Dünya Kupası’nın üçüncü gününde D Grubu, nam-ı diğer resmi ölüm grubu startını verdi.. Uruguay gruptaki ilk maçında Kosta Rika ile Fortaleza’da karşılaştı..
Grubun zayıf halkası olarak görülen Kosta Rika, Duarte , Gonzalez, Umana üçlü stoper, Gamboa ve Diaz’dan oluşan bek hattı. Orta sahaya geldiğimizde göbekte Borges ve Tejeda, kanat yollarında Ruiz ve Bolanos en ilerde de Olympiakoslu Campbell ile sahaya çıktı.. Uruguay ise tipik 4-4-2 şeklinde Cavani ve Forlan’dan oluşan golcülerle yer aldı..
Maçtan önce herkesin ortak görüşü Uruguay’ın maçı domine edeceği yönündeydi.. Pek de olmadı.. Kosta Rika beklenilenin aksine çok iyi başladı maça… Rakibin kendi sahasında kabul etmedi. Yaptıkları sıkıştırmalarla, yoğun preslerle Uruguay’a yem olmayacakları sinyalini verdi.. Defansı en ileride presle yaptılar.. En ileride Campbell hırçın ve savaşçı stoper ikilisi Lugano ve Godin’i çok zorladı.. Kosta Rika oyun Campbell’a dayalı gibi… Orta sahada kaptıkları topları çok bekletmeden Olympiakoslu oyuncuyla buluşturma gayretindeler.. İlk yarının büyük bir bölümünde Uruguay’ı oynatmadılar.. Bir büyük eksiklikleri var ki o da duran toplarda ve kanat organizasyonlarda savunmanın tecrübesiz oluşu… Nitekim Uruguay’ın kullandığı iki duran topta da tehlike yarattı. Lugano’nun ceza sahasında yerde kalması sonucu Cavani penaltıdan Uruguay’ı öne geçirmesi Güney Amerika ekibinde “ilaç” etkisi yarattı.. En çok şaşırdığım nokta ise Kosta Rika’nın golün ardından oyundan düşmemesiydi.. Bu tür tecrübesiz ve dağınık takımlar üst düzey takımlara karşı gol yediklerinde oyundan çabuk düşerler.. Ancak Kosta Rika beni yanılttı. Topla daha çok oynayan, kaptırdıklarında ikili üçlü sıkıştırmalarla Uruguay’a oyun kurdurmayan Kosta Rika, Bryan Ruiz’i de oyuna sokabilse belki de soyunma odasına beraberlikle gidecekti.. İlk yarıda bir parantez açalım Navas’a hakkını verelim.. Kamerun’un önemli bir artı faktörü de Levante’de süper sezon geçiren Keylor Navas.. İlk yarı sonlarına doğru güzel bir kurtarışla bilhassa Orta Amerika ve Kuzey Amerika takımlarından ne kadar iyi kaleciler çıktığını destekler nitelikteydi..
Maç içerisinde Hünkar Mutlu’nun da dediği gibi Uruguay’ın kadrosu hem yaşlı hem de ilk 11’deki 5 oyuncusu düzenli oynamayan futbolcular.. Bunun handikabını yaşadıkları söylenebilir.. Baskı yiyince sorunlar yaşayan Uruguay hücum gücü yüksek takımlara karşı yapacakları maçlar öncesinde ilk yarıda umut vermedi..
Campbell kusursuz ve bitmek bilmeyen enerjisiyle Wenger’e bir mesaj daha gönderdi.. Uruguay’ın çok kırılgan bir profile dönüştüğünü görmek çok şaşırttı. Zaten geriye düştüklerine skoru çevirememe gibi bir hastalığı vardı Tabarez’in öğrencilerinde.. Oyundan çok düştüler pozisyon verdiler.. Yenilgiyi hak ettiler..
Kosta Rika turnuvanın şu ana kadar ilk büyük sürprizini gerçekleştirmiş oldu.. Tam bir takım oyunu rüzgarı estirdiler şöyle fırtına cinsinden.. Oynadıkları futbol aman aman bir futbol oynamadı ancak Dünya Kupası’na katılan her takımın her şeyi yapabilecek kapasitede olduğunu bizlere bir kez daha hatırlattı.. Kosta Rika bir şey daha hatırlattı. Kağıt üzerinde rakibine karşı şansı olmayan takımların geriye çekilerek, topun arkasına geçip kalabalık yaratmanın hiçbir faydası olmayacağını, en iyi defansın önde pres ve baskı olduğunu vurguladı.. Uruguay için tek bir seçenek kaldı. İtalya’yı ve İngiltere’yi yenmek.. Ama o takımlar da bilmelidir ki Kosta Rika galibiyeti çantada keklik değil.. D Grubu ölüm grubuydu.. Bakarsınız Dünya Kupaları tarihinin “en ölümsüz” grubu olur..
Hazırlayan: Orhun ALİCİKOĞLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder