Başkent ekibinde takımın başına İskoç teknik adam Stuart Baxter’ı getirildi. 61 yaşındaki İskoç teknik adam İsveç, Japonya ve Güney Afrika’da şampiyonluklar yaşamış bir isim. Bunun dışında 2008-2010 yılları arasında da Finlandiya Milli Takımını çalıştırdı. Birleşik Krallık’a bağlı ülkelerde de fazlasıyla görev alan Baxter, Japonya ve Güney Afrika maceraları dışında çoğunlukla Kuzey Avrupa’da yer almış bir hoca. Gençlerbirliği yönetimi hocayı uzun süreden beri takip ediyor olsa gerek, sezon sona erdikten kısa bir süre sonra Baxter’ın da olur vereceği, İsveç ve Danimarka ligleri ağırlıklı transferler gerçekleştirdiler. Bu isimler Panajotis Dimitriadis, Martin Spellman, Walid Atta, Skulason ve kaleci Johannes Hopf. Diğer transfer ise Steau Bükreş’ten transfer edilen sol bek Iasmin Latovlevici.
Kamp döneminde 6 hazırlık karşılaşması oynayan Kırmızı Karalar, İlhan Cavcav Tesisleri'nde oynanan maçta Yunan temsilcisi Persepolis’le golsüz berabere kaldı. Hollanda kampında Ado Den Haag’ı 2-0, Twente’yi 5-0, Veria’yı da 2-0 mağlup eden kırmızı-siyahlılar, TSYD Ankara Kupası’nda ise Mersin İdmanyurdu’yla 1-1, Osmanlıspor’la da 2-2 berabere kaldı.
GİDENLER
Geçen sezon olduğu gibi bu sezon başında da kulüpte transfer dönemi hareketli geçti. Başkent ekibi 6 yeni ismi kadrosuna katsa da takımdan ayrılan isimlerde bir hayli önemli ve kilit isimler oldu.2012-13 sezonunun başında Kızılyıldız’dan transfer edilen Sırp sol bek Dusko Tosic takımdan ayrılan ilk önemli isim oldu. Geçen sezon stoperde yaşanan sıkıntı nedeniyle sol bekten stopere devşirilen ve Gençlerbirliği’nde oynadığı 3 sezonda sadece 9 maç kaçırarak takımın istikrar abidesi olan Tosic, sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte Beşiktaş’ın yolunu tuttu. Takımın geçen sezonlarda ana iskeletini oluşturan kadrodan ayrılan bir diğer isim de Jean Jacques Gosso. Geçen sezonun başında da sözleşmesi yenilenmeyen Fildişi Sahilli orta saha oyuncusu sözleşmesinin uzatılmamasının ardından PTT 1.Lig ekibi Göztepe’nin yolunu tuttu. Geçen sezonun başında kadroda düşünülmeyen ancak İrfan Buz’la yakaladığı çıkışı Mesut Bakkal’la devam ettiren Radosav Petrovic de bonservissiz olarak Dinamo Kiev’e transfer oldu. 2013-14 sezonunun başında Bursaspor’dan ayrılarak bonservissiz Gençlerbirliği’nin yolunu tutan Hakan Aslantaş’la önce anlaşıldığı açıklandı ancak 29 yaşındaki sağ bek daha sonra Osmanlıspor’un yolunu tuttu.
Geçen sezonun başında Romanya’nın Vaslui takımdan transfer edilen ve istatistiklerine bakılarak büyük ümitler bağlanan Liviu Antal, geçen sezonun ikinci yarısında İsrail ekibi Beitar Jerusalem’e kiralanmıştı. Bu sezonun başında Hollanda kampına götürülen Rumen oyuncuyla teknik ekibin raporu doğrultusunda yollar ayrıldı ve sözleşmesi feshedildi. Antal, Hapoel Tel Aviv ile anlaştı.
Bu isimlerin dışında fazla forma şansı bulamayan ve yaşı bir hayli ilerleyen Sedat Bayrak, sakatlıkları nedeniyle kırmızı-siyahlı ekipte çok az şans bulabilen ve faydalı olamayan Nizamettin Çalışkan takımdan ayrılan diğer isimler. Benzer şekilde Nizamettin gibi sakatlıklardan yakasını kurtaramayan Özgür İleri de bonservissiz olarak Gosso gibi Göztepe’nin yolunu tuttu. İyi bir fiziğe sahip olmasına karşın yedeği hatalı gollerle dikkat çeken Ramazan Köse Kasımpaşa’yla, geçen sezonun devre arasında takıma katılan Alexander Hleb BATE Borisov’la, iki sezondur başka kulüplere kiralanan Ekigho da Samsunspor’la anlaştı. Geçen sezon Adana Demirspor’a kiralanan Artun Akçakın bu sezon ise Alanyaspor’a kiralandı.
2013-14 sezonunun başında Pescara’dan transfer edilen Mervan Çelik ise kayıplarda. Hollanda kampına katılmayan oyuncu, TSYD Ankara Kupası karşılaşmalarında da kadroda yer almadı. 25 yaşındaki oyuncunun kendisine takım bulup, kulüpten ayrılması bekleniyor.
Transferde elini çabuk tutarak, haziran ayı ortalarında 6 yabancısından 4’ünün transferini bitiren Gençlerbirliği, Kuzey Avrupa rüzgarını Ankara’ya taşıdı desek yeri. Transfer döneminde kadrosuna 6 yeni oyuncu katan Başkent ekibi, kalesini sağlama almak istedi ve İsveç’in Hammarby takımdan 1.95’lik kaleci Johannes Hopf’u kadrosuna kattı. Sekiz sezondur Hammarby’de forma giyen İsveçli kaleci, fiziğiyle güven veren bir görünüme sahip. Ancak TSYD Ankara Kupası’nda yan toplarda zaman zaman sıkıntılar yaşadığı görüldü. Geçen sezon Dahlin’in ayrılmasının ardından sezonun ikinci yarısını, Ferhat Kaplan-Ramazan Köse ikilisiyle birlikte Süper Lig’in en zayıf kaleci rotasyonuyla geçiren Başkent ekibi için Hopf transferi yararlı olacak gibi görünüyor.
Savunmada Tosic’in ayrılmasının ardından stoper tandeminde Ahmet Yılmaz Çalık’a partner arayan Gençlerbirliği, İsveç’in Hacken takımından Walid Atta’yı kadrosuna kattı. TSYD Ankara Kupası’nda Ahmet Yılmaz Çalık’la uyumlu bir görüntü çizen 28 yaşındaki Atta’nın, Tosic kadar ayağı düzgün bir stoper olmadığını belirtelim. Savunmaya yapılan bir diğer transfer ise tecrübeli sol bek Iasmin Latovlevici. Son 4 sezondur Steaua Bükreş forması giyen ve Şampiyonlar Ligi maçlarında da görev alan 29 yaşındaki oyuncu, TSYD Ankara Kupası’nda hücuma yaptığı bindirmeler ve oyunun yönünü ters tarafa değiştirmesiyle dikkat çekti.
Toplu oyunda olduğu kadar topsuz oyunda da takımın yükünü sırtlayan Gosso-Doğa ikilisinin bozulması sonucu bu bölgeye iki takviye geldi. AIK Stockholm’den 28 yaşındaki İsveç asıllı Yunan oyuncu Panajotis Dimitriadis ve Zulte Waregem’den 32 yaşındaki Olafur Skulason bu bölgede Gençlerbirliği’ne taze kan olacaklar mı göreceğiz. TSYD Ankara Kupası’ndaki izlenimlerimizden, hem Dimitriadis’in hem de Skulason’un disiplinli futbolcular olduğunu ve görev adamı olduklarını söyleyebiliriz. Orta sahaya yapılan diğer takviye de Martin Spelmann. 28 yaşındaki oyuncu Odense’de orta sahanın ortasında ve forvete yakın görev alıyordu. İsveç liglerini takip eden isimler, geçen sezon 31 maçta 5 gol kaydeden Spelmann için Gençlerbirliği’ne yararlı olacağı görüşündeler.
Geçen sezon Gençlerbirliği’nin pilot takımı Hacettepe’ye kiralanan Atabey Çiçek için de yeni transfer tanımlamasını yapabiliriz. Özellikle TSYD Ankara Kupası’nda bir hayli güçlü gözüken Atabey Çiçek, şans bulması halinde geçen sezon İrfan Can Kahveci ve Berat Tosun gibi isimlerin yaptığı çıkışı yapabilir.
GENEL BAKIŞ
Geçen sezon İrfan Buz yönetiminde yaşanan çıkışta, savunma ve orta saha hatlarını mümkün mertebe yakın tutarak, top rakibe geçtiğinde tüm takımın topun arkasına geçmesi yatıyordu. Sezonun özellikle ilk yarısında Ahmet Yılmaz Çalık-Dusko Tosic ikilisi tandemde çok iyi oynamışlardı. Hücumda da Gosso’nun orta sahadaki çift yönlü oyunu üzerine kurulu olan bir sistem vardı. Bu sezon ise ne Tosic ne de Gosso takımda olmayacak. Özellikle Gosso’nun orta sahadaki agresif futbolunu Skulason-Dimitriadis ikilisi gerçekleştirebilecekler mi merak konusu. Bu nedenle İskoç teknik adam Stuart Baxter’ın oyun planının farklı temeller üzerinde şekillenmesi kaçınılmaz olacaktır. Geçen sezon ligin ikinci yarısında Mesut Bakkal’la birlikte işin hücum tarafında daha efektif bir Gençlerbirliği vardı. Bunda kuşkusuz Mustafa El-Kabir’in etkisi çok büyük. Stancu’nun sağ önde oynadığı sistemde El-Kabir’in gezici forvet rolünde kanatlara yaklaşması ve gol koklama becerisi yüksek olan Stancu’nun El-Kabir’in savunmada açtığı kanallara hareketlenmesi hedeflenmişti.Bu sezon da yine hücum hattında benzer senaryolar görebiliriz Gençlerbirliği’nde. Ancak Stuart Baxter’ın, Stancu’yu santrfor yaparak El-Kabir’i, 4-2-3-1 sisteminde Stancu’nun arkasında gezici forvet olarak düşünmesi kuvvetli ihtimal. En azından TSYD Ankara Kupası maçlarının belli bölümlerinde buna benzer bir diziliş görüldü.
El-Kabir ve Stancu’nun dışında geçen sezon yakaladığı şansı çok iyi değerlendiren ve takımın önemli isimlerinden olan İrfan Can Kahveci ve geçen sezon başında kulüp bulması istenirken İrfan Buz döneminde adeta yeniden doğan Nemanja Tomic gibi önemli isimler de kadroda yer alıyor. Hakan Aslantaş’ın ayrılmasının ardından bu bölgede genç Ahmet Oğuz’a şans verilecek gibi görünüyor. Bunun dışında yine İrfan Can gibi geçen sezon büyük çıkış yakalayan Berat Tosun, TSYD Ankara Kupası maçlarında hırslı görüntüsüyle dikkat çekti. Geçen sezonun özellikle ilk yarısında etkili olan ancak ligin ikinci yarısında sakatlığın da etkisiyle düşüşe geçen Guido Koçer de bu sezon hücum hattında Baxter’ın elini güçlendirebilecek isimlerden.
Yine geçen sezon altyapıdan A takıma çıkan Halil İbrahim Pehlivan, sol bekte Uğur Çiftçi ve Latovlevici ile forma savaşına girecek. Genç Hikmet Balioğlu da savunmaya yeterli sayıda ve seviyede takviye yapılmadığı düşünüldüğünde forma şansı bulabilecek isimlerden.
Hangi teknik adam gelirse gelsin, kadro mühendisliğini, altyapısından çıkardığı gençlerle, genellikle düşük profilli yabancıları harmanlamak üzerine kuran Gençlerbirliği, son sezonlarda küme düşme korkusu yaşamayan ancak üst sıraları zorlamaktan da uzak sıradan bir orta sıra takımı görüntüsüne büründü. Türkiye’de borcu bulunmayan tek kulüp olarak her zaman övünen Gençlerbirliği yönetimi, her fırsatta kasalarında fazlasıyla para olduğunu belirtmeyi de ihmal etmiyor.
Yeni sezonda takıma dahil olan yeni yabancıları ve yeni teknik direktörüyle adeta kabuk değiştiren Gençlerbirliği’nde ligin ilk haftalarında hem camianın hem de taraftarların sabırlı olması gerek. Taraftarlarının geçen sezon gerçekleştirdikleri Passolig protestosu nedeniyle birçok maçını neredeyse boş tribünlere oynayan Gençlerbirliği’nin bu sezonki en büyük avantajı, Passolig protestosunu tribünlerde devam ettireceğini açıklayan önemli taraftar gruplarının yeniden tribünlere dönmesi ve Başkent ekibinin seyirci desteğini biraz daha arkasına alması olacak.
Bu sezon yabancı sınırlamasının da kalkmasıyla çılgın transferler yapan Süper Lig ekipleri arasında, 6 yeni yabancısı ve yeni hocasıyla Gençlerbirliği’nden ligin ilk haftalarında iyi futboldan çok, iyi sonuçlar beklemek gerek.
Hazırlayan: Anıl YAZAR
Guzel analiz olmus tebrikler
YanıtlaSiliyi sonuç da iyi oyunda gelmedi anıl bey. cavcav gene yaptı yapacağını
YanıtlaSil