Merhabalar Kerim Zengin, bizlere futbola başlama öykünü anlatır mısın?
Mersin İdman Yurdu alt yapısında başlamış gibi görünsem de futbola başlama hikayem, 1998 yılında Mersin’den İstanbul’a gelerek Beşiktaş futbol okuluna yazılmamla başladı. Yazları Mersin'de tatilini geçiren dayım bendeki yeteneği görmüş olmalı ki İstanbul’a yanına götürme kararı aldı ve futbolu seven biri olarak dayımın bu teklifini olumlu şekilde karşılamıştım.
Alt yapılardan Süper Lig'e uzanan kariyerinde en çok kimlerin sana katkısı oldu. Buralara gelmende hangi hocaların daha çok rolü var sence?
Mersin İdman Yurdu’nda oynadığım dönemlerde milli takım seçmelerine gittiğimde Adana Bölge Sorumlusu Savaş hocamın büyük takımlara gelmemde katkısı büyüktür. Mersin İdman Yurdu’nda ise Tevfik hocamız diyebilirim. Fenerbahçe alt yapısına geldiğimde ise efsane isim Cemil Turan üstüme çok düştü. Bendeki katkılarını asla unutamam.
Seninle birlikte futbola başlayanların pek çoğu bugün başka şeylerle uğraşıyor. Seni onlardan ayıran ve bugünkü noktaya gelmeni sağlayan farkların nelerdi?
O günün şartlarında bile umudumu hiç kaybetmedim. Bugünlere ulaşacağıma inanmam ve bu doğrultuda çalışmam beni arkadaşlarımdan en çok ayıran özelliğim oldu diyebilirim.
Çok önemli kulüplerde oynadın, fakat futbol severler seni en çok Fenerbahçe formasıyla hatırlıyor. Genç yaşlarda Fenerbahçe formasını giymiş başarılı bir oyuncu olarak, Fenerbahçe yıllarını bize anlatır mısın?
Fenerbahçe'de oynamak, o ailede bulunmak rüya gibiydi. Hiç bitsin istemiyor insan. Dünya yıldızları ile aynı karede bulunmak onlarla aynı anılarda olmak çok farklı bi duygu. İnsanların sana bakışları bile farklı oluyor. O yıllar unutulmaz.
Fenerbahçe'de Arthur Zico ve Daum'la çalışma fırsatını yakalamış bir isimsin. Bu önemli isimler hakkındaki düşüncelerin nelerdir?
Bu iki büyük antrenörle kariyerimde çalışma fırsatı bulduğum için şanslıyım. Daum, tipik Alman ekolünü çok iyi uygulayan bir kişiliğe sahip. Zico ise ofansif futbola yatkınlığımdan dolayı benim için ayrı bir yeri var. Hem insanlarla ilişkisi, hem de futbol anlayışıyla gönlümde ilk sıradadır. Genellikle hocalarda Zico kadar samimiyetle yaklaşanı hiç görmedim. Bana göre hocalar bizleri sadece futbolcu olarak görmemeli daha yakın olmalı, Zico bunu çok iyi başarıyordu..
Bu sezon Spor Toto Süper Lig'in sürpriz takımlarından Akhisar Belediyespor'a transferin gerçekleşti. Transferinin arka yüzünü okuyucularımıza anlatır mısın? Takım olarak ve kendi adına hedefleriniz neler?
Aslında geçtiğimiz sene devre arasında gerçekleşmesi bekleniyordu, fakat gerçekleşmedi bu transfer. Sene sonu geldiğinde yeniden görüşüldü ve transferim gerçekleşti. Hedefimiz her maç iyi futbol, iyi mücadele ve kazanabildiğimiz kadar puan. Takım olarak sezonu en iyi noktada bitirmek istiyoruz. Bu ilk 7 olabilir diye tahmin ediyorum fakat her zaman istediğin herşey olamayabiliyor ve hesapta olmayan sonuçlarla karşı karşıya kalıyorsunuz. Bu yüzden önümüzdeki günler, bazı şeyleri daha net konuşabilmemizi sağlayacaktır.
Kariyerinizi İncelediğimizde Mersin İdman Yurdu, Fenerbahçe, İstanbul BBSK, Antalyaspor, Karabükspor, Sivasspor ve son olarak Gençlerbirliği gibi birçok başarılı takımda forma giydiğini görüyoruz. Taraftar bakımından kendinize yakın gördüğünüz takımlar hangileriydi?
Fenerbahçe, Mersin İdman Yurdu ve Karabükspor'un bende yeri ayrıdır.
Kerim Zengin, bir önceki soruya paralel olarak bir çok takım ve şehirde oynamanın avantajları ve dezavantajları hakkında yorumlarını alabilir miyiz?
Benim en büyük hatam oynadığım takımlarda bir senenin üstüne çıkamamam oldu.. Farklı takımlarda oynamak başarıyı getirmiyor maalesef. Bunu belli bir yaşa geldiğinde anlıyor insan. Başarılı olduğum takımlarda kalmış olsaydım şu an farklı bir yerde olacağımın farkındayım. Bu yüzden hep dezavantajları ile karşılaştım bugüne kadar.
Milli takım kategorilerinde forma giymiş bir oyuncu olarak, Milli takım yılların hakkında neler diyebilirsin? Milli takım formasını taşımak nasıl bir duygu?
Evet milli takım formasını giymek, ülkeni yurt dışında temsil etmek, bayrağımızı taşımak, bunlar çok duygu dolu yıllardı.. Arkadaşlarımızla buluştuğumuz her kamp, bizim için ayrı anılar oluyordu.. Artık bir takım değil ailenmiş gibi hissediyorsun herkesi.
Bu keyifli sohbet için teşekkürler Kerim, son olarak senin okuyucularımıza iletmek istediğin bir şey var mı?
Benim için de keyifli dakikalardı. Bunun için ben de teşekkür eder çalışma hayatınızda başarılar dilerim. Şu bir gerçek "kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin" ülke olarak duygusal bir yapımız var belki de bir çok kişi bundan dolayı sıkıntı çekiyor. Umarım genç kardeşlerim hedeflerini baştan belirler ve hiç vazgeçmezler.
Röportaj: Oğuzhan ARSLAN
Bu röportaj TransferMerkez.com tarafından yapılmıştır, tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder