Ersun Yanal takımın başına geldiği ilk günlerde etrafımda futboldan anlamayan tipler ''Ersun Yanal'dan başka hoca mı yok ya!'' diye homurdanmaya başlamıştı. Futboldan anlamayan tipler dediğime de bakmayın ikisi de ikisi de zamanında Almanya'da Eintracht Frankfurt altyapısında top koşturmuş isimlerdi.
Ersun Yanal, Fenerbahçe'ye gelmeden önceki kariyerine baktığımız zaman önemli başarıları bünyesinde bulunduruyordu aslında. Yanal, Gençlerbirliği'ni çalıştırdığı zaman UEFA Kupası'na katılmaya hak kazanmış ve kupada Blackburn Rovers, Sporting Lizbon ve Parma'yı elemişti. 1/8 final oynamayı başarmış ve o sezon kupayı alan Valencia takımına elenmişti. O sene kupayı kaldıran Valencia'yı turnuva boyunca yenmeyi başarabilen tek takım Ankara'da aldığı 1-0'lık sonuçla Gençlerbirliği olmuştu.
Ersun Yanal, Fenerbahçe’de göreve geldikten sonra da duruşu, disiplini ve adaletiyle tam bir profesyonel teknik adam görüntüsü çizmişti. Antrenmanları oldukça zorlu ancak takım oyuncularını sıkmayan, neşeli bir tarzdaydı. Takım arkadaşlık bakımından zaten en iyi seviyeye ulaşmıştı.
Ersun Yanal takım ile o kadar yakından ilgileniyordu ki; takımın yediği yemeklere kadar karışıyordu. Daha önceleri yemeklerde kullanılan ''İnek sütü ve pirinç pilavı'' yasaklanmış, yerlerine besin değeri daha yüksek olan ''Manda yoğurdu ve bulgur pilavı'' gelmişti. Bunu merak eden futbolseverler için özetle anlatalım; Bulgur, daha yüksek protein içeriği, daha düşük glisemik indeksi, 10 kat dah afazla lif içeriği ile pirinçten çok daha faydalı bir besindir. Birçok uzman doktor ise enerji içeceği yerine manda sütünden üretilen ürünleri önerir çünkü bağışıklık sistemini güçlendirir ve sindirimi kolaylaştırır.
Ersun Hoca, takımın başına geldiği günden beri ''Biz şampiyon olacağız! Diğer takımlar sıralamayı belirleyecek.'' Sözünü kullanırken birçok futbol takipçisi bu söylemi dalgaya alıyordu. Ersun Yanal'a, Arsenal maçlarından sonra tepkiler çığ gibi büyüyor, ''Sen de Aykut Kocaman gibi olacaksın Ersun Hoca'' sözlerini sık sık duyuyorduk. Ancak gelinen nokta onların düşündüğünden çok daha farklı oldu.
Ersun Yanal taraftarlara tempolu, hücum futbolu oynayan, seyir zevki yüksek bir Fenerbahçe izleteceğini söylemişti. Takımın durumuna baktığımızda Ersun Yanal'ın ne kadar haklı olduğunu görüyoruz. Fenerbahçe'nin eskiye nazaran daha hücum ağırlıklı, daha tempolu, maçın her anını değerlendirmesini bilen, maçı bırakmayan, mücadeleci bir Fenerbahçe’ye dönüştüğünü görüyoruz.
Fenerbahçe sezonun ilk yarısını harika bir şekilde kapattı, eğer bu oyun ile devam eder ve kritik deplasmanlardan 3 puanla çıkmayı başarırsa iddia ediyorum 29.haftada şampiyonluğunu ilan edebilir.
Yazar: Reha KAZAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder