Merhabalar Hande Hanım, okurlarımız için kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
1981 Sivas doğumluyum. İletişimle ilgili ilk eğitimimi Sivas Anadolu İletişim Meslek Lisesi’nde aldım. Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümüne dikey geçişle İstanbul Üniversitesi’nde devam ettim. Halkla ilişkiler ve Tanıtım'dan mevzun olduktan sonra aynı üniversitede Ortaöğretim Alan Öğretmenliği dalında yüksek lisans yaptım. Daha sonrasında ise Marmara Üniversitesi Radyo Televizyon Bölümü'nde yüksek lisans yaptım. Eğitim hayatımın ardından Kanal 24’de editörlük ve muhabirlik deneyimim oldu. Orada yaşadığım tecrübe dönemimin ardından da, TvEm kanalında spor spikeri ve sunucu olarak kariyerime devam ediyorum.
Spikerliğe ilginiz nasıl başladı, bu mesleği nasıl seçtiniz?
Ortaokul yıllarında merak sarmıştım gazeteci olmaya. Aslında çocukken de hep televizyonla ilgili bir şeyler yapmak istemişimdir. Kısaca çocukluk hayalimdi diyebilirim. Şu anda da onu gerçekleştirdiğimden dolayı çok çok mutluyum.
Futbolda hep tartışılan bir konudur, bazı eski futbolcular ve yorumcular kadınların futbol yorumu yapmasını yanlış buluyor, kadınların futboldan çok fazla anlayamayacağını savunuyorlar. Sizin bu konudaki düşünceleriniz neler?
Ben olaya şöyle bakıyorum. Kadınlar futboldan anlamaz değil, kadınlar futbolla ilgilenmediği için anlamaz gibi görünür. Aynı şekilde ilgilenen bir kadınla bir erkek aynı oranda bilebilir ama bu olmadan arada kıyaslama yapamazsın. Kadınlar anlamaz değil, sadece erkekler kadar ilgilenmez denebilir…
İşin mutfağında çok vakit geçiren biri olarak mesleğinde ne gibi tecrübeleriniz oldu?
İşle alakalı çok aşırı bir şey yaşamadım ama en son Fenerbahçe kongresi ve Fenerbahçe şampiyonluğunda yer almam benim için güzel bir tecrübe oldu. Onun dışında da hafızamda yer edecek bir tecrübem olmadığını söyleyebilirim.
Canlı yayında yaşadığınız komik veya ilginç bir anınız var mı?
Aslında çok fazla şey yaşıyoruz. Bazen ciddi bir konuda bile gülmek durumunda kalman, ekranda olmadığını düşündüğün anda, kamera arkasına yaptığın işaretler, mikrofon azizliğinden dolayı sesin gitmesi bunları sadece bir kısmı. Çoğunlukla kahkaha atılacak haller oluyor ama o anı yaşamak gerek.
Bilindiği üzere Tv Em'de sunuculuğunu yaptığınız “Bu da mı gol değil” adlı bir spor–eğlence programınız var. Size sınırsız süre tanınsaydı, izleyicilerinize nasıl sürprizleriniz olurdu?
Bunları söyleyemem, vallahi çalarlar: (Gülüyor) Aslında programın formatından çok değişerek ilerliyoruz. Hem teknik imkânsızlıklardan, hem de ekibin kısıtlı olmasından dolayı istediğimiz yönde ilerleyemiyoruz. Buna rağmen sürekli izleyicimizin olması sevindirici. Bu programı ilerleyen zamanlarda geliştireceğiz ama şu an açıklayabileceğim bir değil, sürpriz olsun.
Sunuculuk yapıyorsunuz ama sesinizin de çok güzel olduğu biliniyor. Hatta bir web sitesinde de “Hande Aydınalp şarkıcı olsaydı hangi şarkıya klip çekerdi” diye anketler yapılmıştı. Peki Hande Aydınalp, şarkıcı olsaydı hangi şarkıya klip çeker ve ne yapardı?
Gerçi bu takipçilerin cevaplaması gereken bir soruydu ama ben cevaplamam gerekirse; şarkıcı olsaydım “Hayat Sevince Güzel” şarkısına klip çekip bale yapmayı çok isterdim.
İlerisi için geleceğe yönelik hedefleriniz neler?
Şu an yavaş yavaş işin işine girmiş durumdayım. Sevdiğin işi yapmak çok önemli olduğundan dolayı da ayriyeten keyfimin yerinde olduğunu söyleyebilirim. İlerisi için de daha iyi imkânlarla, daha iyi programlar yapmak ilk hedeflerimden biri.
Türk futbolunun şu anki durumunu ve ilerisini nasıl görüyorsunuz?
Öncelikle Türk futbolu şu kaos ortamından arınmalı. Şike süreci falan, futbola bulaşmaması gereken şeylerin futbola bulaştığı bir ortamdayız maalesef. Bu sorunlardan kurtulup; daha aklı başında yöneticilerle, Türk futbolunun ilerleyeceği kanaatindeyim. Önce aklı başında yöneticiler olur, ardından da Türk hocaların arkasında durulursa; Türk futbolu daha iyi yerlere gelir.
Önümüzde Dünya Kupası var. Favoriniz, kupadan beklentileriz, eski turnuvalardan ilginç anılarınız neler?
Dünya Kupası deyince aklıma ilk; babamla ve abimle yazın sıcağında izlediğim maçlar gelir. Çocukken pek ilgili olmasan da iki erkeğin yanında sen de o heyecanla evde futbol izleyici oluyorsun bir anda. O zamandan, ilk aklıma bunlar geliyor. Bu Dünya Kupası’nda favorimi soracak olursan ise “Biz çocukluktan beri Brezilyalıyız.” (Gülüyor) Ama son dönem turnuvalardaki başarılarından dolayı İspanya’nın öne çıktığının da söylemek zorundayım. Kısacası “Kalbim Brezilya, aklım İspanya” diyor.
Transfer Merkezi dergimizi ya da sitemizi takip ediyor musunuz, bize önerileriniz var mı?
Evet, Transfer Merkezi adlı sitenizi özellikle Twitter üzerinden takip ediyorum. Güzel bir spor sitesi, daha da geliştirebilirsiniz. Özellikle de Spor Vine adlı uygulamanız ile gündemdeki gol ve ilginç video paylaşımlarınız çok dikkatimi çekiyor. Senin gibi genç arkadaşlar ve yeni fikirlerle de sitenizin daha da ilerleyeceğine inanıyorum.
Son olarak bizim aracılığımızla sevenlerinize ne mesaj göndermek istersiniz?
Öncelikle programımızı takip ettikleri için çok teşekkür ederim. Bana ayrıca içten dileklerini ileten birkaç kişiye de gerçekten yürekten sevgilerimi iletiyorum. Onların desteği oldukça hem programımız hem ben ilerleyebilir, daha iyi olabiliriz. Varlıklarını hissettirdikleri için teşekkür ederim. Size de röportaj için teşekkür ederim, yayın hayatınızda başarılar.
"Bu da mı gol değil" programı her Çarşamba 23,30'da TvEm'de
Twitter'da takip etmek için: @bdmgd_tv
Röportaj: ÜMİT ŞENGÜN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder