“Ölümsüz Grupta” Ölümsüz Takım Kosta Rika!
Okuyanlar hatırlayacaktır. Dün İngiltere İtalya maçına
değinirken Kosta Rika İtalya’yı yenerse ölüm grubu Dünya Kupaları tarihinin
“ölümsüz” grubu olur demiştim. Bu futbol adına bir temenniden ibaretti ancak
Kosta Rika, kendilerinden 3- 4 gömlek büyük takımlar arasında daha ikinci maçta
gruptan çıkmayı garantiledi.
İngiltere maçını zor da olsa kazanan İtalya, her ne kadar
Kosta Rika Uruguay’ı devirmiş olsa da dünya tarafından maçın favorisi olarak
görüldü. Jorge Luis Pinto, 3 çakılı stoper ve iki kanat bekinden oluşan 5’li
savunma hattını İtalya karşısında da bozmadı.
Beşli savunmanın önündeki Borges ve Tejeda, Pirlo ve Motta’ya yakın
oynayarak maç boyunca yerleşik savunmanın önemli parçalarından biri oldu. Maçın
favorisi İtalya’yı turnuva öncesi değerlendirdiğimizde tempoyu istediği zaman
arttırıp çıkartamayan ve kapanan savunmaları karşı Pirlo’nun eline bakan bir
ekip olduğunu belirtmiştik. İlk bölümde top tutan, pas yapan, Pirlo ile
merkezden sokulmaya çalışan İtalyanlar,
Balotelli’yi topla buluşturma çabasına girişti, ancak bu oyun tarzı ağır
işlediği için fizik düzeyi yüksek Kosta Rika savunması atakları savuşturmayı
başardı.
Kosta Rika’nın bu maçta ve Uruguay maçında uygulamış olduğu
çıkarken sağ ve sol bekleri atağa dahil etme girişimi etkisini gösterdi. Gamboa
ve Diaz çizgiyi çok iyi kullandı. Hem ofansif anlamda hem de defansif olarak
Darmian-Candreva ve Marchisio-Abate ikilisine karşı büyük üstünlük
sağladı. Takım halinde kaleye yaklaşarak
tehditler oluşturmaya başlayan Kosta Rika ne zaman olgun ataklarla gelse
İtalyan savunması bocalıyordu adeta… Kosta Rika akınlarında İtalyan savunması
hem haraketsiz kaldı hem de rakibini iyi analiz etmemiş olsa gerek Kosta Rikalı
hücum silahlarının neler yapabileceklerini iyi sezemedi. 44. dakikada Bryan
Ruiz’in attığı harika gol, iyi savunma yapan, rakibine geniş alan vermeyen,
merkezde sıkıştıran, İtalya’nın pas kanallarını kapatan, Balotelli’ye futbola
küstüren ve Pirlo’nun canını sıkan Kosta Rika’ya ödül gibi geldi.
İkinci yarıda ise, Prandelli’nin oyuna genişlik katması
gerekirken orta sahayı eksiltip forvet arkası olarak Cassano’yu oyuna alması
çok garipti. Oysa ki İtalyanlar merkezden ilerleyemediği bir ilk yarı geçirmiş
ve çok top ezmişti. Kosta Rika savunması özellikle Balotelli’yi hapsetmişken
bir de o kalabalık yerleşik savunmaya Cassano’yu eklemesi tam bir teknik
direktör hatasıydı. İtalya ikinci yarı boyunca da merkezden dikine paslarla
kaleye yaklaştı ama gereksiz bir çabaydı. Yapmaları gereken şey, orta sahayı
kalabalık tutup presle topu kazandıktan sonra oyunu geniş alanlara yaymak
olmalıydı. Üstüne üstlük bir de ikinci yarı fena gözükmeyen Candreva oyundan
alınınca, Prandelli’nin ne yapmak istediğini hiç anlamadım. Kanat bekleri
hücuma dahil olmuyor. Pirlo’nun ki hiç huyu değildir, çok sık pas hatası
yapıyor. Marchisio oyun şablonunda sol
kanat ama sol iç gibi oynayıp merkezden derin pas deniyor. Oyunu yenik
sürdürüyorsunuz ama halen De Rossi savunmaya daha yakın. İnsigne bozuk… Cerci
oyuna geç giriyor. Bütün bunlara temposuzluk da eklenince Kosta Rika’nın
İtalya’yı yenmesi taktik açısından sürpriz olmuyor.
İtalya’nın ritim bozukluğu kalp krizi belirtisi gösteriyor
uyaralım ki önlem alınsın. Uruguay’ın da en az Kosta Rika kadar savaşçı bir
takım olduğunu hatırlatarak İtalya’nın işinin üçüncü maçta zor olduğunu
belirtmekte fayda var.
Hazırlayan: Orhun ALİCİKOĞLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder