Dünya Kupası’nda Pazartesi gününün açılışı Almanya Portekiz karşılaşmasıyla yapıldı.. Almanya Portekiz maçı Salvador’da oynandı.
İlk dakikalarda Portekiz, Almanya’yı kendi yarı bölgesinde kabul etmeyip ön alanda basan, hataya zorlayan taraftı.. Orta alanda Meireles’in kaptığı toplar, Lahm’ın yaptığı pas hataları Portekiz’e artı getiren noktalardandı.. Nitekim Ronaldo’yu henüz oyunun başında geniş alanda topla buluşturan Portekiz, süperstarının kanadından rakip kaleye ilerlemeye çalıştı.. Ronaldo’nun Almeida’ya attığı derin topta Almeida iyi değerlendiremedi.. Almeida o topların adamı değil.. İlk 10 dakikalık dilimden sonra oyundaki üstünlüğü sağlayan Almanlar orta sahadaki üretkenliğini arttırınca pas trafiğini rakibine göre ayarladı.. Götze ile rakip savunmayı delmeye çalıştılar.. Zaten ceza sahasına girip penaltı kazandıran oyuncu da yine Götze’ydi.. Kırmızı Müller’in açılışı yapmasıyla 1-0 öne geçen Almanlar zaman zaman savunmada bireysel hatalar yapmaya devam etti..
Portekiz ise maçın başında üçüncü bölgede baskı ile kazandığı toplar sonucunda şut denemeler, tehlikeler yaratmaya çalıştı.. Moutinho’nun pasında ceza alanında gole çok yaklaşan Portekizliler için, ofsayt olsa dahi o golü atmaları çok önemli olabilirdi. Bana göre maçın kırılma anı kırmızı kartı bir kenara koyun, o pozisyondu..
Almanlar ikinci golü bulduktan sonra oyunun her alanına hakim bir görüntü ortaya koydu.. İkinci yarıda Mesut’un da devreye girmesiyle daha da etkili oldular.. Gerek dar alanda gerekse geniş alanda, kanat hücumcuların ve oyuna sonradan girenlerin de extra katkılarıyla maçı rahatça kazanmayı bildiler.. Almanların maçtaki en göze hoş gelen organizasyonları atak halindeyken tek top oynayıp seri paslar sonucunda rakibin başını döndürmeleri… Oyunu ön alana taşıyıp bu kadar verimli olabilen başka bir Avrupa takımı görmedim..
Portekiz’in, Almanya karşısında savunmada yaptıkları komik hatalar başına bela.. Hiç iyi değillerdi.. Ronaldo’ya endeksli olmaları yanlış.. Süperstar kendi etti kendi buldu.. Her topu kendisi kullandı.. Bunun sebebi de takım arkadaşlarına duyduğu güvensizlik.. Kaybetmeme hırsının vermiş olduğu bencilliktir bunun tarifi.. Tıpkı bir zamanların Robinhosu gibiydi Ronaldo.. Oyun kalitesi yerlerdeydi Portekiz’de.. Bu tür maçlarda orta sahayı daha kalabalık tutmak, zaman zaman abartılsa da geriye yaslanıp kontratak denemek eleştirilemez.. Portekiz hücumü düşüp durdu sadece.. Ronaldo da olsanız Almanya ile oynuyosunuz.. Kanadınızdaki adamı takip edip pres yapmalısınız..
Almanlar birkaç oyuncusunun formsuz olması, sakatlıklarla sezonu geçiren topçuların direkt ilk 11’de bulunması tartışıldı durdu ancak Löw, oyuncularına ne kadar güvendiğini ve her zaman takım disiplininden ve takım oyunundan vazgeçmediğini bir kez daha hatırlattı.. Daha neler artı getirebilir Almanlara diye sorarsanız, alternatifli kadronun vermiş olduğu ölçüde Höwedes, Schürrle ve Podolski gibi isimlerin daha da yıldızlaşması beklenebilir.. Fizik gücü ve zihinsel mantalite bakımından Khedira ve Mesut biraz daha kuvvetlenebilir.. Bunlar da eklenirse o zaman tadından yenmez bir Alman takımı görürüz..
Hazırlayan: Orhun ALİCİKOĞLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder