İspanya 0-2 Şili
Yine Gel İspanya!Dünya Kupası B Grubu’nda Şili İspanya ile karşılaştı. Hollanda karşısında ağır bir yenilgi tadan İspanya Şili’ye de boyun eğerek turnuvaya erken veda etti.
Şili ilk maçta Avustralya karşısında oyunu ikinci yarı sürklase etmekte zorlanmıştı. Potansiyeline erişemedikleri bir maç olmuştu ama sahadan da galip ayrılmayı bildiler. Zihinsel ve mental olarak zor günler geçiren Del Bosque’nin öğrencileri Şili maçını kazanmak zorundaydı. Şili’nin ilk 11’inde Valdivia’nın yedekler arasında olduğunu gördükten sonra takım savunmasının Avustralya maçından daha iyi olacağını öngördüm. Şili, ön tarafta çabuk çoğalan çok koşan bir yapıya sahip. Kolay pozisyona girdikleri gibi arkada da açıklar verebiliyorlar.
Maça çok iyi başladılar. Oyunu ön tarafta kurgulayan, top İspanyollara geçtikten sonra direkt ikili kademelere giren Şili’nin ikinci bölgede kapacakları toplar çok kritikti. Hollanda maçında pas oyununu iyi sergilemeyen İspanya, Şili maçında da orta alanda akılalmaz derece top ezdi. Şili’de orta alanda kaptığı toplarla çabuk çoğalıp savunmayı bunaltırcasına akın edince gol de kaçınılmaz oldu.
İspanya’nın fizik gücü berbat düzeydeydi iki maçta da. Costa topla buluşturma sevdaları işe yaramıyor, yaramadı, yaramaz… İniesta-Silva-Rodriquez de üçlüsü ekip olarak çok kötü olunca verim sağlayamadı. En çok çırpınan oyuncu David Silva’ydı hakkını verelim. Takımdaki hiçbir oyuncu kulüp kariyerindeki performansı sergilemiyor. Tam bir hayal kırıklığı yarattılar.
Şili’nin çabuk çoğalan ve çok koşan hücum varyasyonları müthiş keyif veriyor . Geniş alanda 2 iken 3, 4 iken 5 oyuncuyu hareketli ve boş koşular yaparken görüyorsunuz. Fizik olarak sırıtsalar da aslında çok güçlü oyuncular, 80 dakika ayakta kaldı Şili. Maçı da rahat kazandılar. Şili Hollanda ile birincilik mücadelesi verecek. O maç turnuvanın en zevkli maçı olabilir.
Gelelim İspanya’ya… Bir devir kapandı mı dersiniz, şansızlık mı dersiniz, futbolun doğası mı dersiniz bilemem.. Ben rehavet derim. Doymuşluğun getirmiş olduğu bıkkınlık derim. Güle güle İspanya. Üstünüz değiş de gel İspanya!
Kamerun 0-4 Hırvatistan
Kamerun Futbol Oynamıyor..A Grubu’nda dört takım içinde ve turnuvada açık ara en kötü takım Kamerun, Hırvatistan ile karşılaştı. Hırvatlar rakibini 4-0 yenerek gruptaki şansını son maça taşıdı. Bir takım bu kadar yeteneksiz olur bu kadar kötü oyun planı olur. Afrika takımları teknik taktik konusunda sıkıntı çekebiliyorlar ama en büyük artıları fizik güçleri. Ama gel gelelim turnuvanın fizik gücü en düşük takımı da Kamerun…
Hırvatistan Brezilya maçında orta alanda oynattığı Modric-Kovacic-Rakitic üçlüsü çok eleştirilmişti. Eleştirilerden ve o maçta geriye yaslanmaktan nasibini alan Kovac fizik gücü iyi konumda olan Sammir’i ilk 11’e monte etti. Kovacic de oynayabilirdi ancak Brezilya maçındaki performansı çok kötüydü ve kesik yedi hocasından. Hırvatlar, Kamerun maçında rahatça paslaştılar, istediği an tempoyu düşürüp çıkarttılar, rahat pozisyon buldular.
Maçın en iyi adamı kuşkusuz Perisic’ idi. Kamerun’un ceza sahasında dolaşıp halısaha pası verdiği pozisyon çok güzeldi. Olic de günündeydi. Ama Mandzukic’in gol bulması Hırvatistan için “final” niteliği taşıyan Meksika karşılaşması öncesi hücumdaki zafiyetin önüne geçmesi anlamına geliyordu. Hırvatistan için Meksika maçı kolay değil. İki takımın da birbirine karşı saha içinde çeşitli üstünlükleri, artıları ve eksileri var. A Grubu’nda kıran kırana bir ikincilik maçı bekliyorum.
Hazırlayan: Orhun ALİCİKOĞLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder