10 yıl boyunca Beşiktaş camiasının içindeydin. Orada büyüdün desek yeridir. Oradan başlayalım istersen. Geçirdiğin 10 yılı ve Beşiktaş'ı anlatır mısın?
2003 yılında girdiğim Beşiktaş caimasında hiç azımsanamayacak bir süre, yaklaşık 10 yıl geçirdim. Beşiktaş'a gitmemdeki en büyük etken tabii ki babamdı. Eski bir Beşiktaşlı olduğu için bende babamın izinden gitmek istedim ve bu kulübü tercih ettim. Bu 10 yıl boyunca iyisiyle kötüsüyle çok sey yaşadım. Dediğiniz gibi burada büyüdüm. Bana çok şey kattı kulübüm. Ama kimse yanlış bir şey düşünmesin, güzel ayrıldık.
Beşiktaş'tan neler öğrendin?
Futboldan önce karakterli insan nasıl olunur onu öğrendim. Olumsuz şeylerde yaşadım tabii bu süreçte ama bunlar insanı olgunlaştırıyor. Beşitaş'a çok şey borçluyum. Şampiyonluklar yaşadım, A2 takımında 2 yıl kaptanlık yaptım, A takım kadrosuna dahil oldum, Süper Lig'de oynadım. Bunlar genç bir futbolcu için çok önemli şeyler. Bu yaşadıklarımın hepsini Beşiktaş'a borçluyum.
A takımla idmanlara ve maçlara çıktın. Çok önemli isimlerle aynı formayı terlettin. Beşiktaş'ta oynadığın yıllarda seni en çok heyecanlandıran şey ne oldu?
Ben en çok Sergen Yalçın'la oynayabilmeyi hayal ettim; o çok büyük bir yetenek. Dünyanın en iyi futbolcularından Fernandes, Guti ve Quaresma ile oynadım, onlarla oynamak çok gurur vericiydi. Hem aynı formayı giymenin tadını çıkardım hem de çok şey öğrendim onlardan, özellikle de aynı mevkide oynadığım Guti'den. Saha içinde, idmanlarda her zaman bize ağabey gibi oldular, kendimizi geliştirmemiz için hep yardım ettiler.
Senin bugünlerine gelmeni sağlayan, Mertcan Demirer'i Mertcan Demirer yapan hocalar kimdi?
Eski antrenörüm Ömer Gülen, geçen seneki A2 hocamız Erkan Avseren, Mehmet Bulduk, Tayfur Havutçu ve Bernd Schuster bende yeri çok ayrı olan insanlar ama söylemeden geçemeyeceğim kondisyonerimiz Ümit Dohman'ın da üzerimde emeği büyük. Aslında beni ben yapan, kişilerden çok Beşiktaş'tı.
Aslında herkesin merak ettiği soru şu; Süper Lig’de önemli bir takımın formasını giyerken, 1. Lig'de mütevazi sayılabilecek bir takıma, Tavşanlı Linyitspor'a transfer oldun. Neden Tavşanlı Linyitspor'u tercih ettin?
Benim bu yıl ki hedefim; ne kadar fazla maç oynayıp ne kadar kendimi geliştirebileceğimdi. Takım seçmeyi değil de öncelikle bunu düşünüyordum. Benim için önemli olan futbol oynamak, yedek bekleyerek hiç bir futbolcunun kendini geliştireceğine inanmıyorum. Bu takımı seçmemdeki nedenlerden biri de Tavşanlı Linyitspor'un hocası Erol Tok'du, Genel menajerimiz Abdullah Duran ve o beni bu takımda görmek istediklerini çok dile getirdiler. Görüşmeye gittiğimde bana çok sıcak davrandılar, kendimi ailemin yanında, evimdeymiş gibi hissettim. Tavşanlı Linyitspor'u tercih ettiğim için çok mutluyum.
PTT 1. Lig'i daha önceden takip ediyor muydun? Bu ligi nasıl değerlendiriyorsun?
Ligi sürekli yakından takip ediyordum, çünkü Beşiktaş'ın alt yapısında birlikte oynadığım Sezer Özmen, Koray Şanlı, Cumali Bişi gibi bir çok takım arkadaşım vardı. 1. Lig mücadeleye ve koşmaya dayalı bir lig, özellikle son yıllarda inanılmaz mücadelelere sahne oluyor. Tabii Süper Lig'e kıyasla maddi açıdan farklılıkları var ama bu ligin kendi kalitesinden ödün vermiyor. İyi bir sezon geçireceğime inanıyorum.
Birkaç gün sonra senin için yepyeni bir sezon başlayacak, Kütahya’da yeni bir hayatın olacak. Tavşanlı Linyit'deki hedeflerin nelerdir?
Benim için büyük bir adım, büyük bir basamak burası. PTT 1. Lig, Süper Lig için bir vitrin. Yaşım daha çok genç bu bana daha iyi oynamam için özgüven veriyor. Bu lig çok tempolu bir lig, bunu düşündükçe daha fazla hırslanıyorum ve bir an önce ne kadar iyi olduğumu kanıtlamak istiyorum. Takımda oynayan yaşı benden büyük iyi oyuncularımız var ve onların tecrübelerinden sonuna kadar faydalanıp kendime daha fazla şey katacağım. Tabii ki benim hedefim tekrar Süper Lig'e geri dönüp en kısa zamanda Avrupa'da ve A Milli takımda oynamak.
Futboldaki idolün kim? Oynadığın mevkide kimi kendine örnek alıyorsun?
Futboldaki idolüm, Steven Gerrard'dır. Kulübüne olan bağlılığı, futbola verdikleri ve liderlik özelliğiyle küçüklüğümden beri hayranlığımı kazanmış bir oyuncudur. Babamı da çok örnek alıyorum Beşiktaş'a yıllarını vermiş mükemmel bir adamdır. Futbolcu olarak idolüm Steven Gerrard.
Peki, teknik adam olarak kim? İleride bir gün, çalışmayı çok arzuladığın bir teknik adam var mı?
Sir Alex Ferguson, Guardiola ve Jose Mourinho ile çalışmayı çok isterdim.
Futbol hayatın bittikten sonra ne yapmayı düşünüyorsun?
Öncelikle 36-37 yaşına kadar tabii sağlığım el verirse futbol oynamayı düşünüyorum. Daha sonrası için hayalim, teknik direktör olmak. Çünkü severek yaptığım ve anladığım tek iş futbol. Futboldan kopamayacağımı söyleyebilirim.
Röportajımızı bitirirken son olarak şunu sormak istiyorum; futbolu çok seven, başarı özlemi çeken bir taraftar gurubu ve bir şehir seni bekliyor. Ben öğrencilik yıllarımı orada geçirdiğim için kenti de taraftar grubunu da iyi tanıyorum. Onlar her yeni transferlerini şehrin çocuğu gibi bağırlarına basar ve destek verirler. Onlara bir mesajın var mı?
Neşter grubu daha gitmeden sosyal medya üzerinden bana sevgilerini dile getirdiler. Öncelikle onlara bu inceliklerinden dolayı çok teşekkür ederim. Gerçekten gurur verici bu kadar sahip çıkmaları. Şunu açıkça söyleyebilirim ki, Mertcan Demirer elinden gelenin fazlasını ortaya koyup onlar için terinin son damlasına kadar mücadele edecektir. Umarım bu sezon atacağım gollerle onların daha çok sevgisini kazanırım.
Röportaj: Pelin KOÇ
adam
YanıtlaSil