Karabükspor’u yürekten tebrik ediyorum. Önce Norveç’in en
başarılı kulübünü elemeyi başardılar. Sonra Fransa Ligi’nin en çok şampiyonluk
yaşayan ekiplerinden biri olan St Etienne’i yenerek ikinci maç için avantaj
yakaladılar. İlk tebriği hak eden
Tolunay Kafkas. Düşük bütçe ile transfer politikasını çok iyi yönetti.
Kumbela gibi önemli bir golcüyü Karabük’e getirmeleri bir yana dursun, transfer
edilen yerli isimlerle de bu sene Spor Toto Süper Lig’de de sezonun sürpriz
ekiplerinden biri olabileceklerini gösterdiler. Karabükspor, fizik gücü yüksek,
orta alanı çok iyi kapatan ve özellikle çok koşan bir takım hüviyetine
bürünmüş. Rosenborg ile oynanan ilk maçta da bunu görmüştük. St. Etienne ile
oynanan maçta da aynı artılar söz konusuydu. Umuyorum ki temsilcimiz Fransa’da
da bu avantajı tura çevirsin.
Rosenborg maçında tribünlerin 4’te 2’si boştu. Belki de
Karabükspor taraftarları tecrübesizliğin de yaratmış olduğu handikapla
takımlarına inanmadılar ve maça fazla ilgi göstermediler. Bu açıdan
anlaşılabilirliği vardı. Rosenborg ile oynanan ilk maç hazırlık maçı
atmosferinden öteye gidemedi. Karabükspor çok avantajlı bir skorla sahadan
ayrılmadı ancak Norveç’te tarih yazdı. Karabükspor ilk defa Avrupa arenasında
boy göstermiş ve ilk eleme turunda rakibini elemeyi başarmıştı. Büyük başarı.
St. Etienne maçını büyük bir heyecanla bekledim.
Ankaragücü’ne sempati duyduğumdan mıdır bilemem ama Anadolu takımlarının Avrupa
maçları, ayrı bir ilgiyle beklediğim ve heyecanla izlediğim karşılaşmalar
oluyor. Bugün de Karabükspor’un maçını merakla ve heyecanla bekledim. Yayın
saatinde kanalı açtım. Tribünlere baktım. Şok oldum. Karabükspor tarihinde ilk
defa ülkemizi Avrupa’da temsil ediyor. Rosenborg gibi kendisinden 2- 3 gömlek
daha tecrübeli bir takımı eliyor. St. Etienne gibi Fransa’nın önemli ekibi ile
Karabük’te Play-Off mücadelesi veriyor. Şimdi soruyorum sizlere… Böyle bir
tabloda o stadın tamamının dolması beklenmez mi? Hatırlayın Denizlispor’un 2002
yılındaki Avrupa maçlarını… Hatırlayın Lorient ile oynadıkları karşılaşmayı.
Tribünleri hatırlayın. Üstelik o maç UEFA Kupası 1. Ön Eleme maçıydı. Denizli
ne kadar futbol şehri? Biraz yıl daha ileri gidelim. Yıl 2003… Gençlerbirliği
Blackburn Rovers maçı… Uefa Kupası 1. Ön Eleme Turu maçı. 19 bin kişilik Ankara
Atatürk Stadı neredeyse full… Gençlerbirliği’nin taraftar kitlesi ne kadar
geniş? Malatya - Basel, Gaziantep – Roma, Kayserispor – AZ Alkmaar maçlarını…
Kayseri Stadı neredeyse tamamı doluydu.
Karabük halkına yazıklar olsun diyorum. 13 bin kişilik stat.
3 senedir yapımı bir türlü tamamlanamayan bir yapı. Karşı tribünün üstü zaten
boş. İki kale arkasında ciddi boşluklar var. Kapalı tribün diye tabir edilen
bölümün neredeyse 4’te 3’ü boş. Takımınız ülkemizi Avrupa Ligi Play-Off
Turu’nda temsil ediyor. Belki de tarih yazıp Avrupa’da adını Trabzonspor
dışında ilk defa gruplara yazdıracak ilk Anadolu takımı olacak ve siz o stadı
yıkacağınız yerde 7000- 7500 dolayında bir süper lig maçı edasında takip edeceksiniz.
Bilet fiyatları mı? 25-50 TL… Oraya gelen Fransız taraftarlardan sizin
utanmanız gerekiyor. Tamam. Karabükspor bir Eskişehir, Bursa, Trabzon değil
ancak bir süper lig kulübünün futbol algısının bu kadar yerlerde olduğu başka
bir şehir bilmiyorum. O stadın tamamen dolu olması lazımdı! Kimse bahane
uydurmasın. Karabük taraftarı ve halkı, Fransız kalmıştır.
Takımınız her sene Avrupa Ligi’nde boy gösterir bir şey
denmez eyvallah ancak durum kepazelikten başka bir şey değil. Karabükspor
takımını, teknik heyetini ve yönetimini tebrik ediyorum. Fransa’da bir kez daha
tarih yazıp ülkemizi gururla temsil etmeniz dileğiyle…
Hazırlayan: Orhun ALİCİKOĞLU
Taraftar gruplarının pasolig saçmalığına verdiği güzel bi cevap aslında bu.Ben ce takdşr etmek gerek
YanıtlaSil