Yazar: İlker AKIN Takip et: @___10___
Süper Mega Lig'in ikinci devresi, Kasımpaşa-Galatasaray maçıyla başladı. Bir süredir özlediğiniz hakem hataları, şike dedikoduları, demeç savaşları, pazar gecesi kavgaları da geriye geliyor dolayısıyla. Fenerbahçe taraftarı olduğumu bilen bilir, takımım kazansın, iyi oynasın isterim doğal olarak. Ancak, bu tatsız tuzsuz Süper Lig muhabbetlerine de katlanmak zorunda hissetmiyorum kendimi. Bu yüzden 1. Lig'i severim ve günahıyla sevabıyla daha dikkatle takip etmeyi tercih ederim. Oyunu seviyorsan, zaten bu ligde daha gerçek bir mücadele olduğunu kolayca görebiliyorsun. Edebiyat kısmını kısa tutayım, 1. Lig'de devre arasında birçok değişim yaşandı, onlarca oyuncu/teknik adam yer değiştirdi. Bunların ışığında, 18. hafta maçlarına biraz göz atalım bu yazıda.
Birinci Lig'i takip etmemde büyük faydası olan Serkan dostum ve Devrim ve Oğuzhan abilere de selamı çakmak istiyorum. Burada yazdıklarım sadece bir izleyicinin görüşleridir. Dolayısıyla, bir yerlere hizmet etmek için veya kişisel hedeflerim doğrultusunda yazmadığımın altını çizme ihtiyacı duyuyorum. Oyunun keyfini çıkarmaya bakın zaten, boş işlere enerji harcamayın.
Bakalım menüde neler var?
1461 Trabzon - Denizlispor:
Birinci Lig'i takip etmemde büyük faydası olan Serkan dostum ve Devrim ve Oğuzhan abilere de selamı çakmak istiyorum. Burada yazdıklarım sadece bir izleyicinin görüşleridir. Dolayısıyla, bir yerlere hizmet etmek için veya kişisel hedeflerim doğrultusunda yazmadığımın altını çizme ihtiyacı duyuyorum. Oyunun keyfini çıkarmaya bakın zaten, boş işlere enerji harcamayın.
Bakalım menüde neler var?
1461 Trabzon - Denizlispor:
1461'de çok önemli değişiklikler olmadı. Sadece Giray Kaçar'ın rahatsızlığı neticesinde bir önlem olarak, stoper Abdullah Karmil'i Trabzonspor'a verdiler ve santrfor mevkisine Mersin İY'dan Abdullah Halman'ı getirdiler. 1461 zaten oturmuş ve çok çok iyi bir takım. Bu lig için bence hiçbir eksikleri yok. Kıymetli insan ve saygıdeğer hoca Reşit Akçay yönetiminde, üst sıralarda gezinmeye devam edecekleri kanaatindeyim. Sercan Kaya, Caner Osmanpaşa, Ofoedu, Emrullah Kokoç ve kaleci Fatih gibi iyi oyuncular izlenmeye değer. Denizlispor ise, Engin İpekoğlu ile başladığı sezonda gayet iyi bir gidişat içindeyken, bir anda politikasını tümüyle değiştirdi ve Ege Bölgesi'nin değerli hocalarından Selahattin Dervent'i takımın başına getirdi. Azerbaycan tecrübesine de sahip Dervent, takımını genellikle sabırlı, sakin ve oyunu tutan bir karakterde oynatan bir teknik adam. Neredeyse takımın tamamının değiştiği bu dönemde, 21 puanla bitirilen ilk devre hiç de başarısız görünmüyor. Yalnız devre arasında inanılmaz bir değişim yaşadılar. Takımın gol yükünü çeken Can Erdem, Mersin İY'na gitti. Yine sağ bek Erhan Kartal Kasımpaşa'ya, sol bek/açık Oğuzhan Berber Çaykur Rizespor'a transfer oldu. Ofansif güçlerden biri olan Haluk Türkeri'nin de aralarında bulunduğu neredeyse 10'dan fazla oyuncu takımdan ayrıldı ve yerlerine üç yabancı ve birçok 'gurbetçi' oyuncu getirildi. İkinci yarının Denizlispor adına kolay geçeceğini sanmıyorum. Kadrolarında bu kadar değişime gitmeleri hiç mantıklı bir hamle değil ve takım oturana dek (ki oturmama riski hep mevcut) büyük sıkıntı yaşarlar. Erciyes'ten kiralanan forvet Üstün Bilgi ve İsmail Haktan Odabaşı'yı dikkatle izleyeceğim.
Bu maçta ev sahibi çok ağır favori. 1461 için güzel bir galibiyet olur.
Şanlıurfaspor - Adanaspor:
Bu maçta ev sahibi çok ağır favori. 1461 için güzel bir galibiyet olur.
Şanlıurfaspor - Adanaspor:
Şanlıurfaspor için işler hiç iyi gitmiyor. Geçen sene gelen müthiş şampiyonluğun ardından, ilk yarıda ne kadar maddi ve idari hata varsa yaptılar. Düşme hattının üzerinde, çok rahat olmasa da vasat bir durumda bulunan Urfa'nın daha dün kongresi gerçekleşti ve takım neredeyse yarım bile değil. Ay sonuna dek birçok transfer yapacaklarını tahmin ediyorum. Ancak bu hafta işleri çok zor. Tunç dışında takımda bir tane santrfor yok ve İbrahim Yavuz ve Ömer Ateş dışında çok katkı yapacak bir oyuncu da transfer edemediler. 1 Şubat tarihine kadar Şanlıurfa'dan fazla bir şey beklemek doğru olmaz. Hedefleri ligde kalmak ve kulüp yapısını düzeltmek olmalı. Serdar Özkan gibi müthiş bir yetenek ise her zaman izlenmeye değer. Düzgün kulüp yapısı demişken, Adanaspor ne kadar doğru varsa yapıyor bu sene. Açıkçası, Bucaspor'a sempatim olmasına rağmen, net şampiyonluk adayım Adanaspor. Zaten iyi olan kadroya golcü Ümit Tütünci, savruk ama deli fişek kanat forveti Burak Çalık, sağlam bir orta saha olan Barış Ataş ve defans oyuncusu Özgür Bayer'i eklediler. Zirveye yakın pozisyonlarını kesinlikle koruyacaklarını düşünüyorum, ilk iki ise hiç uzakta değil. M'Billa'nın sağlıklı olması ve defansın iyi performans vermesi onlar adına kilit noktalar. Bence çıkacaklar. İyileşince en sevdiğim oyuncuları Talha Mayhoş'u keyifle izlemeyi ümit ediyorum. Urfa-Adana maçı kebap gibi lezzetli geçmeyebilir. Ev sahibi çok eksik ve rakip güçlü. Ama goller izleriz, Adana kaybetmez.
Göztepe - Kartalspor:
Göztepe - Kartalspor:
Göztepe'nin durumu çok enteresan. Paraları var, taraftarı gayet ateşli ama bir türlü dikiş tutturamadılar bu sezon. Devre arasında da yine birçok iyi oyuncu aldılar, almaya da devam ediyorlar. Sol bek Orhan Taşdelen, santrfor Ergin Keleş, sağ bek Hakan Ateş, Bursa'dan kiralanan genç Mehmet Sak, stoper Ramazan Sal bu oyunculardan bazıları. Tüm bu oyunculara rağmen, forvette büyük sıkıntıları vardı ilk yarıda. Hiçbir şey veremeyen Şaban Genişyürek, Buval ve İbrahim Şahin, sanırım gol atamadan ilk yarıyı bitirdi, zaten bu üç isimden son ikisi de gönderildi. Ergin Keleş'in tek başına yeteceğinden emin değilim. Yanındaki genç yıldızlar Halil Akbunar ve Ali Kuçik'in yapacakları hala çok önemli. Bu ele avuca sığmaz iki kanat forvetini çok beğeniyorum. Bu sezon takıma inanılmaz katkı sağladılar. Fakat, ligde kalmayı garantilemek ve yukarılara çıkmak için daha fazlasına ihtiyaçları var. Gelecek hala çok berrak değil Göztepe için. Biraz daha transfer gerekecektir. En son duyduğum Paulinho adında bir santrfor ile ilgilendikleri şeklindeydi. Halil ve Ali'ye dikkat etmenizi tavsiye ederim. Kartalspor çok acayip bir kulüp. Her sene düşme hattında yer alıp, bir türlü düşmüyorlar istikrarlı biçimde. Hedefleri hep mütevazı ve gerçekçi. Ayrıca her sene birkaç genç oyuncuyu da parlatmayı biliyorlar. Devre arasında tecrübeli Erman Ergin ve Burak Akdiş'i TFF 2. Lig ekiplerinden Körfez FK'ya veren Kartal, tecrübeli forvet Ali Zitouni, Göztepe kaptanı İlhan Şahin ve aynı takımdan Emre Öztürk'ü getirdi. Onlar adına değişen çok şey olacağı kanaatinde değilim. Sağ bek Uğur Akdemir (24), sol bek Mehmet Uslu (24) ve 93'lü stoper Ethem Pülgir'in iyi oyunlarının süreceğini sanıyorum. Bir de benim çok takdir ettiğim defansif orta saha Gökhan Güney'e dikkat çekmek isterim. Gol noktalarında ise, Yaser Yıldız'ın daha etkili olmasına çok ihtiyaçları var. Göztepe-Kartal maçı iyi futbol vaat ediyor dersem, yalan söylemiş olurum. Ev sahibi oturmuş bir takım değil ve rakibi de deplasmanda oyunu tutmayı bilen bir ekip. Bu maçtan çok gol çıkacağını sanmıyorum. Berabere bitmesi muhtemel.
Manisaspor - Karşıyaka:
Manisaspor - Karşıyaka:
Ege'de sert atmosferde geçmesi beklenen bir kapışma. Manisalılar, rakiplerinden pek haz etmez ve işleri onlar adına zorlaştırmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Ev sahibi Manisaspor ilk yarının lideri bildiğiniz gibi. Devre arasında sadece Turgutluspor'dan Yasin'i alan Manisa'da ayrılan bir oyuncu olmadı. Son derece genç, kaliteli ve düzenli bir takım Manisaspor. Defansta Fuchs, Hüseyin Tok, Hikmet Balioğlu, İsmail Dinler dörtlüsü neredeyse hiç bozulmuyor. Ortada Bülent Cevahir, Eray Ataseven, Bekir Yılmaz, Gökay Iravul, Murat Gürbüzerol gibi şahane gençlerin önünde görev yapan tecrübeli golcü Kahe ile rahatça sonuca gidiyorlar. Ayrıca, henüz hiç oynamadıkları Maciej Iwanski gibi bir kartları da var. Iwanski de tek başına maç alabilecek kapasitede, ofansif bir yetenek. Manisaspor için kesin çıkarlar diyemiyorum, takım son derece iyi ve yetenekli ama bu kadar fazla genç oyuncunun olması bir soru işareti yaratıyor kafamda. Stresle baş edebilecekler mi, bunu sezon sonuna doğru göreceğiz. Yine de gidişat muazzam. Bu takımda en beğendiğim oyuncu Bülent Cevahir. İnanılmaz bir 'ham' yetenek. İşlenecek mi, göreceğiz. Karşıyaka, çok dramatik bir sezon yaşıyor. Büyük ümitlerle başlamadıkları sezonda gelen liderlik, ardından gelen çöküş ve umutsuzluk havası, şimdi yerini yara sarma evresine bırakmış durumda. Bunları işlemeden önce, takımının başında - tıpkı oyunculuk günlerindeki gibi - aşılmaz bir duvar gibi duran Cihat Hoca'yı tebrik etmek lazım. İnanılmaz zor işlerle mücadele veriyor ve henüz pes etmedi, çok ama çok takdir edilesi. Karşıyaka'da mesele para bildiğimiz gibi. Büyük maddi krize giren kulüpten (sanırım) 12 oyuncu ayrıldı. Göztepe'ye giden sol bek Orhan, Bursaspor'a giden stoper Onur Akbay, sözleşmesi feshedilen Makukula, Samsun'a giden kaptan Fatih Şen ve stoper Cemil Adıcan, sol kanat oyuncusu Ahmet Burak Solakel, orta saha Taha Yalçıner, santrfor Emre Aktaş gibi çok önemli oyuncuları kaybettiler. Wilfred Dalmat gibi birkaç oyuncuyla da sorunların çözülmeye çalışıldığı konuşuluyor. Kısacası, muazzam bir maddi krizin ardından, kalan birkaç oyuncuya takviye yapma telaşında Kaf-Kaf. Kayıpları gidermek adına, tecrübeli oyunculara yöneldiler doğal olarak. Adanaspor'dan ayrılan orta saha dinamosu Emre Toraman, Elazığ'dan kiralanan sol bek Caner Bulut, Göztepe'den santrfor İbrahim Şahin, Gençlerbirliği'nden ofansif orta saha Onur Bayramoğlu, Erciyes'ten orta saha Veli Torun, sakatlıklardan yıllarca çok çeken savunmacı Tayfun Cora, yine sakatlık mağduru iyi bir stoper olan Gurur gibi tecrübesi yüksek adamlarla güçlendirdiler kadroyu. Arayışların da sürdüğünü tahmin ediyorum keza bu oyuncular da yeterli değil. Örneğin, elde Banahene ve lisans sorunu olduğu söylenen İbrahim Şahin'den başka bir tane santrfor yok. Karşıyaka'nın hedef küçültmesi ve bu sezon için ligde tutunmaya gayret etmesi daha mantıklı bir hedef olur diye düşünüyorum. Manisaspor-Karşıyaka maçında ev sahibi çok ağır favori. Ancak Kaf-Kaf direnecektir, kalan oyuncular mutlaka gidenlere ve camialarına bir mesaj vermek isteyecektir. 3 ihtimalli bir maç, muhtemelen de çok güzel geçecek bir maç.
Gaziantep BB - Çaykur Rizespor:
Gaziantep BB - Çaykur Rizespor:
Haftanın ilginç maçlarından biri. Ligin en sessiz ve sade takımı ile en şöhretli, en zengin takımı karşı karşıya. Büyük ihtimalle Kamil Ocak Stadyumu'nda değil de, tesislerdeki o 'Halı Saha' görünümlü sahasında oynanacaktır müsabaka. Sadece Ertan'i kiralık gönderen Antep Belediye, Erhan Şentürk ve Kenan Aslanoğlu gibi iki ofansif gücü bünyesine kattı. Ramazan Altıntepe, Serdar Deliktaş ve Emrah Kol gibi forvetlerin yanında iyi katkı verebilecek bu oyuncular, yine de takımı kanatlandırıp play-off potasına sokacak gibi görünmüyor. Zaten Antep Belediye'nin sakin ve kendi halindeki yapısı, büyük hedefleri kovalamalarının güç olduğunun da bir kanıtı. Benim çok beğendiğim, 89 doğumlu merkez orta saha oyuncusu Sefa Aksoy'u da dikkatle takip etmenizi öneririm. İyiye gitme ihtimali yüksek ve Süper Lig kalitesinde bir oyuncu kanımca. Çaykur Rizespor çılgınca bir sezon geçiriyor. Florin Cernat'ı aldılar, bu zaten bence yeterince çılgınca. Çok büyük teknik adam Mustafa Denizli yönetiminde, ileriye yönelik gayelerini gerçekleştirmek ve şehrin futbol kaderine katkıda bulunmak istiyorlar. İmkanları çok ama işleri çok kolay değil. Ligin en iyi forvetlerinden Uche Kalu ve benim tartışmasız favorim Ousman Jallow sezonu kapadı. Forvette inanılmaz eksikleri var. İlyas Çakmak, Erhan Şentürk de gidince ileride kimi oynatacakları tam bir muamma şimdilik. Denizli'den gelen 22 yaşındaki sol kanat oyuncusu Oğuzhan da henüz maça çıkmadan sakatlanınca kadro zaafiyeti iyice arttı. İlk haftaları kolay geçemeyecekleri şimdiden aşikar ama transferler geldikçe ve Cernat takıma alıştıkça, Süper Lig hedefine doğru yürümeleri çok zor görünmüyor. Orta sahada Fahri Tatan'ın da gitmesinden sonra, merkeze transfer yapmaları da şart. Onun dışında, kalede ve savunmada sıkıntıları fazla değil bence. 92'li stoper Sezer Özmen'in kariyer hikayesi nerelere doğru gidecek, dikkatle takip etmeye çalışacağım. Gaziantep BB - Çaykur Rizespor maçı çok çetin geçmeye aday. GBB'nin o garip sahasında, sert hava koşullarında top oynamak kolay değil. Rizespor da çok eksik ve 4-5 sezondur bu deplasmanda galip gelemiyor. Bence ev sahibi kaybetmez.
TKİ Tavşanlı Linyitspor - Samsunspor:
TKİ Tavşanlı Linyitspor - Samsunspor:
Tavşanlı şansını zorluyor. Evet, belki maddi sorunları olabilir, belki hedefleri küçük olabilir ama takımın en büyük silahı Ümit Tütünci'yi yok pahasına göndermek ne demektir? Takımda gençleştirme ve 'sadeleştirme' politikası güttükleri aşikar. Tecrübeli İbrahim Yavuz, Eser Yağmur, Faruk Bayar ve Serkan Özsoy takımdan gönderildi. Yerlerine Antalya'dan Deniz Aslan, Erciyes'ten Mehmet Ayaz, Bolu'dan Volkan Koçaloğlu gibi fena olmayan oyuncular geldi. Yine de ilk ve tek hedefleri ligde kalmak. Maalesef bu yolda oldukça zorlanacaklar. Kesin düşerler demek insafsızlık olur ancak alt sıralardan kurtulacaklarını da sanmıyorum. Forvet özellikleri de olan Mehmet Ayaz, orta saha ve hücumun her bölgesinde görev yapabilen, iyi bir oyuncu. Onun dışında emektar Abdi, Özgür Volkan Yıldırım gibi tecrübeli merkez oyuncuları var. Oktay Pop ve Mehmet Besler'in hücumda verecekleri katkı kaderlerini belirler. Linyit için çok uzun bir ikinci yarı olacak. Bir başka zor durumdaki takım da Samsunspor. Emin Abi'nin heybetli duruşuna ve tüm gayretine rağmen kulüp, ilk yarıyı beraberlik şampiyonu olarak tamamladı. 17 maçta 1 galibiyet ve 12 beraberlik! İşleri kolay görünmüyor derken başlayan transfer taarruzu, Samsunspor'u sevenleri ümitlendirmiş olmalı. Gençlerbirliği'nden Tenten Mustafa, Karşıyaka'nın temel direği Fatih Şen ve benim çok beğendiğim stoper Cemil Adıcan, 1. Lig için çok fazla bir oyuncu olan santrfor Abdülkadir Özgen, yine 1. Lig'in üzerinde bir orta saha olan Nikolai Dimitrov, Urfa'dan eski Galatasaraylı Serkan Çalık gibi şahane adamları transfer ettiler kısa sürede. Forvet hattında inanılmaz sorun yaşayan Samsun'a Abdülkadir ilaç gibi gelir. Bu saydığım yeni transferlerden ise 11'e giremeyecek bir tane oyuncu yok. Takım düzelme yolunda ilerliyor. Düşme hattında kalmaları mucize olur kanımca. Çok yüksek hedeflere varmak için ise - bu sezon için - artık çok geç. Yine de, bir anda şaha kalkacaklarını da sanmıyorum, bir süre sıkıntı yaşarlar. Tavşanlı - Samsun maçı iyi futbol vaadetmiyor bana sorarsanız. İyileşen kadrolar var ama muhtemelen zor hava ve saha koşulları olumlu etki yapmaz. Tipik bir beraberlik maçı gibi görünüyor.
MKE Ankaragücü - Kayseri Erciyesspor:
MKE Ankaragücü - Kayseri Erciyesspor:
Ankaragücü kongreler dönemini atlatmış görünüyor. Yeni yönetim transfer yasağını kaldırmaya kararlı. Ligin ilk yarısını 10 puan ve büyük travmalarla bitiren Ankaragücü'nün işi çok zor. 95'li genç santrfor Sinan'ı Beşiktaş'a, Ümit'i de Sivas'a verdiler ve hala transfer yapmaları yasak. Bu 12-13 günlük süreçte de kimler alacakları meçhul transfer tahtası açılsa bile. 1 Şubat'a kadar Ankaragücü hakkında kesin bir yargıya varmak haksızlık olur. Taraftarının mücadelesine şapka çıkarmaktan başka söylenecek çok söz yok maalesef. Ankaragücü'nde takdir ettiğim gençler arasında 95'li solak yetenek Hasan Ayaroğlu (1. Lig'in en genç oyuncusu) ve Serkan Şirin'i gösterebilirim. Kayseri Erciyes, bir defa lige cidden renk katan bir kulüp. Keşke daha fazla taraftarı olsa diye hep içimden geçiriyorum bu sezon özellikle. İnanılmaz eğlenceli, bol gollü/pozisyonlu maçlar oynuyorlar. Takımın başında çılgınca hücum ettiren, coşkulu teknik adam Osman Özköylü var. Defans hatlarındaki sakatlık sorunları olmasa, ilk yarıyı lider bitirmeleri işten bile değildi. Ligin gol krallığında 12 golle önde giden Gohou'yu, genellikle tecrübeli Emrah Bozkurt ve Kenan Şahin ile destekleyen Erciyes'in en iyi oyuncusu tartışmasız Sofiane Hanni. Bu sezonun ilk yarısında 9 asist yapan 22 yaşındaki Fransız, 1. Lig'in çok üzerinde bir kaliteye sahip bir ofansif orta saha oyuncusu. Orta sahada Ragıp ve Alaattin gibi iki fedakar oyuncuya sahip olmaları da büyük şans, keza bu ikili (özellikle de Alaattin) takım kontrolü kaybedecek derecede hücum ettiğinde, dengeyi koruyan yegane unsur gibi görünüyor. Transfer döneminde Elazığ'dan (Messi) Arif Şahin ve Göksu Türkdoğan gibi şahane iki forvet özellikli oyuncu alan Erciyes'in hücum opsiyonları inanılmaz artmış oldu. Elazığ'ı senelerce sırtında taşıyan Sinan Özkan-Arif Şahin-Göksu Türkdoğan üçlüsüydü aklımda kaldığı kadarıyla. Zaten Osman Hoca, Göksu ve Arif ile Elazığ'da da beraber çalışmıştı. Bu iki müthiş transferin yanı sıra, aslında iyi bir sezon geçiren ancak nedense gönderilen kaleci Behram Zülaloğlu'nun yerine Sivas'tan Atilla Koca transfer edildi. Konya'dan sol kanat oyuncusu Bilal Aziz ve Ordu'dan orta saha Numan ile de takviyeler tamamlandı. Erciyes için söylenecek fazla bir şey yok, net şampiyonluk adayı. İlk dört dışında kalacaklarını da sanmam. Ankaragücü - Erciyes maçında deplasman ekibi net favori. Öyle ya da böyle kazanırlar ama fark falan olmaz.
Adana Demirspor - Boluspor:
Adana Demirspor - Boluspor:
Sezon başında Demirspor'un düşme hattından uzak kaldığı takdirde başarılı sayılması gerektiği kanaatindeydim. Zaten sezona da rezalet bir başlangıç yaptılar. Ancak, Osman Özdemir Hoca istifa ettikten sonra göreve gelen Mustafa Uğur Hoca artık nasıl bir formül uyguladıysa, takım resmen uçuşa geçti. Takım şu an 6. sırada ve ciddi ciddi play-off hesapları yapıyor. Bu başarıda temel etken kesinlikle Mustafa Uğur. Bir teknik adam, ancak bu kadar etki edebilirdi. Demirspor'da sezon başından bu yana kaleci Şener'in, artık başarılı kelimesi zayıf kalıyor, 'kahramanlaşan' bir performansı var. Zaten Karşıyaka kalecisi Necati ve Demirspor kalecisi Şener'in yaptığı sayısız kurtarışın bazılarını izah etmek bile mümkün değil bu sezon. Defansta hemşehrim Berat Çetinkaya gayet iyi mücadele veriyor her zaman olduğu gibi, onun yanında birkaç maç izlediğim ve cidden çok beğendiğim Karim Al Hassan ise - sanırım sakatlıktan ötürü - takımdan gönderildi. Ortada klas insan Erman Özgür ve özellikle takımın yıldızı durumundaki Lawal ise öne çıktı. Lawal'ın durumuna birazdan geliriz. Sağ kenarda oynamasına rağmen, her yere yetişmeye çalışan Erçağ'ın inanılmaz mücadelesini ise takdirle izledim, her türlü övgüyü hak eden, muazzam bir adam Erçağ. Takımın gol yükünü ise, 83'lü Gökhan Kaba ve 'Nereden Geldiği Belli Olmayan Gol Makinesi' Juninho çekiyor. Juninho inanılmaz bir adam, bir anda ortaya çıkıyor, golünü atıyor ve yine ortadan kayboluyor. Bu büyüyü 10 defa yaptı ilk yarıda. Geçen sene orta sahada iyi işler yapan Emre Hasan Balcı'yı Malatya'ya gönderen Demirspor'un iki takviyesi, Kaf-Kaf'tan orta saha Taha Yalçıner ve Brezilyalı forvet Eduardo oldu. Taha açıkçası çok beğendiğim bir oyuncu değil, birkaç maçta katkı yapması bile sürpriz olur. Forvet oyuncusu ise tam bir kapalı kutu. Toparlayacak olursak, Lawal'ın ortadan kaybolduğunu biliyoruz. Adam Türkiye'de ama muhtemelen İBB ile görüşüyor ve gitmek istiyor. Onun eksikliği büyük yara açar Demirspor'a. Bir yolunu bulup takımda tutulursa iyi olur ancak gönülsüz oynayan oyuncu da hiç çekilmez açıkçası. Orta sahada muhakkak bir eksik olacak gibi. Genel bir bakışla, Demirspor'un ilk 6 için işi çok zor. Takımın bu formunu koruması mümkün değil gibi görünüyor. Yine de, bence taraftarı adına keyifli ve rahat bir sezon geçiriyorlar. Bu bile gayet yeterli. Boluspor, 1. Lig'in ağır toplarından. Bütçesi yüksek, yönetimi kararlı ve gayretli bir kulüp. Yaptıkları birçok transfere rağmen, belki de Serhat Güller'e fazla güvenmeleri nedeniyle iyi bir yerde değiller. Takımı saymaya kalksam sabah olur, öyle güçlü bir kadro ama hem dengesiz, hem de düzensiz bir yapıları var. 'İmparator' Oğuz Çetin'in gelmesiyle birlikte, takımda müthiş bir ciddiyet gözlemledim bir defa. İşini ciddiye almayı öğreteceğine de eminim oyuncularına. 10. sırada bulunmalarına rağmen, liderle aralarında sadece 8 puan var. Yani hedefe ulaşmaları zor ama henüz imkansız değil. Oyunculuğu döneminde çok defa savunma yapmamakla eleştirilen Oğuz Çetin'in transferlerini savunmaya yönelik yaptığını görüyoruz. Manisaspor'dan hatırladığımız Jimmy Dixon ve Karabük'ten ayrılan tecrübeli stoper Muhammet Özdin ile savunmayı güçlendirmeyi planlamışlar. Bu iki oyuncu dışında gelen biri yok ancak ilk devrede takımda görev yapan ve hiçbir şekilde faydalı olmayan Akeem Agbetu ve Kingsley takımdan gönderildi. Yine kapasitesinin çok altında oynayan Mahmut Boz ve diğer bir stoper Volkan Koçaloğlu da kulüpten ayrıldı. Boluspor'un ofansta kozu çok fazla; Abdülaziz Solmaz, Ali Güzeldal, İskender Alın, Aydın Çetin, Cafercan Aksu ve henüz bir icraati olmamasına rağmen Djehoua gibi hücuma dönük adamları olan bir kadrodan bahsediyoruz. Ancak asıl sıkıntıları defansif orta saha pozisyonunda gibi görünüyor. Burada Barbaros Barut, Alp Ergin ve Cihan Yılmaz var. Takımın yegane sıkıntılı yeri de burası kanımca. Yeterli direnci bu bölgede gösterebilecekler mi, onu ilerleyen haftalarda göreceğiz. Boluspor'un ilk 6'ya girme şansını yüksek görüyorum. Büyük ihtimalle ligin ikinci yarısını az gollü ve taktiksel maçlarla geçirirler. Demirspor-Bolu maçı zor ve güzel bir maç olacak. Demirspor ne yapıp edip içeride kazanıyor ama bu kez işleri kolay değil. Beraberlik kokan bir maç.
Bucaspor - Torku Konyaspor:
Bucaspor - Torku Konyaspor:
1. Lig'de en keyifle izlediğim ekibi hiç tartışmasız Bucaspor. Sait Karafırtınalar'ın ekibi genellikle akıcı, ofansif ve güzel oyun oynayan, centilmen bir takım. Yetiştirdiği gençlerle son günlerde ülke basınının ilgisine haiz olmayı başaran Bucaspor'u, Salih Uçan sayesinde tanıyan kitleye de selamımızı çakıp, takıma biraz göz atalım: Kaleci Ömer Kahveci Demirspor'dan yetişme, 92 doğumlu müthiş bir kaleci. Geleceğini parlak görüyorum. Defansta Luis Henrique ve Efe Halil Özarslan tandemi genellikle bozulmuyor. Sağ bek pozisyonu Fenerbahçe'den 2 yıllığına kiralanan 92'li Okan Alkan'a, sol bek ise ligin en iyi sol beklerinden biri olan 88'li Alparslan Erdem'e emanet. Orta sahanın defansif kısmında Civar Çetin ve Aykut Çeviker görev yapıyor. Özellikle Civar çok beğendiğim ve hep daha fazlasını umduğum bir adam. O da 92 doğumlu. Orta sahada adeta bloklar arası yapıştırıcı görevi yapan Umut Gündoğan müthiş bir adam. 90 doğumlu Umut, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ve fedakar oyunuyla takımın ilk yarıdaki tartışmasız yıldızı. Yine takımın tecrübeli adamlarından kaptan Zafer Çevik ve Erkan Taşkıran da hücumda etkili isimlerden. Golcü Mehmet Batdal'ın en iyi hissettiği yer Buca, bundan artık emin oldum. Yıllardır yokları oynayan Batdal, evinde döndükten sonra yine golleri sıralamaya başladı. Santrfor mevkisinde alternatifsiz görünen Buca'da, gurbetçi Emre Şahin dışında yapılan tek takviye de buraya oldu. Gol krallığı yaşamış, son derece iyi bir oyuncu olan 83'lü Yasin Avcı, hem Batdal'a alternatif olabilir, hem de ihtiyaç halinde sağ kanatta da rahatlıkla görev yapabilir. Takımdan ayrılan bir oyuncu da olmadı transfer döneminde. Sait Hoca'nn orta sahanın ortasına bir adam istediği konuşuluyor. Geçmişte Buca'da oynamışlığı da olan Hırvat Jerko Leko'nun getirilmesi de söz konusu bu bölge için. Bucaspor şu an ligde 7. sırada ve lider Manisa ile arasında sadece 6 puan var. İçeride iyi oynayan bir takım hüviyetindeler, bu ilerisi için bir avantaj ama Süper Lig şansları olduğunu pek sanmıyorum açıkçası. Zaten onlar bu ligde güzel, sabırsız bir stratejiyle kulüp yapısını tamamen yok etmelerini hiç ama hiç istemem. Önce ekonomi.
Torku Konyaspor ise korkunç bir sezon yaşıyor. 1. Lig'in en güvenilir teknik adamlarından biri olan Hüsnü Özkara ile geldikleri noktaya kimse inanamamıştı, onun ardından göreve getirilen Uğur Tütüneker dahi büyük bir toparlanma yaşatamadı takıma. 22 puanla 11. sırada bulunan Konya'nın kadrosuna bakıp, 'şu mevkide eksik var' diyebilen adamı ayakta alkışlarım. Takım gerçekten çok güçlü ama bir türlü skor alamıyor, maç kazanmakta çok zorlanıyor. Elazığ'da hayranlıkla izlediğim golcü Sinan Özkan bile ne yapacağını bilemez halde görünüyor. Bilal Aziz'i Erciyes'e, Zitouni'yi ise Kartal'a gönderen Konya'da, transfer edilen tek oyuncu çok yönlü orta saha/sağ bek Murat Akın. Kadrosunda Neca, Sinan Özkan, Ali Dere, Ömer Ali Şahiner, Erdal Kılıçaslan gibi çok iyi ofansif adamlar bulunan Konya'nın bir an önce toparlanacağını ve yukarılara çıkacağını tahmin ediyorum. 3-4 haftalık bir yenilmezlik serisi bile işlerini görebilir ilk haftalarda. Bence Konya kendini play-off'a atar. İlgiyle takip edeceğim bir takım. Buca-Konya maçı çok zevkli ve heyecanlı geçmeye aday. Evinde kolay gol yemeyen Buca ve hiçbir yerde kolay gole gidemeyen Konya'nın kapışmasında ev sahibi çok avantajlı bence.
PTT 1. Lig'de perde yarın açılıyor. Bakalım bu keyifli yarışın sonunda neler göreceğiz? Kendimce sizlere takımlar hakkında bildiklerimi/düşündüklerimi/tahminlerimi aktarmaya çalıştım. Umarım faydalı/keyifli olmuştur. Hatalarımız olduysa yazıda, ki muhakkak vardır, affola...
Torku Konyaspor ise korkunç bir sezon yaşıyor. 1. Lig'in en güvenilir teknik adamlarından biri olan Hüsnü Özkara ile geldikleri noktaya kimse inanamamıştı, onun ardından göreve getirilen Uğur Tütüneker dahi büyük bir toparlanma yaşatamadı takıma. 22 puanla 11. sırada bulunan Konya'nın kadrosuna bakıp, 'şu mevkide eksik var' diyebilen adamı ayakta alkışlarım. Takım gerçekten çok güçlü ama bir türlü skor alamıyor, maç kazanmakta çok zorlanıyor. Elazığ'da hayranlıkla izlediğim golcü Sinan Özkan bile ne yapacağını bilemez halde görünüyor. Bilal Aziz'i Erciyes'e, Zitouni'yi ise Kartal'a gönderen Konya'da, transfer edilen tek oyuncu çok yönlü orta saha/sağ bek Murat Akın. Kadrosunda Neca, Sinan Özkan, Ali Dere, Ömer Ali Şahiner, Erdal Kılıçaslan gibi çok iyi ofansif adamlar bulunan Konya'nın bir an önce toparlanacağını ve yukarılara çıkacağını tahmin ediyorum. 3-4 haftalık bir yenilmezlik serisi bile işlerini görebilir ilk haftalarda. Bence Konya kendini play-off'a atar. İlgiyle takip edeceğim bir takım. Buca-Konya maçı çok zevkli ve heyecanlı geçmeye aday. Evinde kolay gol yemeyen Buca ve hiçbir yerde kolay gole gidemeyen Konya'nın kapışmasında ev sahibi çok avantajlı bence.
PTT 1. Lig'de perde yarın açılıyor. Bakalım bu keyifli yarışın sonunda neler göreceğiz? Kendimce sizlere takımlar hakkında bildiklerimi/düşündüklerimi/tahminlerimi aktarmaya çalıştım. Umarım faydalı/keyifli olmuştur. Hatalarımız olduysa yazıda, ki muhakkak vardır, affola...
Yazar: İlker AKIN - francescoli10.blogspot.com Takip et: @___10___
gerçekten çok iyi bi analiz olmuş soluksuz okudum elinize sağlık
YanıtlaSil