İlk maçta Kosta Rika’ya yenilerek büyük hayal kırıklığı yaratan Uruguay, ilk maçını kaybeden İngiltere’ye Suarez rüzgarı estirdi.
Uruguay’ın belli bir bölüm maçın başında temkinli olacağını ve topun gerisine gelerek İngiltere’yi karşılacağını öngörmüştüm ama öyle olmadı. Uruguay oyunu ön tarafa taşıyarak cesurca sokuldu İngiliz kalesine… 4-3-1-2 sisteminde çıkan Uruguay, İngiltere’nin kıvrak oyuncuları Sterling, Wellbeck Sturridge’nin etkili olmasına izin vermedi. İlk maçta 4 şut çeken Sterling karşılaşmayı neredeyse şut çekmeden tamamladı. Orta alanı kalabalık tutmayı başaran Uruguay’da Arevalo çok çalıştı. Hücum bölgesine İngiliz savunmasının zaaflarından yararlanmaya çalışan Uruguay sık sık boşluklar bulup uzaktan veya ceza sahasından rahatça gol girişiminde bulundu.
Roy Hodgson’ın oyun felsefesi orta sahadan başlıyor. Orta sahaya ağırlık veriyor belki ama çok kaybederek Uruguay’a kontratak şansı verdiğinin farkında değil. İtalya maçında da aynısı olmuştu. Uruguay, rakibinin tüm hatlarını iyi kapatınca iş bireysel çabalara kaldı İngilizler için. Hedef santraforun Rooney değilse, Uruguay gibi diri ve agresif savunma kurgusunda sıkıntı yaşarsın. Nitekim Rooney uzunca bir süre etkisiz kaldı.
İkinci yarıyı daha istekli geçiren taraf İngiltere’ydi. Tempoyu belirleyen taraftılar. Ancak baskılı oyunlarını golle süsleyemediler. Kalede Muslere, Uruguaylılara “Kosta Rika maçında neredeydin”dedirtti adeta. Muslera’nın kurtarışları takıma enerji ve özgüven de getirdi.
Yan toplardan ve duran toplardan gol yemek nedir bilmeyen Uruguay savunması Glen Johnson’un sağ kanattan iki rakibini sürklase ederek ceza sahasına girdiği pozisyon golle sonuçlandı. İngiltere bu golle umutlandı.
Ancak bir adam vardı sahada… Onun adı Suarez… Yine sahnedeydi müthiş bir bitiricilikle Uruguay’a zaferi getirdi.
İngiltere daha önceki 3 Dünya Kupası’na göre daha uyumlu daha istekli ve daha savaşçıydı.. Ancak “yaşlılar” kötü bir dünya kupası geçirdi. Gerrard ve Hodgson kurbanı Rooney, iki maçta da alışık olduğumuz gibi değildi.
Uruguay ise halen turu geçmiş değil. Zorlu bir İtalya maçı onları bekliyor. Kağıt üzerinde de olsa Kosta Rika halen avantajlı durumda. D grubu ölüm grubuydu. İster misiniz Kosta Rika İtalya’yı devirsin, bu grup Dünya Kupaları tarihinin “ölümsüz” grubu olsun?
Zaccheroni Hoca Değil
C Grubu’nda ilk maçlarını kaybeden Yunanistan ve Japonya karşılaştı.
Maç dengede başladı diyebiliriz. İki takım da birbirini denedi. İlk dakikalardan sonra o alışık olduğumuz pas oyununu sahaya yansıttı Japonya, ancak final paslarındaki başarısızlık çok göze çarptı. 10 kişi kalana kadar yerleşik savunmadan taviz vermeyen Yunanistan, maçta eksik oynamaya başlayınca taktiksel olarak değişikliğe gitmek zorunda kaldı. Buna Mitroglou’nun sakatlığı da eklenince galibiyet ibresi Japonya’ya dönmüş gibiydi..
Bir yanda elinden geleni yapan Fernando Santos varken; diğer yanda iki maçtır oyuna yaptığı/yapmadığı hamlelerle tartışılan Zaccheroni vardı. Kakitani belki de tam da bu maçın adamıydı ama oyuna sokulmadı. İlk maçta etkisiz kalan Kagawa da oyuna girdi girmesine ama aynı tas aynı hamam… Japonya Duran toplar dışında pozisyona neredeyse giremediler. Daha çok top tuttular ama gol yoktu. E kazanmak için gol gerekiyor öyle değil mi? Zaccheroni verdikleri ve veremedikleriyle intihar etti resmen.
Yunanistan sevimsiz bir takım gibi görünse de istediğini aldı. Tur şansını son maça taşıdı. Japonya ise Kolombiya’yı yenmesi şart. Zaccheroni’nin bakalım yeni “ hamlesizlikleri” ne olacak.
Hazırlayan: Orhun ALİCİKOĞLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder