GALATASARAY – SİVASSPOR
Carlos’la birlikte müthiş işler çıkaran Sivasspor, ligin 12. haftasında TT Arena’da Galatasaray’ın konuğu oldu. Son haftalardaki oyuncu seçimleriyle dikkat çeken Mancini, bu kez de Drogba’yı yedek soyundurduğu maçta rakibini evine puansız yolladı.Seyircisini arkasına alan Galatasaray, baştan sona tartışmalı hakem kararlarıyla haftaya damgasını vuran karşılaşmaya Selçuk ve Melo ikilisinin orta alandaki top dağıtmalarıyla başladı. Cimbom için en dikkat çekici özellik, maç boyunca orta alandaki tüm top çıkarmalarını Selçuk İnan ve Melo ikilisinden birinin yapmasıydı. İlk gol de dk. 13’te böyle geldi. 40 metre önde yakalanan Sivas savunması, Selçuk-Burak ikilisinin Trabzonspor’dan hatırladığımız hızlı organizasyonuna engel olamadı ve konuk ekip 1-0 geriye düştü.
Tam 15 kartın çıktığı mücadelede ilk kırmızı kartı gören Dany, takımını 21. dakikada 10 kişi bıraktı. Bu dakikadan sonra oyuna asılan konuk ekip, Riera’nın sol bekteki ağırlığını kullanarak 3’e 3 yakaladığı Galatasaray defansını Djebbour’un ayağından bulduğu golle mağlup etti. Skorun 1-1’e geldiği 31. dakikadan sonra tansiyonun son düdüğe kadar devam ettiği maçta, karşı atakta kazandığı penaltıyla durumu 2-1’e getiren Sarı-kırmızılılar karşılaşmanın da skorunu tayin etmiş oldu.
Galatasaray’ın dinamosu Selçuk İnan’ın etkili oyunuyla göze girdiği maçta, Yiğidolar güçlü rakibini oldukça zorladı. Zira Sivasspor’un Galatasaray karşısındaki maç sonu istatistiklerine göre; topa sahip olma (%55), toplam pas (439) ve ceza alanına atılan top (37) rakamları ev sahibi ekipten daha fazlaydı.
İkinci yarıda oyuna giren Drogba’nın ileride tek başına yarattığı pozisyonların yanı sıra, maçın ilk golünü atarak 100’ler kulübüne adını yazdıran Burak Yılmaz’ın direkten dönen bir de topu oldu. Sivasspor, ikinci yarıda orta sahada Galatasaray’ın Melo ve Selçuk’la kurduğu pas trafiğini büyük ölçüde durdurmayı başarsa da sonuca etki edemedi.
Galatasaray’da Mancini’nin sistemi hala oturtamamış olduğu alenen görüldü. Sivasspor’un teknik patronu Carlos ise sadece 3 puan değil 3 as oyuncusunu da kaybederken, hiçbir yazar değinmese de 13. haftaya büyük darbe alarak girdi. 2-1’lik sonuç Aslan’ı 5.’liğe taşırken, konuk takımı ise 4.’lüğe geriletti.
Son olarak; hakem Halis Özkahya’nın maça damgasını vurduğu karşılaşma sonrasında Roberto Carlos’un sonuca ve hakem kararlarına aldırmaksızın ‘‘fair play’’ adına sergilediği tutum, haftanın en güzel görüntülerini oluşturdu. Dünya starı olan Brezilyalı çalıştırıcıya alkışlarımı sunuyorum…
MP ANTALYASPOR – FENERBAHÇE
Spor Toto Süper Lig’de 12. haftaya da lider giren Fenerbahçe, MP Antalyaspor’a konuk oldu. Akdeniz Üniversitesi Stadı’nda oynanan karşılaşmada gülen taraf, maçın favorisi Sarı-lacivertliler oldu.Mücadeleye 4-1-4-1 dizilişiyle start veren Fenerbahçe’de Mehmet Topal’ın yokluğunda ön liberoda Emre Belözoğlu görev aldı. Maça hızlı başlayan konuk ekip, golü de erken buldu. Maç boyunca yer değiştirdiği iki kanatta da kök söktüren Moussa Sow, bireysel becerisiyle topu Gökhan Gönül’e taşıyarak ilk golün de yaratıcısı oldu. Webo’nun ayağından bulduğu golle 1-0 öne geçen Sarı-kanaryalar, ilk yarının sonlarında yedikleri beraberlik golüne kadar Antalyaspor kalesini topa tuttu. Fenerbahçe’nin ilk yarıda Emre’nin oyunu kanatlara yayarak çoğu kez topu Sow ile buluşturması ve bunun takibinde ceza alanı yayı önünde şut pozisyonu yaratması göze çarptı. İlk 40 dakika boyunca ağırlığından taviz vermeyen Ersun Hocanın ekibi, çıktığı her atakta kaleyi görmeyi başardı ve ilk yarıda 5 net pozisyonu adeta harcadı. Kalesinde art arda gördüğü ataklarla hücum şansını ilk devrenin son dakikalarında bulan Kırmızı-beyazlılar, yakaladıkları fırsatı iyi değerlendirip soyunma odasına 1-1’lik skorla gitmeyi başardı.
İkinci yarıda da aynı tablonun devam ettiğini söyleyebilirim. Zira Fenerbahçe, 8 kişi ile yüklenirken, geride ise seken topları Emre ile rakip ceza sahasına şişiriyordu. Bu şişirmelerin neredeyse tamamında top Fenerbahçeli oyuncularda kalırken, MP Antalyaspor’un lider karşısındaki savunma zayiatı da belirginleşmeye başlamıştı. Savunmada Fenerbahçe ataklarını izleyen ev sahibinde Tita ve Uğur İnceman’ın orta alanda top yapma şansı bulamaması da oyunun hakimiyetini tamamen konuk takıma verdi. Dilediğinde kanatlardan, dilediğinde cepheden gelebilen Fenerbahçe, Emenike değişikliği ile iyice açılırken; kalesindeki 2 net atakla da maçın kırılma anlarını yaşadı.
Son bölümlere doğru nispeten yorulduğu gözlenen Fenerbahçe orta sahasının, son 15 dakikada rahat top çıkaramadığı göze çarparken; Emenike sahneye çıktı. Sol kanattan sürüklediği topla hızını ve dayanıklılığını kullanan Nijeryalı golcü, ceza sahasına kat ederek Sow’a galibiyeti getiren altın değerindeki asisti yaptı.
Maçın sonunda kenarda taktik galibi olan Ersun Yanal’ın istediği her şeyi sahaya yansıtan bir Fenerbahçe olduğunu söylemek yanlış olmaz. Çünkü istatistikler, asla yalan söylemez. Ki Fenerbahçe; orta alanı çabuk ele geçirirken %71’lik topa sahip olan(orta sahada), hücumda 90 dakika boyunca üst üste pozisyon harcarken 51 kez ceza alanına top taşıyan ve 21 şut atan taraf olarak istatistiklerde sınırları zorladı.
Caner’in performansındaki gerileyiş dikkatlerden kaçmazken, hücuma çıkmayan Emre’nin rahatlatıcı top yaymaları ve dağıtmaları da maça damgasını vurdu. Karşılaşma bitiminde bu sezon son dakikada kazandığı dördüncü 3 puanla liderliğini sürdüren Sarı-lacivertliler, Kasımpaşa’nın yaşadığı puan kaybını değerlendirerek en yakın takipçisiyle arasındaki puan farkını da 6’ya yükseltti. Antalyaspor ise bu sezon ilk kez 2 maç üst üste yenildi ve 2 sıra birden düşerek 12.’liğe geriledi.
BEŞİKTAŞ – TORKU KONYASPOR
Beşiktaş, Fenerbahçe derbisinden önce sahasında çıktığı son provada Torku Konyaspor’u ağırladı.Öncelikle Slaven Bilic’in rakibinin geçen haftaki mücadelesini iyi analiz ettiğini söyleyerek başlayalım. Zira Hasan Kabze, Djalma, Gekas ve Recep’in oyunlarını kilitleyen bir Beşiktaş orta sahası izledik. Maçta ilk gole kadar orta alan kapışmaları yaşandığı görülse de Beşiktaş, Veli’nin çılgın Gattuso’luğuyla defansif, Oğuzhan Alex’liği ile de ofansif orta sahanın kontrolünü ele geçirmeyi başardı.
İlk iki golde de hem hızlı, hem organize, hem de bitirici bir Beşiktaş gördük. Olcay Şahan ve Hugo Almeida’nın kaydettiği bu goller, aynı zamanda iki oyuncu için son haftalarda yapılan eleştirilere son noktanın konması gerektiği sinyali verdi. Öte yandan Kartal bu sezon ilk kez ilk yarım saatte 2-0’lık skoru yakalamış oldu. Bu iki golde Uğur Tütüneker’in geçen hafta oynanan Antalyaspor karşılaşmasındaki taktiğini bozmamış olmasının da etkisi bir gerçektir ki, Beşiktaş iki golde de rakip savunmayı kendi kale çizgisinden en az 40 metre önde yakaladı. Son 7 haftada sahada hiç olmadığı kadar diri olan Siyah-beyazlılar, rakibini oyundan kolay düşürdüğü maçta farkı da henüz ilk yarıda üçe çıkarmayı bildi. Beşiktaşlı gazeteci Ali Ece’den öğrendiğimiz üzere takımı adına kaydettiği 3. golün hazırlanışına son bir buçuk ayda en az 1000 denemeyle çalışan Oğuzhan Özyakup, kendi yarattığı pozisyonla kaleyi karşısına alarak yerden ve net bir şutla ağları bulmayı bildi. Henüz 41. dakikada elde edilen 3-0’lık skorun yanı sıra kalenin yoklandığı sert şutları ve 6 pasın içinden auta atılan topları da olan Kara Kartal, soyunma odasına rakibinden çok yüksekte uçarak girdi.
İlk yarının sonlarına doğru yaptığı hatanın farkına varan Tütüneker, iki değişiklikle birlikte takımının defans çizgisini de kalesine yaklaştırdı. Ancak artık çok geçti ve ikinci yarıya güçlü rakibi karşısında deplasmanda 3-0 mağlup durumda başlamıştı. 3-0’ın verdiği avantajla rahat davranan Beşiktaş orta sahasının, ikinci 45’te Torku Konyaspor’u kendi sahasında kabul ettiği aşikardı. Tabii bu noktada Ali Çamdalı’nın hakkını yememek gerekir. Zira Ali, Mehmet Güven’le birlikte takımının orta sahasında pas akışlarını sağlayarak Beşiktaş kalesinde en az 4 pozisyonla hücum şansı sağladı. İkinci yarıya golle başlayan Yeşil-beyazlı ekip, farkı ikiye erken indirse de sonuca etki edemedi.
Tolga Zengin, sezon öncesinde yoğun pazarlık sürecine rağmen transferi için ısrarı kesmeyen Beşiktaş’ta söz konusu çabanın hakkını yine, yeni, yeniden verdi. Tolga’nın performansının yanında Sivok ve Ersan ikilisinin Escude’yi aratmayan uyumu yine göz doldurdu. Öte yandan Veli Kavlak’ın koşu rekoru kırması, ön libero anlayışıyla özdeşleşmeye başladığının göstergesi anlamında olumlu işaret verirken, Töre’nin 90 dakika boyunca taşıdığı toplar ve yakaladığı pozisyonlar bonservisinin alınmasını gündeme getirecek cinstendi.
Rakibine kalesine yaklaşma fırsatı vermediği gözlerden kaçmayan Beşiktaş, rakip kalede ise kaleye bir o kadar yakın oynadı. Siyah-beyazlı oyuncular, karşı ataklarda ceza sahası içine gönderdiği toplarda 18’in yakın çevresinden pas dağıttı ve orta açtı. Bunun yanında atağın gelişine göre hem cepheden hem de kanatlardan yüklenmeyi beceren Bilic’in Kartalı, pozisyon üretmekte zorlanmadığı bir 90 dakika çıkardı. Oğuzhan faktörünün meyvesini oynadığı her maçta alan Beşiktaş dikine, yerden, seri, hızlı düşünerek çıkardığı 90 dakika ile 12. haftayı kayıpsız geride bıraktı.
Tam 7 hafta sonra üst üste 2 maç kazanan Beşiktaş, zorlu Kadıköy deplasmanı öncesinde çıkışa geçerken puanını da 24’e yükseltmeyi bildi. Torku Konyaspor ise 13 puanda kalarak yerinde saydı.
TRABZONSPOR - ESKİŞEHİRSPOR
Ligin üst sıralarını kovalayan iki takımın kozlarını paylaştığı maçta Trabzonspor, Eskişehirspor’u ağırladı. Başarılı iki teknik adamı karşı karşıya getiren 12. hafta karşılaşmasında 3 puanı ev sahibi ekip aldı. Karşılaşmanın ilk ataklarını Trabzonspor yapsa da ilk yarıda orta sahayı daha çabuk geçen, daha sağlıklı pas yapan ekip Eskişehir oldu. Ertuğrul Sağlam’ın Bosingwa’nın yokluğunda ilk yarıda özellikle sağ kanadı kullanmak istediği dikkatlerden kaçmadı. İlk 45 dakikada rakibinin orta sahasını ekarte eden konuk ekip, ikinci yarıya orta sahanın hakimi olarak çıktı. Geçtiğimiz hafta Akhisarspor maçında da benzer bir tabloyla rakibini kilitleyen Kırmızı-siyahlar, maç boyunca orta alanda sözünü geçirse de ceza sahasına kat etmekte başarısız oldu. Bunu uzaktan şutlarla telafi etmeye çalışan Sağlam’ın Eskişehir’i, 23 kez yokladığı Trabzonspor kalesinde Onur Kıvrak’ın olduğunu hesaba katmayı unutmuş görünüyordu. Zira Onur, kalesinde uzadı, devleşti, yıldızlaştı ve daha bir sürü tarifsiz şey yaptı…
Rakibine göre %8 daha fazla topla oynama oranını yakalayan konuk ekipte Ertuğrul Hocanın 3 puanı kaybetme sebebi ise, orta alanda hakimiyet sağlamak için defans bloğunu aşırı derecede olmasa da önde oynatmasıydı; üstelik Henrique gibi hızlı bir santrafor karşısında. Keza Trabzonspor’un yıldızı Malouda, ikinci yarıda Henrique ve Adrian’ı yerden ve derin toplarla kale önünde buluşturmaya başlamıştı. Dk. 74’te de yine aynı organizasyonla bu kez topa hareketlenen Olcan Adın, Henrique’ye asisti yapıyor ve golü de attırıyordu.
Trabzonspor Malouda, Adrian ve Colman’la alışılan orta saha pas trafiğini maç boyunca sergileyemedi. Bu anlamda Ertuğrul Sağlam’ın Reşit Akçay’ı daha iyi analiz ettiğini söyleyebiliriz. Son haftalardaki orta saha oyunuyla bu kategoride ön plana çıkmaya başlayan Eskişehirspor, deplasmanda oynadığı halde rakibine pozisyon vermediği mücadelede 3 puanı bırakarak hak etmediği bir sonuç elde etti. Zira maç sonundaki tüm istatistiklerde dahi rakibini sollayan bir Eskişehirspor vardı.
Karşılaşmanın sonucunda 1-0’lık galibiyet elde eden Karadeniz fırtınası UEFA Ligi maçından önce moral depolarken, sıralamada da bir basamak yükselerek 6. oldu. Konuk ekip ise kaybettiği 3 puanla 2 sıra birden düşüş yaşayarak Galatasaray ve Trabzonspor’un altına düştü.
ÇAYKUR RİZESPOR – KAYSERİSPOR
Spor Toto Süper Lig’de 12. haftanın açılış maçında uzun süredir galibiyet alamayan iki ekip karşı karşıya geldi. 6 maçtır 3 puana hasret olan Çaykur Rizespor’un, 10 haftadır kazanamayan Kayserispor’u ağırladığı maçta gülen taraf konuk ekip oldu.Maça daha istekli başlayan Kayserispor, golü de erken buldu. Maçın başında geriye düşen ev sahibi ekip, özellikle Cenk Ahmet’in sağ kanattan yarattığı büyük boşluklarla dengeyi eşitlemeye çalışsa da ilk devre 1-0’lık Kayserispor galibiyetiyle sonuçlandı.
İkinci yarıya 1-0’ın avantajıyla başlayan Prosinecki, takımını geriye yasladı. Öyle ki, Kayserisporlu futbolcular maçın son 45 dakikasında kalesinin en fazla 60-65 metre uzağında dizilerek oynadı. Bu taktiğe karşılık Rıza Çalımbay, 4-4-2 olan taktiğini 3-5-2’ye çevirerek yüklenmeye başladı. İlk yarıda olduğu gibi yine sağ kanatta tehlikeler yaratan Yeşil-mavililerde maçın en agresif ismi olarak dikkat çeken Cenk Ahmet, durdurulmak için son çare olarak çok kez faule maruz kaldı. Bu faullerden birinde Ali Adnan artık klasikleşmeye başlayan şutlarından birinde topu ‘‘doksan’’ şeklinde tabir ettiğimiz noktaya nişanladı. Kaçan bu frikik, Rize adına maçın da kader anı oldu. Zira ev sahibi ekip, dakikalar sonra ikinci golü de yedi.
Kayserispor’da Prosinecki’nin kabul edilmeyen istifasından sonra Hırvat teknik adamın taktik anlayışındaki defansif profil dikkatimi çekti. Prosinecki, maça ‘‘1-0 olsun bizim olsun’’ sloganıyla çıkmış olacak ki, bilhassa ikinci yarıda Kayserispor yerine 2004 Avrupa Şampiyonası’ndaki Yunanistan sahadaymış gibiydi. Bu anlayış kötü gidişata dur demek isteyen Sarı-kırmızılıların yüzünü güldürmeye yeterken, sıralamadaki yerlerinde de kıpırdanma sağladı. Konuk ekip, kaydettiği kritik 3 puanla bir basamak yükselerek 17. sıraya çıktı.
Çaykur Rizespor’da işler karışmaya başladı. Evinde aldığı bu mağlubiyet sonrasında galibiyet özlemini 7 maça çıkaran Çalımbay’ın Rize’si, geçtiğimiz haftalarda 2.’liğe kadar yükseldiği sıralamada 10.’luğa düştü. Defans oyuncularının ceza sahası içinde adam paylaşmada ve ön liberoda rakibi karşılamada resmen sınıfta kaldığını gördüğümüz Rizespor’da, bu maçta forma giyen 3 forvetin kaleye çektiği şut toplamı koca bir ‘‘sıfır’’ oldu.
BURSASPOR – KASIMPAŞA
Hafta içinde Batalla kriziyle sarsılan Bursaspor, sahasında ligin dişli ekiplerinden Kasımpaşaspor’u ağırladı. Batalla’nın yokluğunu maç boyunca çeken Yeşil-beyazlılar, seyircisine 3 puanı hediye edemese de maestrosuz çıktığı mücadeleden kritik 1 puanı hanesine yazdırmayı bildi.Karşılaşmanın ilk bölümlerinde kontrollü oynayan Kasımpaşaspor’un, kendi yarı sahasında Bursasporluların top yapmasını kabul ettiği görüldü. Konuk ekibin bu dakikalarda takım halinde önde oynadığı da göze battı. Batalla’nın yokluğunda oyunu Sebastian Pinto’nun üzerine kuran Bursaspor’sa, duran toplarda Taiwo’nun ayağından çıkan etkili ortalarla tehlike yarattığı pozisyonlardan üçüncüsünde şansının da yardımıyla maçtaki ilk golü attı. Golden sonra geri çizgisini atak halindeyken orta yuvarlağa kadar öne alan Shota, orta sahasını iyi analiz ettiği Bursaspor’a karşı vitesi yükseltti. İlk devrenin son 15 dakikasında kolay geçmeye başladığı Bursaspor orta sahasında Donk ile dikine top yapan konuk ekip, bu çıkışlardan sonucu erken aldı. Donk’un taşıdığı topta etkili ismi Scarione’nin 18’in dışından yaptığı düzgün vuruşla golü bulan Apaçiler, ikinci yarı öncesi beraberlik avantajını ceplerine koydu. Bursaspor, yediği golde bu sene sürekli eleştirdiğim, kendi ceza sahası önünde rakibine kolay top yaptırmasının cezasını bir kez daha çekti.
İkinci 45’te Babel ve Scarione ile hücumda iki kez pozisyona giren Kasımpaşa, orta sahada topla oynama oranında %60’lara kadar çıktığı mücadelede ev sahibi ekibi kalesine yaklaştırmadı. Orta alanın hakimiyetine verdiği önemi ileri hatta taşıyamayan Lacivert-beyazlar, ceza alanına 46 kez top ulaştırsa da 2. golü atmayı başaramadı. 1-1’lik sonuçla iki takımın da puan tablosundaki sıralamaları korunurken, Batalla’sız Bursaspor’un kaleye sadece 6 şut atabilmesi son derece düşündürücüydü. Zira Timsah, bu sezonki en düşük şut atma derecesini elde etti.
KAYSERİ ERCİYESSPOR – GENÇLERBİRLİĞİ
Mehmet Özdilek ile geçtiğimiz iki haftayı kayıpsız kapatan Gençlerbirliği, Erciyes deplasmanına çıktığı 12. haftada rakibine 1-0’lık skorla boyun eğdi.İlk bölümlerde bulduğu kornerde topu çizgiden dönen Erciyesspor, maça daha arzulu başlayan ekipti. Orta alanda Traore’nin önderliğinde kanatlara top yayan Lacivert-beyazlılar, golü de aynı sistemle buldu. Traore’nin göbekten sağ kanada açtığı topta Cem Can’ın derinlemesine gönderdiği pasa hareketlenen Yasin Öztekin, takımını öne geçiren golün pasını da vermiş oldu. Haftanın en organize gelişen atağı olarak kabul ettiğim bu hücum oyunu, maçında skoru olurken ilk yarıda kayda değer başka pozisyon olmadı.
İkinci yarıda ipleri eline alan taraf Gençlerbirliği oldu. Son 45’in büyük bölümünde konuk ekibin etkili olduğu karşılaşmada kader anının ise Petrovic’in direkten dönen şutu olduğunu söyleyebiliriz. Zaman zaman sinirlerin gerildiği maçta rakibinin sol bekinin aksadığını sezen Mehmet Özdilek, Jimmy ile sağ kanattan bindirmeler yapsa da sonucu değiştirmeyi başaramadı. Oyunu sağ kanada yıkan Gençlerbirliği’nde sağ bek Serkan Kurtuluş’un agresif tavrıyla çift sarı karttan kırmızı görmesi de Mehmet Hocanın taktiksel umudunu yıkan etken oldu.
90 dakikalık geniş açıya yaydığımızda iki takımın da maçta yer yer etkili olduğu görülecektir. Hakkı daha çok beraberlik kokan mücadelede konuk ekibin ikinci yarıda kaçırdığı fırsatlar Kayseri Erciyes’e 3 puanı hediye etti. Erciyes, bu sonuçla puanını 12’ye çıkarırken ayrıca bu sezon ilk kez üst üste 2 galibiyet elde etmiş oldu. Özdilek’in gelmesiyle çıktığı ilk iki maçta harikalar yaratan Gençlerbirliği ise Ankara’ya eli boş dönerken, puan tablosunda 1 sıra gerileyerek 13.’lüğe yerleşti.
Maç sonunda başkent temsilcisi adına göze çarpan en önemli ayrıntı ise; son iki haftada rakip savunma arkasına sarkarak goller bulan Gençlerbirliği’nin, bu hafta derinlemesine toplar çıkarmakta zorlanmış olmasıdır.
GAZİANTEPSPOR – ELAZIĞSPOR
Düşme potasının iki ekibini karşı karşıya getiren maçta Gaziantepspor, SB Elazığspor’u konuk etti. Teknik direktörlüğe Sergen Yalçın’ı getiren ev sahibi ekip, taraftarının da yoğun ilgi gösterdiği mücadelede 3 puanı 3 golle almayı başardı. Henüz ikinci dakikada bulduğu golle maça da 1-0 önde başlayan Gaziantepspor, ortada geçen ilk yarıda kendi kalesine atarak rakibine hediye ettiği golle soyunma odasına 1-1’lik eşitlikle gitti.Ev sahbi ekip, ikinci yarıda oyuna giren Turgut Doğan Şahin, Bekir Ozan, Traore ile orta sahada ağırlığı ele geçirirken ataklarını da arttırdı. Son 45’te orta alanda daha rahat top çeviren Kırmızı-siyahlar, pas trafiklerinde de başarılı olunca Elazığspor orta alanı yoruldu ve tamamen çöktü. Bu sıralarda Turgut Doğan’ın net şutuyla 2-1 öne geçen ev sahibi ekip rakibinin moralini de tuzla buz etti. Okan Buruk’un göreve getirilmesinden bu yana da vaziyeti değişmeyen ve takım halinde kötü bir performans sergileyen Gakkoşlar, ikinci golden sonra resmen dağıldı. Kaybedecek bir şeyi kalmayan Okan Buruk, en azından beraberlik sağlama düşüncesiyle defans çizgisini de orta yuvarlağa kadar çekince farkın üçe çıkmasına resmen davetiye çıkardı. Zira agresif, ne istediğini bilen ve hücumcu anlayışla sahada olan Gaziantepspor, Bekir Ozan’ın etkili paslarıyla defans arkasına da sarkmayı iyi beceriyordu. Elazığspor’un son kozuna karşılık 2-1’in üstüne yatmayan Sergen Yalçın’ın öğrencileri, 3. golü de Bekir Ozan’ın yarattığı derin topa hareketlenen Turgut’un kazandırdığı penaltıyla buldu.
Sergen Yalçın’la çıktığı ilk maçta 4 hafta sonra kazanan Gaziantespor, sahayı dolduran ve 90 dakika boyunca olağanüstü destek ortaya koyan 14.200 seyircisine 3 puanı hediye etmeyi başardı. Bu sonuçla sıralamasında değişiklik yaşanmayan ev sahibi ekip puanını da 11’e yükseltti. Sahadaki her alanında çatlaklar yaşayan Elazığspor ise, puan hasretini 8 maça çıkarırken ligin dibine yerleşti.
Sergen Yalçın’la En’ler Yaşandı
Eğlenceli kişiliğiyle tanınan Sergen Yalçın, Gaziantepspor’la anlaşarak sürpriz yarattığı 12. haftada camiada da doping etkisi yarattı. Öyle ki, Kamil Ocak Stadyumu geçen sezon oynanan Galatasaray-Beşiktaş-Fenerbahçe mücadelelerinde dahi ulaşamadığı seyirci rakamlarına bu hafta ulaştı. Kırmızı-siyahlar Yalçın’la 14.200 Gaziantepli taraftarı stada çekerken, ayrıca %55’lik oranla bu sezon en çok topla oynama yüzdesini elde etti. Bu oranla bu sezon ilk kez rakibinden daha çok topla oynama başarısını da gösteren Sergen’li Gaziantepspor, uzun bir aradan sonra nefes almış oldu.
AKHİSAR BELEDİYESPOR – KDÇ KARABÜKSPOR
Ligde Galatasaray galibiyetinden sonra 3 puan alamayan Akhisarspor, 3 haftadır kaybetmeyen Karabükspor’u ağırladı. 4 haftanın ardından galibiyet arayan ev sahibi ekip, orta sahada daha kalabalık ve daha baskılı başladığı mücadelenin ilk yarısında agresif tavırdaydı. Daha çok sol kanadı kullanan Akhisar Belediye, ceza sahası içine top taşımayı başarsa da golü bulamadı. Bir topu direkten dönen ve Niasse ile tamamı 18’in içinde yakaladığı birçok net pozisyonu değerlendiremeyen Akigolar, oyun kurmasına dahi izin vermediği rakibinin ikinci yarıdaki dirilişine de umut ışığını kendi elleriyle yaktı.Zira işler ikinci 45’in ilk düdüğüyle değişmiş durumdaydı. Tolunay Kafkas’ın sakatlanan Hakan Özmert ve etkisiz olan Lua Lua’da diretmemesi ile erken yaptığı iki değişiklik, Kırmızı-mavililerin Akhisarspor’un yorulduğu gözlenen orta sahasını da kolay geçmesini sağladı. Hücumda İlhan Parlak ve Akpala’nın ikili paslarıyla kaleci Oğuz’u yoklamaya başlayan konuk ekip, Lua Lua’nın yerine oyuna giren Ahmet İlhan’ın sağ kanattaki etkili bindirmeleri sonucunda 1-0 öne geçmeyi başardı. 1-0’dan sonra resmen dağılan Akhisarspor, zaten ikinci yarıda hiç olmayan orta sahasından sonra defans hattında da büyük hatalar yapmaya başladı. Karabükspor, golden sonra savunması da çöken rakibi karşısında farkı daha da açabilecekken yakaladığı atakları değerlendiremeyince maç bu skorla bitti.
1-0’lık sonuçla Akhisarspor’un kriz masasına olan ihtiyacı gözler önüne serilirken, konuk Karabükspor’da ise moralleri arttırdı. 12. hafta sonunda Karabükspor, tam 5 sıra birden atlayarak 8.’liğe yükseldi ve ev sahibi ekip ise kendisini koltuğundan eden rakibinin bir altında yer aldı.
Hazırlayan: Kâşif YAVAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder