Merhaba Burhan, Transfer Merkezi Dergisi okuyucularına kendini tanıtır mısın? Futbola nerede ve nasıl başladın?
Merhaba, 1995 Erzurum doğumluyum 3 çocuklu bir ailenin en küçük bireyi benim. Futbola 6 yaşında her çocuk gibi mahalle arasında oynayarak başladım, fakat gerçek anlamla futbol ile tanışmam kuzenim de gitmiş olduğu spor okulunda oldu. Erzurum Atatürk Üniversitesi futbol okulunda ilk futbol eğitimimi aldım. Aldığım eğitimde hocam Uğur Bayrarslan’nın büyük katkıları ve emekleri vardır, kendisine buradan sizin aracılığınız ile tekrar çok teşekkür ediyorum.
İstanbul'a gelişin ve İstanbulspor’a transferin nasıl oldu?
Beden eğitim öğretmenlerim ve spor okulundaki hocalarım ailemle görüşmek istediklerini söylediler ve bir gün babamla görüşmek için misafirimiz oldular. Hocalarım babama ısrarla Burhan’ı mutlaka İstanbul’a götür bizim gördüğümüz kadarı ile inanılmaz yetenekli, mutlaka profesyonel takımların seçmelerine katılması gerek dediler. Babam da hocalarımı dinleyerek beni İstanbul’a götürdü. İstanbul’da yanında kaldığımız akrabamız internetten İstanbulspor’un seçmelerinin olduğunu öğrenince seçmelere katıldım. Seçmeleri kazanmam pek zor olmadı ve 13 yaşında İstanbulspor alt yapısına girmiş oldum. Seçmeleri kazanmak ile her şey bitmedi aslına bakarsanız, ailem Erzurum’da yaşıyordu ve ben İstanbul’daydım. 2 yıl boyunca ailemden uzak kaldım, bir yıl akrabalarımın yanında bir yıl tesislerde kaldım. Çok zor günler yaşadım, aile özlemi ve hırsım sayesinde bir yıl sonra U15 Milli takımına davet edildim.
İstanbulspor alt yapısında oynarken Milli Takım hocaları maçlarımızı izlemeye geliyorlardı ve Mili Takım için Turan Mesci tarafından seçmeler için davet almıştım. Seçmelerde göstermiş olduğum performans ile Milli Takım hocalarımızın dikkati çekmeyi başardım ve daha sonra Rusya maçı için Milli takımdan davet aldım. Bu sayede ilk resmi milli maçımı Rusya’ya karşı oynamış oldum.
U15 , U16 ve U17 milli takımlarda toplamda 25 defa milli oldun bizlere milli takımlarda oynadığın maçları ve milli takımlardaki havayı biraz anlatır mısın?
Milli takımlarda oynamak benim için her zaman çok farklı bir duygu oldu çünkü ay-yıldız için oynuyorsun ve bu çok büyük bir sorumluluk bana göre. Buraya gelen oyuncularda bunun bilinci altında hareket ediyor. Buradan Abdullah Ercan hocama bana olan katkılarından dolayı çok teşekkür ederim, üzerimde çok büyük emekleri olduğunu düşünüyorum.
Size ufak bir anımı paylaşmak isterim. Polonya ile oynayacağımız milli maç öncesinde Abdullah Hoca yanıma gelerek "Burhan hiç milli takımlarda gol attın mı? O duyguyu yaşadın mı" diye sormuştu, ben de "Daha kısmet olmadı hocam, inşallah bugün olur" diyerek maça çıktım. Maçta takımımızın 2. golünü attım, maçı 2- 1 kazandık. Golden sonra Abdullah Hoca'ya koştum, direkt bana sarılarak kulağıma "Bunu da yaptın ya artık bir şey demiyorum" diye fısıldamıştı ve çok sevinmiştim, bunu unutamıyorum
Milli takımlarda birçok hocayla çalışma fırsatı bulmuştum. Turan Mesci, Volkan Kazak, Abdullah Ercan, Mehmet Hacıoğlu ,Gökhan Keskin ve Hakan Tecimer. Tüm hocalarımın futboluma katkıları olduğunu düşünüyorum çünkü hepsinden farklı şeyler öğrendim, bu da benim için özel bir durum oldu
Bugünlere gelmeden üzerinde emeği olan kişiler kimlerdi?
Öncelikle ailem bana her zaman destek oldu, annem zaman zaman okul için baskı yapsa da o da desteğini hiç esirgemedi çünkü okulda da başarılıydım. Babamın da bana olan güvenini her zaman hissettim ve bunun bende çok önemli bir yeri var. Bu zamana kadar bir çok hocayla çalıştım ve hepsinin bende çok büyük emekleri var, isim verirsem diğer hocalarıma haksızlık yapmış olurum
Henüz 16 yaşındayken İstanbulspor formasıyla Ankara Demirspor'a karşı ilk profesyonel maçını oynadın. O anki duygularını bizimle paylaşır mısın?
14 yaşında A Takımla çalışmaya başlamıştım, sizin de dediğiniz gibi 16 yaşında ilk profesyonel maçıma çıktığımda sahanın en küçük oyuncusuydum. Bu da bana ayrı bir heyecan yaşatmıştı ama güzel bir duyguydu benim için.
İstanbulspor’da oynadığım dönemlerde başta 3 büyükler olmak üzere Süper Lig'den birçok takımdan teklif alıyordum. PTT 1. Lig takımlarından da teklif geliyordu ama başkanımız Ömer Sarıalioğlu beni verme taraftarı değildi. Transferin son günlerine yaklaştığımızda başkanımız Galatasaray’la anlaştığını ve benim de gidip görüşmemi söyledi. Teklif büyük bir kulüpten olunca anlaşmamız çok zor olmadı, transferin son günü Galatasaray ile 4 yıllık sözleşme imzaladım.
Galatasaray gibi büyük bir camia oynamak heyecan veriyor olsa gerek. Bize Galatasaray’daki günlerinden bahseder misin?
Sizin de söylediğiniz gibi büyük bir camiada futbol yaşantıma devam ediyorum. Öyle bir heyecan ki bu, formamı ne zaman giysem ilk geldiğim günki heyecanı yaşayabiliyorum yeniden. Bu da camianın büyüklüğünden olsa gerek
Sezona iyi başlamıştım, Fatih Terim hocam da bana hazırlık maçlarında şans vermişti. Ben de bu şansı iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum ama sonrasında gelen talihsiz bir sakatlık yaşadım ve bu da beni yeşil sahalardan uzun bir süre yoksun bıraktı. Bun da da bir hayır vardır diye düşünüyorum. Bu sezon yeniden takımla birlikte çalışmalarıma başlayabildim ve şu anda durumum gayet iyi. Allah kimseye sakatlık yaşatmasın, zor günlerdi benim için.
Genç bir oyuncu olarak gelecekle ilgili hedeflerin nelerdir?
Çok büyük bir camiadayım. Öncelikli hedefim bu sezon takımımda kendimi kanıtlamak. Süreklilik sağladığım takdirde Galatasaray formasını uzun yıllar giymek istiyorum. Her futbolcu gibi A Milli Takım ve Avrupa’da futbol oynamak diğer hedeflerim.
Örnek aldığım oyuncular Türkiye’de Selçuk İnan, Avrupa’da ise Xabi Alonso. Bu oyuncuları izlediğimde büyük zevk alıyorum. Eksiklerime gelince bunlar bunlar diye sayamam ama her oyuncunun kendine göre bir çok eksikleri vardır. Ben de bu eksiklerimi kapatmak için ekstra idman ve çalışma programı uyguluyorum.
Bize biraz da özel hayatından bahseder misin? Boş zamanlarında neler yaparsın hangi dizileri programları izlersin?
Aslında dizilerle aram pek iyi sayılmaz. Sürekli izlediğim bir dizi olmadı, genelde spor programlarını takip etmeye çalışıyorum ve maç izlemeyi çok seviyorum
Bu keyifli sohbet ve bize zaman ayırdığın için teşekkürler. Son olarak Transfer Merkezi okuyucularına bir mesajın var mı?
Benim için de çok keyifli bir sohbet oldu. Transfer Merkezi Dergisi'ne genç oyunculara vermiş olduğu destekten dolayı çok teşekkürler ederim, yayın hayatınıza başarılar dilerim.
Röportaj: Haydar BULACA
Bu röportaj TransferMerkez.com tarafından yapılmıştır, tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder