BEŞİKTAŞ – KAYSERİ ERCİYESSPOR
Ara transfer döneminde işlerin ters gittiği
Beşiktaş, 101 gün sonra çıktığı Olimpiyat Stadı’nda Kayseri Erciyesspor’u
ağırladı. Sahaya 4-1-4-1 ile çıkan ev sahibi, ligin ilk yarısındaki
alışılagelmiş dizilişini bozmayan rakibini 3-2’lik skorla geçti.
Önder Özen’in çok gizli ve uzun uğraşlarla takıma
kattığı ve camianın kendisinden çok şey beklediği Pedro Franco’nun ilk kez ilk
11’de düşünüldüğü mücadelede Beşiktaş, öncelikle gol yememe üzerine kurulmuş
Erciyes taktiğine karşı ilk yarım saat zorlandı. Orta sahadaki topla oynama oranlarında
rakibine göre %20’lik üstünlük elde eden Siyah-beyazlılar, 40 ile 65. dakikalar
arasında konuk ekibe karşı kurduğu baskıyla hem 3 farklı skorla üstün konuma
geçmeyi hem de rakibinin direncini kırmayı başardı. 3-0’dan sonra gevşeyen oyun
düzeniyle rakibinin üzerine gelmesine müsaade eden Kara Kartal’da
Oğuzhan-Fernandes ikilisinin Atiba’nın önünde yan yana sahaya sürülmesi,
Beşiktaş’a orta alandan çıkarken 90 dakika boyunca kolaylık sağladı. Ayrıca
Beşiktaş’ın 2 kat fazla pas yaparken topa sahip olma sayısında %55’leri görme
sebebinin bu üçlü olduğunu vurgulamak gerekir.
İlk düdükten itibaren en etkili ayaklarından olan
Yasin Öztekin’le defans arkasına sarkmayı planladığı bariz okunan konuk ekip,
Ersan-Franco ikilisinin sırıtmaması ile sığ kalan bu anlayışını uzun
sürdüremedi. Zira Ersan’a göre nispeten tecrübesiz kalan ve Beşiktaş formasıyla
ilk kez 11’de tercih edilen Franco, sahanın rakipten en çok top karşılayan ismi
oldu. Rakibi karşılama mesafeleri ve takımların kendi kalelerine uzaklık ortalamaları
eşit olsa da 2 kat fazla pas yapan ve kaleye daha organize giden
Siyah-beyazlılar, son dakikalardaki salık futboluyla yürekleri hoplatsa da
ikinci devrenin ilk galibiyetini almayı bildi.
Kreatif bir oyun düzeni olmayan Erciyesspor’da Cenk Ahmet ve Yasin Öztekin’in çabaları yetersiz kalırken, Mandjeck’in maça bir türlü asılamaması ve Vlemincx’in de bilinen oyun tavrından uzak olması düşme potasında seyreden konuk ekip için zor bir ikinci devrenin kendilerini beklediğine işaret verdi.
Beşiktaş’ta 75 dakika sahada kalan Portekizli
Almeida’nın, son 25 dakikalık dilimde sahada olan Holosko’dan bile daha az şut
attığı dikkatlerden kaçmadı. Siyah-beyazlılarda Pedro’nun yarı sezonda forma
şansı bulamamasına olan eleştirilere bir son verilirken, oyuncuya uygulanan
özel geliştirme programının hem yerinde olduğu hem de sonuçlarının alınmaya
başlandığı görüldü. Oğuzhan’ın her geçen gün üstüne koyarak ilerlediği
performansıysa önümüzdeki sezon için oyunun merkezinde olabileceği sinyali
veriyor. Zira genç yıldız, Erciyes’in konuk edildiği maçta takımının topla en
çok buluşan ve en çok oynayan ismi oldu. Schalke’den kiralık gelen ve MR’ı
çekilecek olan Jones’un 2-3 hafta içinde hazır olması halinde Beşiktaş orta
sahası tadından yenmezken, eleştirilerin odak noktası olan Dany’nin uyum
sağlaması da –en azından Sivok dönene kadar- Beşiktaş’ı sezonun ilk 4
haftasındaki boyuta taşır.
19. haftanın açılış mücadelesi ev sahibi takımın
3-2’lik üstünlüğü ile sonuçlanırken, Beşiktaş şampiyonluk yarışından
kopmadığını gösterdi. Erciyesspor ise 1 haftalık aranın ardından tekrar son
sıraya yerleşti.
ESKİŞEHİRSPOR – FENERBAHÇE
Ligin en zorlu deplasmanlarından biri olan
Eskişehirspor’a karşı sınava çıkan lider Fenerbahçe, 3 puanı rakibine bıraktı.
Maçın ilk 20-25 dakikalık bölümü daha çok orta alan
kapışmalarıyla geçti. Sezonun en iyi orta saha dizilimine sahip olan takımını
yaratan Ertuğrul Sağlam, sahasında konuk ettiği lidere karşı takımını tam bir
ev sahibi gibi oynattı. Buna karşılık ligin belki de bu sezonki en zorlu deplasmanlarından
birine hazır bir Cristian yerine, kazanmaya çalıştığı Holmen’i tercih eden
Ersun Hoca ise maça taktik anlamda zaten 1-0 yenik başladı.
Defans bloğunda ilk kez bu kadar çatlak verdiği
görülen Sarı-lacivertli ekipte yenilen ilk goldeki kurgu bozukluğu, orta
alandaki dizilişe de olumsuz yansıdı. Zira yenilen golden sonra ataklarını
sıklaştıran bir Fenerbahçe izlesek de, ev sahibi ekip maç boyunca elinden
düşürmeyeceği orta saha üstünlüğünü sağladı. 34’te Webo’nun sakatlanmasıyla
Sow’un santrafora geçtiği Fenerbahçe ilk yarının sonlarına doğru eşitliği
yakalasa da ikinci yarıda dizginler Kırmızı-siyahlılardaydı.
Emre Belözoğlu’nun oyuna girmesiyle orta sahada
65’e kadar diri kalan konuk ekip, bu dakikalarda Kamara ve Necati’yi birlikte
oyuna alan Eskişehirspor’a tamamen teslim oldu. Meireles’in bir varlık
gösteremediği ve Holmen’in hayal kırıklığı yarattığı mücadelede Fenerbahçe,
%44’lük topa sahip olma oranıyla bu sezon ilk kez rakibinin gerisinde kaldı.
Emre ile orta sahada durumu eşitleyen rakibine
karşı Necati ve Kamara değişiklikleriyle önlemini alan ev sahibi, maçı da
aslında böyle kazandı. Necati ve Kamara’nın oyuna girmesiyle geriye yaslanmak
yerine hücumda kalabalık kalmayı tercih eden Eskişehir, tam bir takım oyunu
anlayışıyla sahadan 2-1 üstün ayrılmayı başardı.
Defansta Alves’le aksayan kademeye Meireles’in yer
yer lakaytlığı da eklenince Ersun Hocanın ekibi pas yapmakta da zorlandı. Eskişehirspor’un
445 pasla oynadığı mücadelede 345 pasta kalan Fenerbahçe’de, playmaker oynayan
Holmen’in çıtanın çok altında kalması Sow’a pozisyon dahi yaratılamamasına
neden oldu.
Eskişehirspor, hem taktik hem de saha içi oyunuyla
galibiyeti tereddütsüz hak ederken; rakibinin hücum oyuncularına –hatta birkaç
kez Servet Çetin’e dahi- uzun mesafeli top sürme izni veren Fenerbahçe orta
sahası, mağlubiyetin asli tayin edeni oldu. Gökhan Gönül ve Kuyt’ın da sağ
kanatta yaratıcı olamaması gözümüzden kaçmadı. Ev sahibi ekip pas yaparken, top
yaptırmadı; orta sahada seriyken, atak organizasyonu kurdurtmadı. Oyunun
gidişatına göre yapılan değişikliklerle de son dakikalarda en çok gol atan
rakibine karşı bu kez fırsat tanımadı.
Kuyt eline geçen fırsatları değerlendirmiş olsa
skor belki de çok farklı olacaktı; ancak Eskişehirspor’un yenilmeyeceği maçın
henüz 1/3’lük diliminde ortaya serilmişti. Sarı kanaryalar sezonun belki de en
ders çıkarılası deplasmanındaydı. Zira Drogbalı, Sneijderli, Melolu Galatasaray
dahi kendilerini bu denli ekarte eden bir oyun oynayamamıştı.
Fenerbahçe’de en çok pas yapan oyuncu 45 ile Mehmet
Topal olurken, Eskişehirli tam 5 isim Topal’ı geride bırakmayı başardı.
Ortalama şut sayısının altında şut çeken Sarı-lacivertlilerde Caner Erkin’in
bireysel oyununun sadece yarısı dahi Holmen’de mevcut olsaydı ya da Ersun Hoca
böylesine önemli bir deplasmanda hali hazırda formda olan Cristian’ı en azından
kadroya almış olsaydı İstanbul’a belki bir puanla dönülebilirdi.
Ev sahibi ekip 2-1’lik skorla puanını 30 yaparken
6. sıraya yükseldi, lider Fenerbahçe ise en yakın takipçisiyle olan ve geçen
hafta çift hanelere ulaşan puan farkının 7’ye inmesine engel olamadı.
GALATASARAY – BURSASPOR
Son 7 haftanın mağlubiyet yüzü görmeyen ekibi
Bursaspor’u ağırlayan Galatasaray, rakibini 6-0 gibi ezici bir skorla sahadan
silerek sezonun en farklı galibiyetini elde etti.
Devre arasını oldukça hareketli geçiren iki ekibin
mücadelesinde ev sahibi Galatasaray maçın ilk dakikalarından itibaren aslan
kesildi. 12, 20 ve 24. dakikalarda gelen 3 golle de konuk ekibi oyundan erken
düşüren Cimbom, henüz ilk 45 dakikada 4-0’lık bir fark açmıştı. Bursaspor maçı,
Mancini ile birlikte sistemini kurmaya çalışan ve neredeyse her hafta farklı
dizilişlerle sahaya çıkan Galatasaray’da taşların yerine oturmaya başladığının
en sağlam göstergesi oldu.
Yeni sistemiyle çıktığı maçlar arasında ilk kez
sahaya istenilen her şeyi yansıtan bir Galatasaray izlediğimiz maçta, Melo ve
Sneijder’in ortaya koyduğu ekstra futbol ise tribünleri bir an olsun
koltuklarına oturtmadı.
Devre arasında 9 oyuncu transfer eden ve şampiyon
kadrosunun Volkan Şen ve Sercan Yıldırım gibi iki önemli ismini geri alan
Bursaspor, 3-5-2’lik sisteme karşı bariz şekilde çakıldı. Öncelikle 3-5-2’ye
çakıldı dedim; keza Mancini’nin İtalyan stili oyuncu dizilişinde 5’li orta sahanın
hemen arkasında bitiriverdiği 3’lü defans çizgisi, hem Galatasaray’ı
karşılamakta hem de orta alanda karşı atak için pas yapmakta Bursaspor’u çaresiz
bıraktı. Yeşil-beyazlı ekip, etkili ortalar haricinde maç boyunca bir varlık
gösteremedi. Kaldı ki, 3-5-2 ile oynayan takımların kanatlarda boşluk vermesi
zaten olağandır…
19. hafta, Galatasaray için yazılacak tümcelerin
oynanan oyunun ifadesi için kifayetsiz kalacağı hafta oldu. Zira son 7 haftanın
yenilmeyen ekibine karşı yemeden 4 değil, 5 değil, tam 6 gol atıldı.
Fenerbahçe’nin Eskişehir deplasmanındaki kaybını gövde gösterisi yaparak
değerlendiren Sarı-kırmızılılar, topa %65 hükmederken rakibinden %200 daha
fazla pas yaparak antrenman niteliğinde bir lig maçı geçirdi.
Her atakta toprağın dibine inen kök gibi dikine
giden ev sahibi ekip 6 golün 5’inde defans arkasına sarkarak skor üretti.
Kevgire dönen Bursa savunması için olumsuz yöndeki her eleştiriyi yapmak
mümkün…
Maçın yıldızı ise attığı 4 şuttan 3’ünü gole
çevirmeyi başaran Hollandalı Sneijder Man oldu. 90 dakika sahada kaldığı halde
3 şutundan 3’ünü de gol yapamayan Burak Yılmaz’ın ve Drogba’nın
performanslarındaki düşüşler ise göze battı.
Galatasaray hem sezonun hem de Mancinili döneminin
ütopya oyunuyla sonuçlandırdığı 19. haftada liderle olan puan farkını da 7’ye
indirmeyi bildi. Daum’un timsahı ise, 2 sıra birden gerileyerek hiç de yabancı
olmadığı 10.’luğa geriledi.
ÇAYKUR RİZESPOR – TRABZONSPOR
Çaykur Rizespor, Karadeniz derbisinde karşı karşıya
geldiği maçta Trabzonspor’la golsüz beraber kaldı.
İlk yarıda orta sahayı daha çabuk geçen ve kanatlara
yayılarak oynayan Trabzonspor, sol kanadı koridor yaparken ceza sahası içine
kat etmekte de zorlanmadı. Ancak ilk yarım saatlik süreden sonra ev sahibi ekip
maça asılmaya başladı ve maç sonuna kadar sürecek olan akınlarını bir bir
sıraladı.
13 haftadır kazanamayan ve düşme bölgesinin hemen
üstünde seyreden ev sahibi ekip, devre arasında 11 oyuncusuyla yollarını
ayırırken 9 yeni isimle anlaşmıştı. Transferler arasında en önemlisi olan Lua
Lua’yla maça başlayan Rize, bu oyuncunun Kweuke ile olan uyumuyla birlikte
Trabzon savunmasını son derece zorladı. Defans arkasına sarkamasa da 24 şut
çekme fırsatı bulan Yeşil-mavililer, kaleyi tutan 8 şutta da yürekleri ağza
getirdi.
İkinci 45’ten itibaren oyunun üstünlüğünü eline
alan Rıza Hocanın öğrencileri, her iki kanatta da agresif olan Sercan’ı
durdurmakta sınıfta kaldı. %58’lik üstünlükle topa sahip olan Çaykur Rizespor, 400’ü
aşkın pas yaparak bu seneki ortalamasının üzerine çıktı. Hücumda topla oynama
oranlarında Bordo-mavililere karşı %250’lik üstünlük sağlayan ev sahibi ekip
için, sezonun ilk yarısındaki vasat savunma yapısına da çare bulmuş demek
şimdilik biraz zor...
İkinci 45’ten itibaren oyundan tamamen ekarte olan
Trabzonspor’da Olcan, Malouda ve Adrian gibi etkili ayaklara sahip olunmasına
karşılık sadece 8 şut şansı yakalanmışken; bunlardan hiçbiri kaleyi tutmadı. Bu
senenin en kötü Trabzonlarından birini izlediğimiz 20.hafta öncesinde Karadeniz
fırtınası hakkında büyük soru işaretleri patlak verdi…
Rizespor, Rıza Hocanın altın kozu Sylvestre’nin,
maçın en çok topla oynayan ve en çok pas alıp-veren ismi olduğu mücadelede
kendini aşan futboluyla takım halinde tam puan aldı.
KAYSERİSPOR – KASIMPAŞA
Sağ kanadını Galatasaray’a satan Kayserispor, Sefa’nın
yokluğunda toparlanmak isteyen Kasımpaşa karşısında nasıl bir profil çizecek
diye düşünürken; ev sahibi ekip dudak uçuklatan bir futbol oynadı.
Karşılaşmaya önde presle başlayan Sarı-kırmızılı
ekip, ilk yarıda Kasımpaşaspor’a atağa çıkamama sendromu yaşattı. Koşan bir
takım görünümü kazandığını gördüğümüz Kayserispor’da yeni transfer Vanek’in,
gol pozisyonu yaratmakta takıma level atlatacak potansiyelde olduğunu
söyleyebiliriz. Açıkçası ne Salih’in ne de Sefa’nın yokluğunu aratmayan “yeni”
Kayseri, Kasımpaşa’ya karşı oynadığı duraksız atak futbolla ilk devrenin son
haftalarında olduğundan daha sağlam bir oyun sundu. 420 pas ve 21 şut sayısıyla
gerek kanatlardan gerekse ceza yayından içeriye top ulaştırmakta zorlanmayan
Sarı Kırmızılılar, hücum bölgesinde tam 217 kez topla oynama rakamlarına
ulaşırken; meşin yuvarlağı ceza alanına 61 kez ulaştırmayı başardı.
Kayseri deplasmanında soğuk terler döken Şota’nın
öğrencileri ise, ilk yarıdaki görünümlerinden çok çok uzakta seyrediyor. Zira
toplamda 290 pas yapan Apaçiler, kaleye de sadece 3 şut çekebildi. İsabet
sağlanamayan bu şutların yanı sıra hücumda sadece 67 kez top yapabilen konuk
ekip, bir puana duacı oldu.
0-0’lık sonuçla Kayserispor her ne kadar hakkı
olmayan bir sonuç alsa da ilerleyen haftalarda forma gireceği sinyali verirken,
Kasımpaşa’da ise testi kırıldı kırılacak…
MP ANTALYASPOR – GAZİANTEPSPOR
Antalya deplasmanına konuk olan Gaziantepspor, rakibine
birçok pozisyon verdiği mücadeleden 1-0’lık üstünlükle ayrıldı.
Sezonun ikinci yarısına da da inişli-çıkışlı form
grafiğiyle başlayan Antalyaspor, kadrosuna kattığı tecrübeli ve genç isimlerle
de istikrarı henüz sağlamış değil. Geçen hafta Erciyes’i farklı geçen ev sahibi
ekip, sahasında konuk ettiği Antep maçında geniş pas yapma alanı bulurken,
rakip yarı alana da rahat geçti. %58’lik topa hükmetme oranı da yakalayan
Kırmızı-beyazlılar, rakibinin savunma hattını devre dışı bırakarak ceza sahasına
50 top ulaştırmayı becerse de bir türlü kaleci Karcemarskas’ı geçemedi.
Sergen Yalçın’ın Antep’i ise topun çevresinde
gezmektense, akıllı presle oyundan istediğini alan taraf oldu. Buna karşılık kademede
fire veren Antep savunması, rakibinin kale önlerine kadar girmesini
engellemekte sınıfta kaldı.
Konuk ekip, 1-0’lık üstünlükle zorlu Beşiktaş maçı
öncesinde hanesine önemli bir 3 puan daha yazdırırken, Aybaba’nın ekibi ise
14.’lüğe geriledi.
TORKU KONYASPOR – SİVASSPOR
Antalya ile birlikte ligin bir diğer istikrarsız
takımı olan Torku Konyaspor, sahasında konuk ettiği Sivasspor’a karşı net bir
galibiyet elde etti.
Sezonun ikinci raunduna mağlubiyetle başlayan ev
sahibi ekip, maça hızlı bir başlangıçla girdi. Atağa kalabalık çıkmaktan
korkmadığı görülen Konyaspor, bunun mükafatını rakip ceza yayı önünde kendini
kabul ettirerek aldı. İlk 25 dakikada gelen iki golle 2-0 öne geçen Konyaspor
bu dakikadan itibaren maç boyunca nabza göre şerbet verdi. Zira maç sonunda
ortaya çıkan istatistik tablosunda 3-0 galip olan taraf olmasına karşılık, topa
sadece %41 sahip olmuştu.
Son iki haftayı galibiyetle kapatan Sivasspor’da,
Galatasaray maçının etkileri hala devam ediyor. Rakibinin ilk yarım saatteki
baskısını kıramayan konuk ekip, topa %59’luk büyük üstünlükle sahip olurken
rakibinin tam iki katı kadar pas yaptı ve hücumda da 182 kez topla oynadı;
ancak ne var ki skoru değiştiremedi. Bu rakamlarda ise Sivasspor’un kendi
becerisinden çok, uzun süre 2-0’lık üstünlüğün verdiği rahatlıktan dolayı
Konyaspor’un geri çekilmelerinin etkisi vardı.
KARABÜKSPOR – ELAZIĞSPOR
Son haftaların en formda ismi olan Karabükspor,
ikinci devreye istediği gibi başlayamayan Elazığspor’a acımadı.
İlk yarısı ortada geçen mücadelede ikinci yarıya
golle başlayan Elazığspor, stoperi Sow’un golden hemen sonra kırmızı kart
ihracı almasıyla oyunu kendi yarı alanında kabul etmeye başladı. İlk yarıda
rakip savunmayı zorlayamayan ve hücumda top tutamayan konuk ekip, 10 kişi
kaldıktan sonra oyundan da koptu ve mağlubiyeti bir anlamda kabullenmek zorunda
kaldı.
Elazığspor 1-0 öne geçtiği sıralarda dahi ortada
giden oyunda, toplam pas sayıları arasındaki fark sadece 6 sayı ve Karabüklüler
topla oynama yüzdelerinde de son 20-25 dakikada üstünlük kurmaya başladı. Seyir
zevkinden oldukça uzak olan bu mücadelede ev sahibi ekip hücumda topu daha iyi
kullanan taraftı.
1-0’dan gelerek 3-1’lik galibiyet elde eden Karabükspor
sıralamada üç hafta sonra tekrar 7.’liğe yükseldi ve Elazığspor ise yerinde
saydı.
AKHİSAR BELEDİYESPOR – GENÇLERBİRLİĞİ
Geçen hafta Elazığspor deplasmanında 3 puan bırakan
Akhisar Belediye, evinde olmanın avantajını yine kullandı ve Gençlerbirliği’ni
3-1’lik skorla mağlup etti.
Akhisar Belediye, ortada geçen ilk yarıda baskıyı
kurmaya başladığı dakikalarda golü de buldu. Ortalamanın altında pas yapma
istatistiğini artık kabullendiğimiz Akhisar Belediye, yine söze değer bir pas
anlayışından uzaktı. Gençlerbirliği de az pas yapan bir ekip olmasına karşılık
mücadelede hem topla daha iyi oynadı hem de ceza alanı önlerine kolay
yaklaşabildi. Ancak Stancu’ya adım attırmayan Akigo kademesi, Niasse’ın hızı ve
bireysel başarısıyla birlikte 3 puanı getirdi.
Gençlerbirliği’nde Jimmy ve Petrovic’in gayretleri
topu ceza alanına taşısa da bitirici vuruşlar gelmedi. Hamza Hocanın
Yeşil-siyahlıları, topun rakipte kalmasına razı olarak isimlerini az ve öz
duyurduğu maçta 3 puanı 3 golle almayı bildi.
Hazırlayan: Kâşif YAVAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder