98'den Esintiler..
Horozlar’ın Honduras ile başlayan Dünya Kupası serüveni ilk
maçı rahat kazanmalarına karşın kimilerine umut vermedi. Fransa’nın Honduras
karşısında penaltı kazanana dek oynadığı futbol hiç de iç açıcı değildi.
Honduras o vakte kadar rakibini kalelerine yaklaştırmamıştı. Fransa’nın
Honduras karşısında sonradan açılmasının elbette kırmızı kart ve penaltının
etkisi olmuştu.
İsviçre, ilk maçını Ekvador önünde güç bela son dakika
golüyle kazanmayı başarmıştı. O maçta kanatların son derece etkisizliği takıma
zarar vermişti. İsviçre’nin, Fransa
karşısında özellikle takım savunmasına daha çok ağırlık verebileceğini
düşünmüştüm ancak Fransa’nın öyle bir konçertosu vardı ki, turnuvanın şu ana kadar oynanan maçları
arasında en göz alıcı ilk yarısı oldu.
Ottmar Hitzfeld’e bayılırım. Çok büyük saygı duyarım. Ancak
birbirinden uyumsuz dört savunmacıyı bir arada tutmak çok kötü. “Elindeki
malzeme bu” diyeceksiniz… İsviçre’nin Ekvador maçını hatırlayın. Sağ ve sol
beklerde Lichtsteiner
ve Rodriquez sık sık ileri çıkıyorlardı. Bekler elbette ileri çıkacak. Elbette
orta yapacak, gol arayacak buna karşı olamayız. Ancak atletik, üretken ve agresif
takımlara karşı bekleri geri döndermeyip savunmayı da önde kurgularsan gol de
yersin maçı da kaybedersin. Fransa maçta her şeyiyle mükemmeldi. Belki
Fransızlar bile bu kadar güzel futbol beklemiyorlardı ancak İsviçre’nin
savunmasının da bunda payı çok yüksek. İlk 4 gol Lichtsteiner’in
kanadından geldi. Orta alanda top kaptırdı, döndü gol oldu. Djourou – Van
Bergen ikili olarak çok uyumsuzdu. Van Bergen sakatlanınca yerine bir başka
“canlı bomba” Senderos girdi.
Fransa özellikle orta alandaki güç dengesini eline geçirmesi
ve daha üretken ve savaşçı olması Almanya’nın oynadığı futbol arasında
paralellik gösteriyor. Oyunun son bölümleri haricinde takım savunması ve Sakho
önderliğindeki savunma hattı yıkılmaz duvar yaptı Fransa’yı… Riberysiz
Fransa’nın süreklilik problemini aşıp böyle oynamaya devam ettiği takdirde finale
kadar yolu açık.
Fransa 90 dakika boyunca pas ritmini, oyun hakimiyetini, dar
alan ve geniş alanı ve özellikle tempoyu çok iyi kurguladı. İsviçre’ye gelirsek…
Acilen takım savunmasına ağırlık vermeleri gerek. Lichtsteiner’in
hücum sevdasını dindirmek gerek İsviçre takım disiplini ve hırsı çok yüksek
takım, bunu son 10 dakikada goller atarak ve halen oyunu bırakmayarak görmüş
olduk ancak Ottmar Hitzfeld’in aşıladığı bu felsefeyi oyuncuların köreltmeye
hakkı tok. Hitzfeld için oynayın Honduras maçında…
Hazırlayan: Orhun ALİCİKOĞLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder