinlikleri tanıtımı kapsamında beni gönderdiler İspanya’ya. Barcelona da şampiyonluğu garantilemiş, taraftarlarıyla kutlama yapıyorlar, son maç formalite yani. Maçtan bir gün önce görüşülecek dendi olmadı, maç öncesi dendi olmadı. Camp Nou’da bir soyunma odası var labirent gibi. Yürüyorsun yürüyorsun bitmiyor. Her köşeyi döndüğümde Messi ile karşılacağım gibi oluyordu. Sağıma bakıyorum Iniesta, soluma bakıyorum Pique, sanki rüyadayım. Neyse ben maçı izledim. Maç sonunda Bercelonalı oyuncuların sevinç sesleri geliyor, şampiyonluk kutluyorlar, ortam harika. Ve sonunda Messi ile buluştuk. Benim belki de en mutlu olduğum anlardan biriydi. Bize hep Messi dışarıdan egoist, burnu havada görünür, ama öyle değildi. Çok sıcakkanlıydı. Benim için unutulmaz bir tecrübe oldu.
U20 Dünya Kupası bitti, sen Galatasaray’dan ayrılıp, Trabzon Akçaabat ile anlaştın. Galatasaray’da neden olmadı? Bu süreç nasıl gelişti?
Galatasaray’da 2012-2013 sezonunu bitirdim. Ne profesyonel oluyorum, ne kampa çağrılıyorum.. Hocama sordum kampa gidip gitmeyeceğimi, gitmeyeceğim söylendi. Ee bende 20 yaşına gelmiştim, hala amatör oynuyorum. Hedeflerim, ideallerim var ama zaman geçiyor. İçimde ukte kaldı Galatasaray. Sahada hırslı agresif oynarım, bu hırsımın sebebi belki de budur kim bilir. Galatarasaray büyük bir kulüp, alt yapısı da sağlam. Alt yapıdan birçok futbolcu yetişiyor. Herkes de Galatasaray A takım formasını giyemiyor. Biraz da şans lazımdı. O şansı bulamadım. Kısmet tabii, sonrasında Trabzon Kanuni ile anlaştım. Yaklaşık 1,5 sezon forma giydim.
Akçaabat’tan Yeni Malatyaspor’a transfer oldun. Şu anda PTT 1.Lig’de forma giyiyorsun. Transfer sürecin nasıl oldu? Nasıl gidiyor Yeni Malatyaspor macerası?
Akçaabat’ta kulüp başkanımız kulübü kapatma kararı aldı. Takıma ‘’ Herkes,verdiğim peşinatı getirip boşa çıkabilir.’’ dedi. Bana ise 100 bin TL bonservis ücreti istedi. Ben 3.Lig futbolcusuyum, kim bonservis ücreti öder. Başkanımla konuştum, sağolsun o da biraz olsun kolaylık sağladı. Şu an Adanaspor forması giyen Cem Özdemir iyi arkadaşımdır. Onunla play station oynuyorduk. Telefon geldi. ‘’Alo Sado, napıyon oğlum?’’ diye bir ses. Bilmediğim bir telefon numarası. Sonra sesten tanıdım Feyyaz hocammış arayan. Sohbet ettikten sonra bana Yeni Malatyaspor ile anlaştığını, beni de takımda görmek istediğini söyledi. Ben çok sevindim. Hem Feyyaz hocam orada, hem de Malatya başarıya aç, geçmişte büyük başarılar sağlamış, taraftar potansiyeli olan şehir. İkinci ligin en büyük camiası yani. O süreçte başka takımlardan da teklif aldım. Ama Malatya’ya gittim. Devre arasından sonra sürekli 11 başlıyorum, her şey beklediğimden de iyi gidiyor. Ama sakatlığım da vardı. Çok zorlanıyorum, ağrılarım da var, hocam ilk on bire yazdı. Takıma zarar vermekten korktum. Hocam bana güvendiğini, sahada durmamın bile yeteceğini söyledi. İğneyle çıktım maça. O maçı atlattık sonrasında fıtık ameliyatı oldum, sezonu kapadım. Ama çok şükür şampiyonlukta emeğim oldu. Bu sezona da başladım, çok şükür yine iyi gidiyor. Özellikle İrfan hocamın gelmesi takıma pozitif katkı yaptığı gibi benim performansıma da yaptı. Her şey çok güzel gidiyor.
Sağ bek mi, stoper mi?
Kesinlikle stoper. Tartışmam o konuyu yani. Hocam nerede görev verirse yaparım ama stoperde kendi kalitemi, performansımı daha rahat gösterdiğime inanıyorum. Sağ bekte aksıyorum bazen, orijinal mevkim olmadığı için çok iyi işler yapamıyorum.
Bir de transfer dedikodularına gelelim. Bazı haberler var, neler söylersin bu konuda? Bursaspor söylentileri doğru mu?
Haberler bana da geliyor ama henüz net bir şey yok. Ben Bursaspor’da oynamak isterim. Süper Lig’e kim gitmek istemez. Ama tabi son söz kulübümün olur. Kulübümün menfaatleri doğrultusunda transfer olurum olursa. Bana burada değer veriliyor, buradaki güzel insanlara sırtımı dönüp gidemem.
İdol olarak gördüğün futbolcu kimdir?
Carles Puyol. Çocukluktan beri hayranıyım. Onun onda biri kadar olsak kafi.
Avrupa hayalin var mı? Avrupa’da desteklediğin bir takım var mı?
Tabii ki neden olmasın, isterim Avrupa’ya gitmeyi. Ama önce kendi ligimizde tecrübe kazanıp ondan sonra gitmek isterim. Avrupu’da taraftarı olduğum takım Chelsea. Kısmet olursa hedefim Chelsea oynamak.
Messi ile röportajında bir cümlen geçiyordu ‘’İnşallah, sahada da karşılarız.’’, Messi bu cümlene sana sarılarak tepki verdi. Bu hayaline inanıyor musun?
Neden olmasın. Futbol bu, çalışırsak olmayacak bir şey yok. Ben alt yapıdayken ‘’Messi’yi tutacağım, ona savunma yapacağım.’’ diyordum, takımdaki ağabeylerim gülüyordu bana. Tamam bugün belki savunma yapamadık ama sarıldık Messi’ye (Gülerek) İnşallah o günleri de görürüz.
Futbol hayatında önemli yer tutan, çok iyi olduğunu düşündüğün hocaların kimdir?
Yahya Kantur benim için çok önemli hocamdır. Beni futbolcu yapan, bende yeri çok ayrı olan bir isim. Onun dışında U20’de ve Yeni Malatyaspor’da hocalığımı yapan Feyyaz Uçar hocam, benim için çok değerlidir. Yine şu anki hocam İrfan Buz hocamın, iyi yerlere geleceğine inanıyorum. Çalışması, antrenmanları her şeyiyle çok farklı, kendini çok geliştirmiş bir isim. Başarılı olacağına yürekten inanıyorum.
Karşısında en çok zorlandığın futbolcu kim?
Ben Alanyaspor’dan Ayite’den çok çekiniyordum, Pote’den çekiniyordum ama ikisi de beni zorlamadı. Beni zorlayan bir isim varsa Karabükspor’dan Oğuzhan Aynaoğlu oldu. Oyuna sonradan dahil oldu, ben de maçta bayağı efor sarfettim. Bir de asıl mevkimde değil sağ bekte oynayınca bayağı zorladı beni.
Forma numaran 16. Bunun herhangi bir anlamı var mı?
Nişanlım Betül'ün doğum günü 16 Ocak. Kendisi bana uğurlu geldiği gibi doğum tarihi de uğurlu geldi. Çok destekliyor beni. Onun desteklerinin bana çok etkisi var. Bundan sonra forma numaram kolay kolay değişmez herhalde.
Boş zamanlarında neler yapıyorsun?
Boş zamanlarımda takımdan arkadaşlarla dışarı çıkıyoruz, tesiste kalıyorum zaten. Ali Sakal ağabeyimin odasında batak oynuyoruz. Eğlenceli bir ortam oluyor bizler için.Bundan sonraki hayatında başarılar diliyoruz Sadık, sen son olarak ne söylemek istersin?
Benimle röportaj yaptığınız için sizlere ve sitenize teşekkür ederim. Transfer Merkezi’ni zevkle takip ediyorum. Size de yayın hayatınızda başarılar.
Röportaj: Hüseyin KARABACAK / Mahmut BATUR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder