Öncelikle Kayserispor maçına, U21 takımında forma giyen gençlerin de olduğu bir kadroyla çıkan Fenerbahçe'den başlayalım. Fenerbahçe, genç oyuncularını oynatmasına rağmen bu maçta oynayan oyuncularına toplam 230 bin TL maç başı ücret ödedi. Eğer ligdeki son Eskişehirspor maçındaki as kadroyla sahaya çıkmış olsaydı ödeyeceği maç başı ücret 415 bin TL olacaktı. Türkiye Kupası'nda kazanan takıma 90 bin TL, beraber kalan ekibe ise 45 bin TL ödül veriliyor. Bu bilgiler ışığında, Fenerbahçe'nin her durumda maddi olarak zarar ettiğini ancak gençlerle oynadığında bu zararın miktarını düşürdüğünü görüyoruz. Bir başka ilginç örnek de sadece Mehmet Topuz'a 70 bin TL maç başı ücreti ödenirken maçtaki bilet gelirinin sadece 3.500 TL olmasıydı.
Galatasaray, Eskişehirspor'u 4-2 mağlup ederek yeni hocasıyla ilk maçında galip gelmenin sevincini yaşadı ve 90 bin TL kupa ödülünü aldı ancak önemli oyuncularını oynatmanın maddi zararını da yaşadı. Maç başı ücreti 25 bin Euro olan Melo, Selçuk gibi isimlerin de etkisiyle sahaya çıkan oyuncularına toplam 410 bin TL maç başı ücreti ödedi. Bunun yanında kırmızı kart gören Melo'yu da kaybetmiş oldu.
Beşiktaş da dünkü Sarıyer maçını 4-0 kazanırken genç/yedek oyuncularına da şans vermesine rağmen yine de toplam 213 bin TL maç başı ücreti ödedi. 90 bin TL maç kazanma ödülü alan siyah-beyazlı ekip 123 bin TL zarar etmiş oldu.
Ziraat Türkiye Kupası'nda şampiyon olan takım 2,16 milyon Euro kazanıyor. Evet, bu az bir para değil ama oraya gelene kadar oynanan maç sayısı çok fazla. Elemeli değil de grup sistemi ve deplasmanlı çift maç usulü yaptığınızda finale kadar her takımın en az 10 maç oynaması gerekiyor. Fenerbahçe, Galatasaray gibi takımlar bu 10 maçta as kadrolarıyla oynadıklarında maç başı ücretler yüzünden 3 milyon TL'den fazla zarar etmiş oluyorlar. Kupayı kazanan takım için elde edeceği gelirle birlikte bu karşılanabilir belki ama yarı final ya da finalde elenen takım için aynı şeyi söylemek zor.
Olaya diğer açıdan bakacak olursak; evet bu sportif bir organizasyon, tek amaç para kazanmak değil. Türkiye Kupası'nı kazanmanın, şampiyon takım apoletine sahip olmanın manevi bir değeri var. Bir de kupayı kazanan takıma UEFA Avrupa Ligi'nde direkt gitme avantajı getiriyor. Bunları da göz önünde bulundurmak lazım. Ancak; kupa boyunca hep as kadrosuyla mücadele edip şampiyon olamayan takımın uğrayacağı maddi zarar ve bu maçlardaki olası sakatlıkların takıma vereceği zarar da görmezden gelinemez.
Tüm bu bilgiler ışığında şunu söylemek mümkün; kupa maçlarına as kadroyla çıkan takımı da Fenerbahçe gibi genç oyuncuları oynatanı da eleştirmek yanlış çünkü iki tarafın da kendine göre haklı olduğu yanlar var. Burada önemli olan sizin kupaya bakış açınız. Sizin için önemli olan kupa kazanmak ve prestij mi yoksa maddiyat ve genç oyunculara/yedeklere şans vermek mi? Bana kalırsa, burada yapılması gereken grup sisteminden vazgeçip eskisi gibi elemeli sisteme dönmek ve FA Cup gibi daha sürprize açık bir yapı yaratmak. Bu durum yayıncı kuruluşun işine gelmeyecek tabi ki ama böyle olursa, maç sayısı daha az olacağı için masrafı ve sakatlık riski de daha az olacak, kulüpler de Türkiye Kupası'nı bir külfet olarak görmekten vazgeçecektir.
Hazırlayan: Çetin KUZU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder