Manchester United'ın yakın geçmişinde hafızalara kazınan isimler denince akla ilk gelenler Cantona, Giggs, Scholes, Beckham, Van Nistelrooy, Ferdinand, Rooney, Van der Sar ve elbette ki Cristiano Ronaldo oluyor. Birbirinden önemli bu oyuncular sadece Manchester United tarihine damga vurmakla kalmamış, Premier Lig'de de çığır açmıştı. Yazarımız Kaşif Yavaş’ın ele aldığı bu yazıda Sir Alex Ferguson'ın yarattığı ve çeyrek asırı aşan bir süre içinde 13 Premier Lig şampiyonluğu kazanan kadroların baş kahramanları olarak sayacağımız oyuncuların yanında gölgede kalan, ancak bir o kadar da kilit görevler üstlenen oyuncuları okuyacaksınız.
United'ın birçok kez aldığı galibiyet, kaldırdığı kupada sükse yapamasa da zaferlerin gizli kahramanı olan oyuncular için eminim ki çoğunluğunuz benimle hemfikir olacak…
Diego Forlan, Djemba-Djemba ve Kleberson gibi hayal kırıklığı yaratan futbolculardan bahsetmiyorum elbette. Aksine aşağıda sıraladığım isimler United taraftarının hafızalarında önemli yer edinmiş gerçek kahramanlar... İşte United efsanesi olan o gizli kahramanlar...
Gizli kahramanlar listesinde Michael Carrick'e ilk sırada yer veriyorum. Zira Carrick, hala Old Trafford'ta forma giyen tek isim. West Ham altyapısında yetişen, daha sonra Tottenham'da forma giyen tecrübeli ön libero tam 9 yıldır Kırmızı-siyahlı takımda oynuyor. Başarılı orta saha oyuncusu, ne dikkat çekici bir isim oldu ne de yıldızlar karması kadrolarında yer aldı. Ancak her zaman sergilediği o hayran bırakan nokta paslarına, az ve öz gösterdiği bireysel performansları eklediğimizde Carrick'i hala izleyebildiğimiz için kendimizi şanslı hissetmeliyiz...
33 yaşındaki kurt İngiliz, Manu formasıyla 5'i Premier Lig şampiyonluğu olmak suretiyle 14 kupa kaldırdı. Michael Carrick, rakibi karşılarken topu kaptığında kime pas verilmesi gerektiğini çoktan düşünmüş olup bir sonraki hamleyi çok çok önceden yaşayan bir oyuncu olarak, Manu'nun son 5 lig şampiyonluğunda görev alan en gizli mimardır…
Yıldızının parlaması 90'ların sonuna denk gelen Ole Gunnar Solskjaer'in ismini hala söyleyemem... 90'ların sonu, atari salonlarının yerini play station kafelere bıraktığı döneme tekabül ediyordu. Ve çocukluğu bu dönemde geçmiş jenerasyonumuzdan eminim ki çoğu kimsenin adını telaffuz edemediği Norveçli golcüyle ilgili verdiğim trajikomik bilgiden sonra geçelim Manchester United'taki kabul edilişine...
Başlangıçta Andy Cole, Dwight Yorke ve Teddy Sheringham gibi usta golcülerin olduğu kadroda şans bulmakta zorlanan Solskjaer, 6 Şubat 1999'da oynanan 8-1'lik Nottingham Forrest galibiyetinde öyle bir iş çıkardı ki; sadece İngiltere'yi değil tüm dünyayı salladı. Zira maçın son bölümlerinde Yorke'un yerine oyuna giren Norveçli golcü, son 10 dakikada 4 gol atmayı başarınca ilk 11'i ne kadar hak ettiğini kanıtlamakla kalmamış, bir de ‘Bebek Yüzlü Katil’ lakabını almıştır. Solskjaer, yedek kalan genç oyunculara biyografisini ders olarak anlatarak azmin sonunda zafere nasıl ulaşabileceklerini kanıtlayacak hırsıyla vazgeçilmezi olduğu United'ta 351 resmi maça çıktı ve geride 119 gol 31 asistlik enfes bir karne bıraktı. Hele hele 1999 Şampiyonlar Ligi Final maçında Bayern Münih'e karşı son dakikada attığı golle Avrupa'nın en büyük kupasını Kırmızı Şeytanlar'a kazandırması, Solskjaer'i Manu tarihine altın harflerle kazıdı. Norveçli efsane Kırmızı-siyahlı formayla 6'sı Premier Lig, 1'i Şampiyonlar Ligi olmak üzere tam 14 kupa kazandı.
İşte 10 dakikaya sığdırdığı 4 gol:
İşte Bayern Münih'i yıktığı son dakika golü:
Arjantinli defans oyuncuları Premier Lig'de tutulmayı nadiren başarmıştır. City'de oynayan Zabaleta ve Demichelis ikilisi ile Newcastle forması giyen Fabricio Coloccini'den başka sayabileceğimiz güncel örnek de pek yok...
Gabriel Heinze, 2004'te United'a geldiğinde bir dönem spekülasyonlara sebep olsa da ilerleyen zamanlarda kanıtladı ki, Sir Alex Ferguson yine yanılmamıştı. Fransa, İspanya ve Arjantin'de kupalar kazanmış olan Arjantinli stoper, Manu'daki 3 sezonunda 1 lig şampiyonluğu yaşadıktan sonra Real Madrid'e transfer oldu. Katı savunma denince hafızalarda ilk canlanan isimlerden olan Heinze, Premier Lig şampiyonluğunun yanında bir de İngiltere Lig Kupası şampiyonluğu yaşadı.
Gabriel Heinze, zaman zaman aşırı sert tavırlarıyla gündem olsa da rakip forvetlerin korkulu rüyası olan bir savaşçıydı. Öte yandan hücuma çıkışları ve Manu yarı sahasında taç çizgisi önlerinde soğuk kanlılıkla attığı çalımlarıyla yürekleri ağza getiren Heinze, takımına hızlı hücum şansı tanıyabilen bir oyuncuydu.
Park Ji Sung, teknik becerisi yüksek oyunculardan biriydi. Güney Koreli 7 sene geçirdiği Manchester United'ta önemli karşılaşmalarda yaptığı tecrübeli dokunuşlarla fark yaratmayı hep bildi.
Futbol hayatını QPR'da noktalayan Park, United'ta 205 maçta forma giyerken 27 gol ve 28 asistlik katkı sağladı. 4'ü Premier Lig şampiyonluğu sonucu olmak üzere Manu'da toplam 11 kupa gören Park'ın, son sezonunda inanılmaz derecede form düşüklüğü yaşaması Theatre of Dream'e veda etmesine sebep olmuştu. Park Ji Sung, alışılagelmişin dışında bir oyun okuma şekliyle Premier Lig'de fark yaratmıştı. Dikine oyunlarıyla rakip sahayı alt üst eden Park, Kırmızı Şeytanlar'la birer kez Şampiyonlar Ligi ve FIFA Dünya Kulüpler Kupası şampiyonluğu da yaşadı. Öte yandan Uzakdoğulu futbolcu, hem Manchester'da kaptan olan hem de Şampiyonlar Ligi'nde final maçına çıkan ilk Asyalı ünvanlarına sahip oldu.
Manchester United altyapısından yetişen ve 1993'te profesyonel olan orta saha oyuncusu, Manu'da 369 maça çıktı ve 24 gol 7 asist kaydetti. 2004'te Newcastle'a transfer olan Butt, agresif futboluna karşın Old Trafford'ta güven veren isimlerdendi. United'a 90'ların başında Roy Keane ile birlikte imza atan ve yıldızı Scholes, Giggs, Beckham gibi efsanelerle birlikte parlayan İngiliz milli futbolcu, genelde takımın arkasını toplayan bir görüntü çizmesiyle dikkat çekiyordu. Butt, gölgede kalmış olsa da Pele'nin bir dönem Telegraph'a verdiği ''Butt, bölgesinin dünyadaki sayılı yıldızlarından biri'' şeklindeki demeciyle gururlandırılmıştır. Manu'nun hücumuyla geri hattını birbirine bağlayan köprü vazifesindeki Butt, futbolu bıraktıktan bir yıl sonra Manchester United U21 takımıda teknik direktörlüğe başlamıştır. Tecrübeli futbol adamı, şu anda da Manu'nun genç takımlarında görev alıyor.
Tynecastle altyapısında futbola başlayan ve United'ta profesyonel olan Fletcher, kimi zaman ön libero kimi zaman göbekte görev aldı. Aralıksız 15 yıl hizmet ettiği Manu'dan geçtiğimiz Şubat ayında West Bromwich'e transfer olan İskoçyalı oyuncu, tam bir dinamo idi. Darren, Kırmızı-siyahlı formayla 347 maça çıkarken 24 gol 17 asist kaydetti.
Fletcher, Roy Keane'in ayrılmasıyla takımda daha fazla şans bulmaya başladığı dönemde İngiliz basınını ikiye bölmüştü. Ancak medyadaki enstantanelere rağmen kısa sürede adapte olan İskoçyalı, hem Keane'i aratmadı hem de Old Trafford'un sevilen adamı oldu. Biz Fletcher'ı daha çok forma aldığı maçlardaki enerji patlamalarıyla tanıdık. Evet, belki de ismi hiç ön planda olmadı ve Manu'dan hiç hak etmediği bir şekilde ayrıldı; ama Darren Fletcher, Ferguson'ın United'ında çıktığı her maçta orta sahanın 90 dakika diri kalmasını sağlardı...
Günümüzde Denis Irwin kadar mütevazi ve sıradan kalmayı becerebilen kaç oyuncu vardır ki? Alçak gönüllülüğüyle saha içinde fark yaratan Irwin, Leeds altyapısında yetişen ve Manchester United'ta aralıksız 11 sezon forma giyen bir ahlak abidesiydi. Başarılı sol bek, United'ta dile kolay 529 maça çıktı ve 7 Premier Lig, 3 FA Kupası ve 1 Şampiyonlar Ligi kupası kaldıran kadronun gizli kahramanlarından oldu. Old Trafford tribünlerinin, penaltılarıyla da Kırmızı-siyahları birçok kez sonuca götüren İrlandalı oyuncudan sonra tam 4 yıl boyunca-Evra gelene kadar- dönem dönem isyan bayrakları çekmesi, Irwin'in Manu için ne kadar önemli olduğunu anlamaya yeter sebeptir.
Hazırlayan: Kaşif YAVAŞ
teddy sheringham?
YanıtlaSilgerçi teddy sheringham gizli değil bilinen bir kahramandı solskjaer daha iyi bir seçim olmuş. nöbetçi golcü.
YanıtlaSil