Bu transferin asıl püf noktası ise Hajrovic'in Türk statüsünde oynama ihtimalinin olması. Bundan bir sene önce yazdığım bir yazıda altyapısı olmayan ülkemizin yerli futbolcu üretemediğinden dünyanın dört bir yanından Türk arayacağını, uzun süredir ülkede kalan yabancıları devşireceğini tahmin ettiğimi söylemiştim. Ancak savaş sebebiyle ülkemize kaçmış insanların da Türk sayılabileceğini hiç düşünmemiştim. Bundan sonra yaz tatillerini Türkiye'de geçirenler de Türk statüsünde oynarsa hiç şaşırmam. Çünkü "yok". Memlekette takıma koyabileceğimiz kadar kaliteli futbolcu yok. Bu altyapılar olduğu sürece (0+0x0-5) formülünü de uygulasak iyi futbolcularımız olmayacak. Hal böyle iken dünyanın dört bir tarafından kendini Türk hisseden futbolcular bile arayacağız. (bknz: Baroni:Türk vatandaşı olmaktan gurur duyarım : mealen, bu parayı başka bir yerde bulamam, adım Baroni yerine Barbaros olsun ne var!)
6+0+4 kuralından ötürü memleketteki "Abdurrahman Çelebi'lerin" fiyatlarının anormal yükselmesi ve Anadolu kulüplerimizin yöneticilerinin büyük takımda oynamak isteyen gençlerin futbol oynama haklarını elinden alıp transferlere taş koymaları sonucu, Galatasaray yine ve yeniden dış piyasaya yöneldi. Eğer bu kural olmazsa, Bruma transferinde de söylediğim gibi gelecek adına oldukça mantıklı transferler olan Hajrovic ve Telles Galatasaray'ın elini yine rahatlatmak yerine kadro oyunlarının devamına sebep olacağa benziyor. Dany'nin gittiğini, Riera ve Amrabat isimlerinden de kurtulunduğunu varsaysak bile elde yine 9 tane yabancı kalacağı için her hafta kimin yedek kalacağı merak konusu olmaya devam edecek.
Muslera, Chedjou, Melo, Sneijder ve Drogba'nın yerlerinin garanti olduğunu varsayalım. Geriye kalan Eboue, Bruma, Hajrovic ve Telles isimlerinden sadece bir tanesi kadrodaki yerini alabilecek. Peki hangi durumda kim oynar, sisteme etkisi ne olur birlikte inceleyelim.
√ İkinci ve muhtemel görünen tercih son zamanlarda yükselen form grafiği ile Sabri'nin sağ tarafta tercih edilmesi olabilir. Bu durumda Hajrovic, Telles ya da Bruma üçlüsünden biri tercih edilebilir. İlk etapta tercih, 3-5-2 oynanmaya devam edilirse Telles olabilir. Eğer 4'lü defansa dönülürse ve solda Telles oynatılırsa orta saha oluşumu yine merak konusu. Eğer Yekta kalırsa, Mancini'nin son haftalarda oynattığı "baklava dilimi" orta sahaya devam edilebilir. Yekta'yı ön liberoda, Selçuk ve Melo'yu onun önünde sağlı-sollu ve daha serbest oynatıp onların önlerinde de Sneijder'li bir orta saha izleyebiliriz. Bu sistemde Yekta yerine Hamit oynatılıp Melo bilindik yerine de çekilebilir. Bu durumda Hamit ve Telles ile birlikte iki yeni transferle oluşmuş bir takım izleyebiliriz.
√ Peki Hajrovic'i nasıl izleriz? Mancini'nin Hajrovic'i aslında aklındaki sistem olan 4-2-3-1'in sağında tercih edeceğini düşünüyorum. Ancak bu sistemde de Burak Yılmaz'ın nerede oynayacağı problemi ile karşılaşıldığından Forvetin mutlaka iki forvet ve arkalarında Sneijder'den oluşacağını düşünüyorum.
Yukarıda saydığım üç olasılıktan anlaşılan Galatasaray'ın defansın heryeri ve orta saha için yerli isimlere ihtiyacı var. Ancak Tarık Çamdal ve Veysel Sarı isimlerinin Eskişehirspor'a para kazandırılarak alınmasına kesinlikle karşıyım. Bunun yerine başkanları, sezon sonu sözleşmesi bitecek futbolcuya dünyanın parasını istemeyecek ve futbolcusunu kadro dışı bırakarak aslında kendisini cezalandırmayacak kadar akıllı olan kulüplerden alışveriş yapmanın daha mantıklı olduğunu düşünüyorum. Futbolcu da Galatasaray'ı gerçekten istiyorsa sezon sonuna kadar bekler ve bedelsiz gelir. Böylece kulübünün başkanı da elindekinin sadece bir "keçi" olduğunu farketmiş olur.
Peki kimler alınmalı. Bursa'dan Şener, Sivas'tan Ziya, Gençlerbirliği'nden Ahmet Çalık yada Akhisar'dan Uğur Demirok. Kayserisporlu Salih Dursun için ise ayrı bir parantez açmakta fayda var. Hırsını kontrol etmeyi becerebilirse ikinci bir Gökhan Gönül olmaması için hiçbir sebep yok. Kısacası o da alınabilecekler listesinin en yukarısında. Ancak yönetici bazındaki sıkıntı Kayserispor'da da var. Salih Dursun için Para+Ceyhun+Yekta vs. paketlere gerek yok. Makul fiyatı teklif edilmeli, kabul edilirse alınmalı aksi takdirde alınmamalı. Zaten kadrodaki Eboue, Sabri ve gerekirse orada oynayabilecek Hamit ve Chedjou ile bölge doldurulabilir.
Yeni transferleri rahatlıkla izleyebileceğimiz asıl platformlar ise başta Türkiye Kupası olmakla birlikte Şampiyonlar Ligi olacak. Avrupa'da Mancini yenileri tercih eder mi bilinmez ancak özellikle Bruma ve Hajrovic için formayı alacakları kulvar kupa olacağa benziyor. Kalabalık fikstürde Tokatspor, Elazığspor ve Antalyaspor gibi rakiplere karşı Sneijder, Drogba, Melo gibi ağır topların dinlendirileceğini düşünürsek genç yabancılar bu maçlarda forma şansı bularak kendilerine asıl ihtiyaç duyulacak olan gelecek seneye yavaştan hazırlanmaya başlayacaklar.
Gelecek sezonun kadro yapılanmasını etkileyecek en önemli faktör yine yabancı kuralı olacak. Ancak Fatih Terim'in son yapılan toplantıdan sonra yaptığı açıklamalardan kulüplerin elini rahatlatacak bir karar çıkacağa benziyor.O da muhtemelen 6+2+2 şeklinde yani bundan bir önceki formül ile aynı olacaktır. Bu durumda tüm yabancı futbolcular Galatasaray'da aktif bir şekilde kullanılabilecektir. Yok karar değişmez ise başta Drogba, daha sonra ise Sneijder olmak üzere takımın kelli felli yabancıları tartışılmalıdır. Çünkü Bruma, Hajrovic ve Telles uzun zamandır Galatasaray yönetiminin yaptığı en mantıklı, içime en sinen transfer hamleleri. Hergüne yeni "FLAŞ" haberler ile uyandığımız ülkemizde yabancı sınırlaması ile ilgili alınabilecek yeni bir karar Galatasaray'ı rahatlatabilir.
Yazar: Cumali ÖNCALIR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder