Maç öncesi gerek Benfica hocası, gerek Benfica'lı taraftarlar, hatta ülkemizdeki otoriteler bile Benfica'nın bu turu rahatça geçeceği yönünde hemfikir olmuşlardı. Bu kibir futbolculara da yansımış olacak ki maç başında hepsi alay edercesine oyun oynamaya çalışıyorlardı (Fener'in topları direkleri dövene kadar). Fenerbahçe işin ciddiyetini çabuk hissettirince maç adam gibi oynanmaya başlandı.
Benfica santra vuruşu yapıldığı andan itibaren ne oynamak istediğini belli etti aslında. Deplasmanda değilmiş gibi rakibi baskı altına alıp kendi sahasından çıkartmamaktı amaçları. Ama Fenerbahçe çok iyi reaksiyon gösterdi bu oyun yapısına. Her ev sahibi takım gibi saldırmak yerine oyunu yavaşlatıp önce Benfica'nın oyun planını bozmaktı amaç ve başarılı da oldu. Bir süre sonra oyun dengelendi ve Fenerbahçe yavaş yavaş kaleye sokulmaya başladı. Sow'un direkten dönen topu Benfica takımını tedirgin etmeye yetti. İlk yarının sonlarına doğru baskıyı arttıran Fenerbahçe, Gökhan Gönül'ün ceza sahası içinde akıllıca rakibinin altına doğru yaptığı koşu takımına bir penaltı kazandırdı. Cristian penaltı atışını gole çevirse hem ilk yarı 1-0 önde bitecek, hem Benfica'da sinirler gerileceğinden 4 sarı kartlı oyuncudan biri atılma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktı.
İkinci yarıda hızını kesmeyen bir Fenerbahçe ve kimle oynadığına şaşıran Benfica takımı vardı. Penaltının ardından Kuyt'un topu 3. kez direkten dönerken Fenerbahçe rakibine şu mesajı veriyordu; Fenerbahçe takımı artık saygı duyulması gereken, önlem alınması gereken ve korkulması gereken bir takımdı. Benfica bunu anladığında skor tabelasında şu rakamlar yazıyordu: 1-0. Fenerbahçe böyle bir turnuvada yarı finali ilk defa oynamanın verdiği heyecanla 1-0'dan sonrasını oynayamadı. Oyuncuların üzerine sanki gol atan kazanır havası büründü bir anda. Aykut Kocaman bunu farketti ve artık skor korumaya yönelik hamlelerle maçın Fenerbahçe'de kalmasını sağladı.
Dün oynanan futbol ve skora bakıldığında maçın hakkının bu olmadığı açık bir şekilde görünüyor. 2 veya 3 faklı bitmediyse bu maç Benfica şansına şükretmeli. Maçtan önce rakibi küçümseyen açıklamalar, maç içerisinde alay edercesine hareketler, sonuç olarak bu kadar kibir Benfica açısından bir felaketle sonuçlanabilirdi. Şu dakikadan sonra herşey olabilir. Kendi sahasında çok farklı oynayan bir Benfica olacak Fenerbahçe'nin karşısında. Ayrıca Webo, Mehmet Topal ve Meireles kadroda olamayacaklar. Tur ortada belki ama yukarıda belirttiğim cümleyi tekrar yazmamda fayda görüyorum. Fenerbahçe takımı artık saygı duyulması gereken, önlem alınması gereken ve korkulması gereken bir takım. Bu artık değişmeyecek bir gerçek olarak herkesin akıllarına yazıldı dün akşam. Fenerbahçe'yi tebrik edip rövanş mücadelesinde dün akşam Benfica'da olan şansın Fenerbahçe'nin yanında olmasını diliyorum ve başarılar diliyorum...
GÖZE ÇARPAN OYUNCULAR
Fenerbahçe'de ileri uçta oynayan Sow ve Webo üstün direnç ve hırslarıyla topu ayaklarında tutarak Fenerbahçe'nin saha içinde üstün oynamasında büyük pay sahibi oldular. Sağ kanadı adeta süpüren Gökhan Gönül ve bunu yapmasındaki bir numaralı aktör Kuyt'ın performansları üst düzeydeydi. Savunmada Yobo kritik müdehaleleriyle, Egemen ise Cardozo'yu kilitlemesiyle mükemmel bir ikili oldular ve Benfica'nın pozisyona giremeden maç bitirmesine sebep oldular. Solda Ziegler en iyi maçlarından birini oynadı, ortada Meireles ve Mehmet Topal da çok iyyidi.
Benfica'da ise göze çarpan hayal kırıklıkları vardı. Pablo Aimar bunların başında gelen isim. Yıldız futbolcu saha içerisinde neredeyse hiç yoktu. Sadece Meireles'e yaptığı sert faul akıllarda kaldı. Yerine giren Gaitan da varlık gösteremeyen Benfica'lılardan. Direkten dışarı çıkan topu dışında maça bir katkısı olmadı. Cardozo sırtını defansa verdiğinde ne kadar tehlikeli olduğunu belli etti ama Egemen onunla kıyasıya boğuşunca o da etkisiz kaldı.
MAÇIN GENİŞ ÖZETİ
MAÇIN GENİŞ ÖZETİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder