Verona – Chievo; haftanın açılış mücadelesine sahne olan bu karşılaşmaya ev sahibi Verona favori olarak çıktı. Verona Serie A’ya yükseldiğinden bu yana özellikle Luca Toni önderliğinde 4-3-3 sistemini benimsemişti ve başarılıda oluyorlardı. Bu karşılaşmaya da öyle çıktılar. Rakip Chievo ise biraz daha defansif ağırlıklı 4-5-1 başladı fakat topu kaptıklarında 4-3-3 gibi bir oyun tertibi içinde yer aldılar. Maçta topa sahip olan oyunu kontrol eden ev sahibi gibi görünse de rakip Chievo özellikle top Verona’dayken alanları iyi kapattı ve rakibine fazla pozisyon vermedi. Hücumlarda ise daha etkili olan Chievo’ydu ki bunun meyvesini de bir teknik direktör hamlesi sayesinde oyuna sonradan giren Lazarevic ile gol bularak topladılar. Herkesin beklentisi Verona takımından yanaydı fakat Serie A’nın sürpriz yapmayı seven takımlarından Chievo daha iyi oynayarak maçı kazandı.
Milan – Genoa; haftanın bir diğer sürprizinin yaşandığı maç ise bu maç oldu. Maça bakıldığında ev sahibi Milan’ın rakibine karşı belirgin bir üstünlüğü vardı. Maçın başında önce Milan golü buldu ardından Genoa golü buldu ve skor 1-1’e geldi. Gollerin ardından adeta tek kale oynanan maçta Milan aradığı golü bir türlü bulamazken aynı zamanda rakibinin 36. dakikada kırmızı kart görmesine rağmen bunu değerlendiremedi. Balotelli’nin ayağından bir de penaltı atışından yararlanamayan Milan, kalesine sadece 2 kez yaklaşabilen rakibine sahasında üstünlük sağlayamadı ve maç 1-1 tamamlandı.
Napoli – Parma; Cumartesi gününün kapanış mücadelesinde de yine
bir sürpriz yaşandı. Napoli’nin 4-5-1 sistemiyle çıktığı mücadelede
Parma ise İtalya’da alışıla gelmiş 3-5-2 sistemiyle rakibini karşıladı.
Deplasmanda olmasına rağmen büyük bir cesaretle bu sistemi oynayan
Parma, Napoli ile başa baş mücadele etti. Karşılıklı ataklarla geçen
mücadelenin 81. dakikasında Parma’nın tecrübeli golcüsü Cassano’dan
gelen gole engel olamayan Napoli sahasında çok önemli bir 3 puan
bıraktı. Topa sahip olma konusunda ev sahibi daha başarılıydı fakat
rakip Parma ise kontra ataklarla Napoli’yi vurmaya çalıştı. Gökhan ve
Insigne’nin iyi oyununu ileri uçta forvet hattının etkisiz kalmasıyla
değerlendiremeyen Napoli, kalesinde golü de görünce mağlubiyetten
kurtulamadı. Rakip Parma’da özellikle savunma hattının iyi oyunu dikkat
çekerken, Parolo, Gobbi ve maçın yıldızı Cassano diğer göze çarpan
isimler oldu.
Sampdoria – Lazio; 3 haftadır galibiyet göremeyen iki takımın mücadelesinde taraflar yine galibiyete hasret kaldılar. 46. dakikada rakibinin 10 kişi kalmasına rağmen bu fırsatı değerlendiremeyen Lazio üst sıralara çıkma fırsatını bu hafta tepmiş oldu. İlk yarıda dengeli oynanan oyun ikinci yarıda Sampdoria’nın 10 kişi kalmasıyla biraz daha hareketlendir. 10 kişi kalmasına rağmen Lazio ile başabaş mücadele eden ev sahibi 67. dakikada golü de buldu. Golden sonra baskısını biraz daha arttıran Lazio gol bulmakta zorlanmasına rağmen 90. dakikada Cana’dan gelen golle 1 puanı zorda olsa kurtardı. Maçta Sampdoria rakip kaleye 10 şut gönderdi ve bunların 5’i kaleyi buldu, Lazio ise 12 şutta 7 kez kaleyi isabet ettirdi. Topa sahip olmada da Lazio üstünlüğü göze çarpıyor(%43-%57).
Sassuolo – Atalanta; Serie A’nın yeni takımı Sassuolo ile Atalanta’nın karşı karşıya geldiği mücadelede kazanan Sassuolo oldu. Ligin başlarındaki kötü sonuçların aksine son haftalarda daha derli toplu olan Sassuolo Serie A’daki 3. galibiyetini almış oldu. Sampdoria ise kötü gidişini bu haftada sürdürerek 4. maçından da galibiyetle ayrılamadı. İki takımında açık futbol oynamasıyla çekişmeli ve zevkli geçen mücadelede bol pozisyon vardı. Bu pozisyonları iyi değerlendiren Sassuolo 63 ve 67. dakikalarda arka arkaya bulduğu gollerle skoru 2-0’a getirdi ve kalan dakikalarda kalesini gole kapatınca puan cetvelinde ki en önemli rakiplerinden birinden çok önemli bir 3 puan kazanmış oldu. Ev sahibinde özellikle orta ikilide görev yapan eski Juventus’lu Luca Marrone ve Magnanelli’nin formu Sassuolo’nun maçı kazanmasında büyük etken oldu.
Torino – Catania; iki takımında 4-3-3 sistemiyle oynadığı mücadelede ev sahibi Torino kendi adına sezonun belki de en güzel galibiyetine imza attı. Maça müthiş başlayan Torino ilk yarım saatte skoru 2-0’a getirdi. İlk yarıda rakibine karşı çok üstün bir oyun sergileyen ev sahibi ikinci yarının başlarında ilk yarıda ki temposundan uzaktı. Bunun üzerine Catania biraz daha derli toplu oynamaya başladı ve golü de buldu. Dakikalar 50’yi gösterdiğinde skor 2-1 Torino lehineydi. Catania’nın iyi oyununa ve golüne cevap vermekte gecikmeyen Torino 59 ve 61. dakikalarda bulduğu gollerle maçı 4-1’e getirdi ve Catania’nın yapabileceği bir şey kalmadı. Ev sahibinde özellikle forvet hattı çok iyiydi. Kaddouri ve Immobile oynadıkları güzel oyunla galibiyette büyük pay sahibi oldular.
Udinese – Fiorentina; 2 haftadır üst üste mağlubiyetler alan Udinese bu maça çıkış maçı olarak bakıyordu. Fiorentina ise iyi grafiğini sürdürmek amacındaydı. Udinese kalabalık orta saha ve tek forvetle maça başlarken Fiorentina her maça çıktığı gibi 3 forvetle yer aldı sahada. Özellikle güçlü kadrosuna güvenerek açık oynayan Fiorentina’yı kalabalık orta sahasıyla durduran Udinese takımı kaptığı toplarla hızlı hücumlar yaparak rakip kalede etkili oldu. Maçın 34. dakikasında gelen golle daha da güvenli oynayan Udinese adeta üstünlüğünü güçlü rakibine kabul ettirmişti. İyi oynayan Udinese karşısında skor bulmaya çabalayan Fiorentina’nın ender atakları sonuçsuz kalınca, rakip kaleye 11’i isabetli tam 22 şut gönderen Udinese maçı kazanmasını bildi. Bu galibiyetle alt sıralardan iyice uzaklaşan Udinese’de en çok göze çarpan oyuncu ise sol bek Silva oldu. Fiorentina’da ise maçın adamı diyebileceğimiz kişi kaleci Neto oldu. Neto kurtardığı toplarla adeta farkı önledi.
Livorno – Juventus; Hafta içi Şampiyonlar Ligi’nde çok önemli bir
maça çıkacak olan Juventus’ta akıllar hep o maçtaydı. Livorno
karşısında özellikle ilk yarıda gol yollarında etkili olamayan Torino
ekibi, İkinci yarıda bulduğu gollerle maçı kazanmasını bildi. Livorno
güçlü rakibi karşısında orta alanı kalabalık tutarken, Juventus alışıla
gelmiş olan 3-5-2 sistemiyle sahada yer aldı. Juventus maç boyunca topu
rakip takımın ayağına çok az verdi. Öyle ki maç bittiğinde topla oynama
oranları %70’e %30 Juventus lehineydi. Rakibinden daha üstün bir oyun
sergileyen Juventus yıldızlaşan Pogba ve forvet hattının işlemesiyle
maçı 2-0 kazanmasını bildi. Rakip kaleye 21 şut atan Juventus takımı bu
şutlarda 6 isabet bulabildi. Ev sahibi Livorno ise Juventus kalesine
sadece 9 şut gönderebildi ve bu şutlarda sadece 1 isabet yakaladı. Bu
galibiyetle maç fazlasıyla liderlik koltuğuna oturan Juventus rakibi
Roma bugün puan kaybederse haftayı lider tamamlayacak. Ayrıca bu
galibiyet Juventus’un ligde üst üste kazandığı 5. galibiyet oldu.
Bologna – Inter; düşme hattının sınırında bulunan Bologna ile üst sıralardan kopmak istemeyen Inter’in mücadelesinde taraflar maçtan birer puanla ayrıldı. Ev sahibi 3-4-2-1 gibi bir sistemle 6 orta saha ile oynayarak rakibine bu bölgede üstünlük kurma amacındaydı. Inter’de 3-5-1-1 ile yine 6 orta saha ile karşılık vererek çıktı rakibinin karşısına. Ev sahibi golü erken buldu. Henüz 12. dakikada skoru koruma psikolojisiyle ileriye çıkmayı fazla düşünmediler. Inter bu dakikadan sonra rakibi üzerindeki baskısını arttırdı. İlk yarıda bu baskıdan sonuç alamayan Milano ekibi ikinci yarının başlarında golü buldu ve skoru 1-1’e getirdi. Bu dakikadan sonra ev sahibi Inter’e oyun olarak cevap vermeye çalışsa da bunda başarılı olamadı. Fakat savunma anlamında da fazla hata yapmayan Bologna güçlü rakibinden bir puan almayı başardı…
Hazırlayan: Serkan ÇOKAYDIN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder