Ligin
ikinci yarısını Fenerbahçe’den 7 puan geride Gaziantep’te açan Galatasaray,
mesaj maçında oynadığı tatsız futbol ve aldığı beraberlikle lige havlu attı
denebilir. Daha oynanacak olan 16 maç varken takımın oynadığı futbol ve
kadronun bulunduğu “kurumsal” plansızlıkla birlikte Galatasaray için umutlu
olmak çok zor. Geçen sezonun 2.yarısından itibaren başlayan
Türk pazarındaki hareketliliğe ayak uyduramayan ve kadro planlaması konusunda
an itibariyle en dibi gören Galatasaray, kupadaki kötü ve verimsiz oyununu
ligde de devam ettirdi. Gaziantep deplasmanında vasat bir oyun oynayan
Mancini’nin takımını bence önümüzdeki aylarda iyi günler beklemiyor.
Transferin ilk günlerinden itibaren Tarık
Çamdal, Veysel Sarı, Serdar Aziz’le ilgilenen sarı kırmızılılar için doğru bir
strateji belirlediklerini düşünüyordum. Ancak bu transferlerin bir türlü
bitirilememesi sonucu taraftara ve biraz da Mancini’ye iyi gözükmek için
Hajrovic hamlesi yapıldı. Türk pasaportu çıkarılacağı söyleniyordu Bosnalı
oyuncu için. Ancak evdeki hesap çarşıya uymayınca zaten gereksiz isimlerle
kabarık olan yabancı kontenjanına Hajrovic de eklendi.
Umut Gündoğan’la başlayan sürpriz yerli atağı Salih Dursun’la devam etti. Umut Gündoğan’ın ve Salih Dursun’un eski takımlarında ilk 11’in banko oyuncuları oldukları görülüyor. Ancak bu isimlerin direkt Galatasaray’ın oyuncusu oldukları ise bir hayli şüpheli. Üstüne Mancini’nin defans oyuncusu olan Salih Dursun’u Elazığspor ve Gaziantepspor maçlarının bir bölümünde sağ açık olarak kullanması işleri iyice içinden çıkılmaz bir hale soktu.
Altyapıdan takıma dahil edilen İbrahim Coşkun da transfer olarak lanse edilse de bu genç ismin en azından sezonun geri kalanında kullanılmayacağı çok açık. Alex Telles’e ise “ha bugün ha yarın” sürecinden sonra kavuşan Galatasaray, sol bek sorununu çözdüğünü düşünüyordu. Ancak Dany, Amrabat ve Riera konusunda oyuncularla anlaşamayan ve bu isimleri gönderip yeni yabancılarına yer açamayan Galatasaray kadro planlaması konusunda yine sınıfta kaldı . Sezon başında da yerli pazarıyla yeterince ilgilenmeyen Galatasaray, tek transferi Erman Kılıç’ı da ligin ilk haftalarında Eskişehirspor’a göndermişti.
Mancini’nin 3-5-2 sevdası ne kupadaki Tokatspor, Antalyaspor, Elazığspor ne de
ligde oynanan Gaziantepspor maçlarında verim verdi. 3-5-2’nin kanatlarının
özellikle savunma anlamında verdiği zaaflar Galatasaray’ın kalesinde ciddi gol
pozisyonlarına dönüştü. Gaziantepspor’un kurduğu baskı sonucu maç içinde
defalarda taktik dizilişi değiştiren Mancini, Salih Dursun’dan sağ açıkta
birşeyler yapmasını beklemesi büyük bir hayalcilik oldu. Mancini’nin maç içinde
yaptığı taktiksel değişiklikler de takımın oyun içinde bir ritm bulmasını
engelledi. Felipe Melo’nun Gaziantepspor karşısındaki müthiş kesiciliği 1 puanı
kurtardı.
Eldeki yerliler yetersizken, Mancini de Ceyhun
sevdasına kapılmışken, Aydın ve Bruma’nın talihsizlik sakatlıklarıyla iyice
zayıflayan kadroda anlamsız hamlelerden biri de Engin Baytar’ın kiralanmasıydı.
Yerlilerin formsuz ve yetersiz olmasının yanı sıra sayıca da az olması kadro
planlamasındaki vahim durumu bir kez daha ortaya çıkarıyor. Üç yerli kaleci
Ufuk-Eray ve Aykut ile genç Emre Can ve
İbrahim’i çıkarırsak kadroda 16 Türk
oyuncu bulunuyor. Bu yerlilerden Aydın Yılmaz’ın ayak bileğinin kırılmasıyla
sezonu kapatması, Yiğit Gökoğlan’ın durumunun malum olması ve Hamit Altıntop’un
da uzun süredir sakatlık nedeniyle takımında uzak kalması sonucu elde 13 oyuncu
kalıyor. Bu isimler arasında göze en çarpan isim olan Selçuk İnan’ın formsuz
olması sonucu orta sahanın tüm yükü Felipe Melo’ya biniyor.
Amrabat’ın Malaga’ya kiralanmasıyla yabancı
kontenjanında yer açılmaya çalışılıyor. Eldeki yabancılardan Eboue, Dany,
Amrabat ve Riera’ya karşı “tu kaka”
şeklinde bir tutum edinen yönetim, Chedjou’nun takıma faydalı olduğunu
düşünüyorsa çok yanılıyor.
Elazığspor ve Antalyaspor karşılaşmalarında kademe hataları yapan ve çok ağır olan Chedjou da bence elden çıkarılması gereken yabancılardan biri. Elazığspor maçında Serdar Özkan’ın karşı karşıya kaçırdığı bir pozisyonda rakibinde en az 2 metre önde olan Chedjou, pozisyonun sonunda daha ceza sahasına bile girmemişti. Sürekli 2. viteste oynuyor ve koşuyor. Standartlarının bu olmadığını düşünüyorum ancak geçen sezon belinden yaşadığı sakatlık performansını etkiliyor kuşkusuz.
Son olarak ise takımın fizik durumuna
değinmek gerekiyor. Drogba başta olmak üzere pek çok oyuncunun fizik
kapasiteleri 90 dakikayı kaldıramıyor. Drogba’nın geçen sezon geldiği günden bu
yana fizik olarak her geçen gün geriye gittiğini görüyoruz. Tabi ki Chelsea’deki
Drogba olması beklenemez 35 yaşındaki oyuncudan ancak özellikle Gaziantepspor
maçında neredeyse ikili mücadele kazanamaması çok üzücü. Umut Bulut da geçen
sezon fizik kapasitesi çok üst seviyede olan bir oyuncuydu. Formayı da bu avantajı
ile kapıyordu genellikle. Ancak onun da fiziki gücünde bir hayli düşüş var.
Şu anda takım 3 kulvarda da ilerliyor.
Kadro planlamasındaki bu büyük hatalar Galatasaray’ın sezonu kupasız
tamamlamasına neden olabilir. Zaten eldeki tek gerçekçi hedef Türkiye Kupası.
Ancak bu oyunla kupada ve 1 ay sonra Chelsea ile Şampiyonlar Ligi’nde
karşılaşacak olan Galatasaray’ı iyi günler beklemiyor.
Yazar: Anıl YAZAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder